Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

REŞİT KİBAR ONURUMUZDUR!

''18 Nisan tarihinde Artvin’de görülecek olan duruşmaya basının ve kamuoyunun katılımını elzem görüyoruz.''

Artvin’in Hopa ilçesinde, mesire alanı projesi kapsamında ağaç kesimini engellemek isteyen köylülerin üzerine ateş açılması sonucu hayatını kaybeden Reşit Kibar’ın katledilmesinin ardından, Reşit Kibar’ın mücadelesine sahip çıkmak,adalet talebini dile getirmek üzere Halkevleri Hukuk Sekreteri Haktan Özkan ile karşınızdayım.

Basından ve kamuoyundan beklentimiz adalet mücadelemizin yaygınlaştırılması sürekli olarak gündeme getirilmesidir. Bu aşamada 18 Nisan tarihinde Artvin’de görülecek olan duruşmaya basının ve kamuoyunun katılımını elzem görüyoruz.

2024 yılı itibariyle Halkevleri Hukuk Sekreterliği görevini yürüten Haktan Özkan, Karadeniz Teknik Üniversitesi mezunu. Genel olarak  doğu Karadeniz bölgesinde hak mücadeleleri kapsamında çevre hakkı ve kent doğa mücadelesi veren yöre halkına avukat ekibi ile hukuki destek sağlıyor. Metin Lokumcu davasının da avukatlarından aynı zamanda.

Haktan Özkan bu süreci şöyle anlatıyor; “Lokumcu davasında 13 yıl aradan sonra hukuksuz bir kararla karşılaştığımız günlerde ne yazık ki Reşit Kibarın doğasını savunurken Cankurtaran’da öldürüldüğü haberini aldık. İlk günden itibaren oradaydım. Süreci yakından takip etme fırsatımız oldu. İlk günden bugüne hukuk mücadelemiz sürüyor. Şimdi de Kibar ailesinin avukatları olarak hukuk mücadelemize devam ediyoruz.”

Reşit Kibar ve ailesine, Hopa ve Karadeniz halkına, HALKEVLERİ’ne ve sizin gibi mücadelesi veren herkese teşekkür ediyor, Reşit Kibar’ın mücadelesi ile yaşamasını umut ediyorum.

Halkevleri Hukuk Sekreteri Hakan Özkan İle Röportaj

Sayın Haktan Özkan; bir canlının, yaşam ve doğa hakkı savunucusu olan bir vatandaşın öldürülmesinin hiçbir sebebi olamaz ancak üzülerek sormak istiyorum Reşit Kibar neden öldürüldü?

 Öncelikle Reşit Kibarın öldürülmesi yıllardır doğamızı ve yaşam alanlarımızı talana, yağmaya sermaye saldırısına açan politikaların bir sonucudur. Özellikle 2019 yılından bu yana ülke çapında yaşam alanlarımızın ciddi bir bölümü maden sahası olarak ruhsatlandırılmış durumda. Bu ruhsatlandırmalar Doğu Karadeniz genelinde yüzde 80 gibi oranlara varmış durumdadır. Her ne kadar Reşit Kibar’ın failleri mesire alanı projesi yürütüyorlarmış gibi bir algı yaratsalar da esasen Cankurtaran bölgesinde yürütmek istedikleri faaliyetin madencilik projesi olduğunu tüm köylüler bilmekteydi. Bu nedenle yaşam alanlarını maden şebekelerine terk etmek istemeyen köylüler uzun bir süredir söz konusu projeye itiraz etmektedirler. Reşit Kibar da köylülerin bu itirazına öncülük eden önemli bir misyona sahiptir. Köylülerin yükselen itirazları nedeniyle projelerini hem yasal çerçevede hem meşruluk bakımından yürütemeyeceklerini anlayan suç şebekesi 3 Eylül 2024 tarihinde Reşit Kibar ve beraberindeki köylülerin ağaç kesimlerini protesto ettikleri esnada tetikçileri aracılığıyla köylülerin üzerine ateş açmış ve Reşit Kibar’ı öldürmüşlerdir. Özetle Reşit Kibar bu suç şebekelerine karşı köylüleri ile birlikte doğasını ve yaşam alanlarını savunduğu için katledilmiştir.

Reşit Kibar’ın katledilmesinin ardından dava görülecek ve bu dava sürecinin temeli olan soruşturma sürecine dair bir soru sormak istiyorum. Reşit Kibar’ın katledilmesinin ardından detaylı bir soruşturma süreci başladı mı?

Ne yazık ki soruşturmanın failler bakımından etkili yürütüldüğünü ifade etmek zor. Reşit 3 Eylül tarihinde öldürüldü, 5 Eylül tarihinde ise dosyada kısıtlılık kararı alındı. Bu sebeple aylarca dosyada soruşturma makamının hangi delilleri topladığını araştırmasını neye göre yürüttüğünü takip edemedik. Dosyaya erişimimiz engellendiği için faillerin sorumluluğunu ortaya çıkaracak delillerin incelenmememizin gerekirse dosyaya yeni deliller kazandırmamızın önüne geçilmiş oldu. Savcılık aylarca kısıtlılık kararını kaldırmadan soruşturma sürecini kamuoyuna olduğu gibi avukatlara da kapalı bir şekilde yürüttü. Bugün gelinen noktada iddianameden anladığımız kadarıyla olay günü orada bulunan failler dışında şirket yetkililerin katliamla ilintilerine dair herhangi bir araştırma yapılmamış. İddianame içeriği nedeniyle failler olay yerine gökten indirilmiş gibi intiba oluşmuştur. Oysa cinayetin arka planı, faillerin kimler tarafından desteklendiği, teşvik edildiği, azmettirdiği gibi temel meseleler bakımından etkili bir soruşturma yürütülebilirdi.

Dava ne zaman görülmeye başlanacak? İlk duruşmadan beklentiniz veya talebiniz nedir?

 Dosyada yetkili mahkeme Artvin Ağır Ceza Mahkemesi 18.04.2025 tarihine duruşma günü verdi. İlk duruşmada elbette beklenti ve taleplerimiz olacaktır. Meslektaşlarımız ile beraber bu konuda şimdilik kamuoyuna bir açıklama yapmıyoruz. Fakat tüm gerçeklerin ortaya çıkartılabilmesi açısından ilk celseden itibaren gerekli taleplerimizi kuvvetlendirip kamuoyuyla da taleplerimizin gerekçelerini paylaşacağız.

Reşit Kibar’ın katledildiği alanda mesire alanı projesi devam etti mi?

Reşit Kibar’ın öldürüldüğü günün gecesi şirket projeden çekildiğine dair bir açıklama yaptı. Aylar boyunca bölge genelinde yürütülen mücadele ve adalet arayışı neticesinde Karadeniz’in birçok yerinde mevcut olan ağaç kesim ihaleleri iptal edildi. Yine halkın mücadelesi ile şirketin dahil olduğu kimi projeler de iptal ettirildi. Şu an için Cankurtaran özgür. Fakat bu mücadele yöre halkı açısından ağır bir bedel ödenmesi neticesinde kazanıldı. Reşit Kibar’ın ölümü bu bedellerin en ağırıdır. Bununla beraber Ersan Koyuncu ve Gökhan Koyuncu yaralanmış, sürece tepki gösteren Dursun Ali Koyuncu tam üç ay boyunca tutuklu kalmıştır. Yıllar Kibar ve Mutlu Akyüz de aylarca hukuksuzca tutuklu kalmıştır. Hopa’nın onlarca gencine soruşturmalar açılmış, köylüler tehdit edilmiş,  gözaltına alınmışlardır. Tüm bu mücadele ve bedeller neticesinde aldığımız kazanımların yanına şimdi bir yenisini daha ekleyerek Reşit’in katillerinin ortaya çıkartılmasını cinayete iştirak eden, teşvik eden, azmettiren faillerle beraber bu cinayetin önünü açan tüm sorumluların yargı önünde cezalandırılmasını istiyoruz.

Reşit Kibar için başta ailesi olmak üzere hepimiz adalet talep ediyoruz. Bu süreçte Adalet talebi için kamuoyu ve basın ne yapmalı?

 Kanaatimizce yapılacak en iyi şey bu katliamı unutmamak unutturmamaktır. Türkiye’de her şey çok çabuk unutuluyor. Eskiden Çevre cinayeti terimini yalnızca çevreye yönelen suçlar için kullanırdık oysa şimdi bu ve benzeri suç şebekeleri doğrudan insan öldürmeye başladılar. Tüm bunlara neden olan kar hırsıdır. Doğamızı ve yaşam alanlarımızı talana açan politikaların bir sonucudur. Şimdi görüyoruz ki bu politikalar yaygınlaşmakta ve bürokrasi tarafından desteklenmektedir. Bu nedenle sermayenin kar hırsı artacaktır. Ancak sermayenin kar hırsı ne kadar artıyorsa bir o kadar da direniş gelişmektedir. Sermayenin bu ve benzeri saldırıları bu nedenle köylülere yönelmeye devam edecektir. Daha fazla çevre cinayeti ya da çevre suçu ile karşı karşıya kalmamak adına Reşit’in mücadelesine sahip çıkmak gerekiyor. Basından ve kamuoyundan beklentimiz adalet mücadelemizin yaygınlaştırılması sürekli olarak gündeme getirilmesidir. Bu aşamada 18 Nisan tarihinde Artvin’de görülecek olan duruşmaya basının ve kamuoyunun katılımını elzem görüyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir