Cuma Erçe, PSAKD Genel Başkanlığı’na yeniden aday

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ( PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe, 19-20 Nisan 2025 tarihinde Ankara’da yapılacak olan PSAKD 17. Olağan Seçimli Genel Kurulu’nun yeniden genel başkanlığa aday olduğunu açıkladı.
Pirimiz Pir Sultan Abdal’ın, Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin, Kadıncık Ana’nın, Kalender Çelebi’nin, Hamdullah Efendimizin, Koyun Baba’nın, Hallacı Mansur’un, Nesimi’nin ve daha bir çok yol önderimizin yolunu süren örgütümüzün daha güçlü bir hak arama örgütü olması, inanç örgütü olmanın yanında aynı zamanda demokratik haklar mücadelesi veren güçlü bir demokratik kitle örgütü olması için birliğe beraberliğe ihtiyacımız var. Hizmet hak içindir düsturu ile gönülden hizmet edecek yöneticilere, yeri geldiğinde bedel ödemekten kaçmayacak kadrolara ihtiyacımız var. Makam, mevki, etiket ve apolet peşinde koşanlara değil, gönülden hizmet edecek canlara ihtiyacımız var.
Bugün PSAKD Genel Merkezi’nde düzenlenen aday tanıtım toplantısında konuşam Cuma Erçe, PSAKD 17. Olağan Seçimli Genel Kurulu’na ilişkin açıklamalarda bulundu.
Alevilerin yüzlerce yıllık hak ve hakikat mücadelesinin saygın mirası üzerine inşa edilmiş olan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin 37 yıllık Demokratik Alevi Hareketinin de en gözde hak arama örgütü ve Alevi hareketinin dinamosu olduğunu belirten Erçe, Alevi yol önderi Pir Sultan Abdal’ın adını taşıyan ve adeta Sivas Madımak Oteli’nin küllerinden doğan ve Türkiye’nin dört bir yanına yayılan PSAKD’nin, yeni ve önemli bir sürecin arifesinde olduğuna vurgu yaptı.
PSAKD’nin hem 37 yıldır sürdürülen Alevi hak mücadelesinin hem de eşit yurttaşlık, laiklik, demokrasi, emek, barış mücadelenin önemli bir bileşeni olduğunu söyleyen Cuma Erçe, PSAKD 17.Olağan Seçimli Genel Kurulu’nun sonuçları şimdiden hepimize hayırlı uğurlu olsun dedi.
Başkan Erçe, “Yoldaşlar, işimiz zor, yolumuz uzun, yükümüz ağır, sorumluluğumuz büyük ama umudumuz ve inancımız sonsuzdur. Örgütü merkeze sıkıştıran değil, yerellerde güçlendiren bir irade ortaya koyduk, şimdi bu iradeyi güçlendirmek için; delegasyonumuzdan yetki ve rızalık istiyoruz…” diyerek adaylığını açıkladı.
Erçe’nin ” 17. Olağan Genel Kurulumuza gidereken; Pir Sultan Abdal’ın yolunda, Hünkarımız’ın izinde, geleceği örgütlemeye devam ediyoruz” başlığıyla yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:
”Sevgili Canlar; Değerli Basın Emekçileri!
Alevilerin yüzlerce yıllık hak ve hakikat mücadelesinin saygın mirası üzerine inşa edilmiş olan örgütümüz Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, 37 yıllık Demokratik Alevi Hareketinin de en gözde hak arama örgütü ve Alevi hareketinin dinamosu durumundadır. Pirimiz Pir Sultan Abdal’ın adını taşıyan ve adeta Sivas Madımak Oteli’nin küllerinden doğup, ülkenin dört bir yanına yayılan örgütümüz, yeni ve önemli bir sürecin arifesindedir. 37 yıldır sürdürdüğümüz Alevi hak mücadelesi yanında, eşit yurttaşlık başta olmak üzere, laiklik, demokrasi, emek, barış ve her türlü demokratik mücadelenin de önemli bir bileşeni olan örgütümüz 17.Olağan Genel Kurulunu topluyor. Sonuçları şimdiden hepimize hayırlı uğurlu olsun… Yolumuzu aydınlatsın…
Değerli Canlar, yoldaşlar, yarenler!
Genel kurullar bizim nazarımızda arınma, durulma, canların huzurunda dar didar olma halidir. Genel kurullar, örgütümüzün geçmişini değerlendiren, eksiklerimizin tartışıldığı, yapabildiklerimizin ve yapamadıklarımızın özgürce konuşulduğu bir muhasebe alanıdır. Genel kurullar, sadece geçmişin değerlendirildiği bir yer değil, aynı zamanda geleceğin de planlanıp, programlandığı, geleceğe dair önermelerin tartışılıp karara bağlandığı en üst karar merciidir.
Demokratik Kitle Örgütlerinde, hele ki Alevi Kurumlarında genel kurullara seçim gözü ile bakmak, kelimenin tam anlamı ile sakat burjuva anlayışının ta kendisidir. Seçim, farklılıklar arasında yapılan bir tercihtir. Alevi kurumları, ortak ilkeler etrafında ve demokratik bir tüzükle bir araya gelenler tarafından oluşan örgütlerdir. Bu tür örgütlerde seçim değil, rızalık verme ve alma esastır. Rekabet, seçim, yarış gibi tabirler inancımıza da uygun tabirler değildir. Demokratik kitle örgütlerini kendi içinde daraltan, eksilten, bölen, parçalayan, örgütü esastan uzaklaştıran, enerjiyi iç çekişmelere sevk eden, nihayetinde, tasfiyeyi hedefleyen, küçülten bu tür yaklaşımlar yerine, birleştiren, ilkeler etrafında toparlayan, demokratik kanalları olabildiğince açık tutan bir örgüt yapısını kurmak ve yaşatmak tarihi bir görevdir. Bu tarihi görevin ve sorumluluğun farkında olan ve bunu bilince çıkaranlar, geleceği örgütleyebilenlerdir.
Her genel kurul sonrası birilerinin dışarda kaldığı, “seçimi” kazanan tarafın iktidarlaştığı, kimseye fırsat vermediği, örgütün üye yapısını kendi iktidarına göre şekillendirdiği, tek adam rejimlerine benzer biçimde seçilen başkanın oturduğu koltuktan ölünceye kadar kalkmadığı sonuçlar yaratan bu yöntem, problemlidir. Anlamsız çekişmelerin, seçim kazanmak için her şeyi mübah sayan yaklaşımların örgütlerimize ne çok zararlar verdiğini hepimiz biliyoruz. Sözün özü şudur ki; biz bu önemli süreci, suni tartışmalara ve çekişmelere heba etmeyeceğiz.
Suriye’de Aleviler soykırımdan geçiriliyor, Ezidiler, Dürziler, Kürtler, Hıristiyanlar büyük bir tehdit altında, sokaklar kan gölüne dönmüş durumda. Ülkemizde halkın iradesi yok sayılıyor. Antidemokratik uygulamalar hiç olmadığı kadar artmış durumda. Belediye başkanları, milletvekilleri, meclis üyeleri görevden alınıp, uyduruk gerekçeler ile hapse atılıyor
Ülkemiz çok büyük krizler yaşıyor. Çok derin ekonomik, siyasal ve kültürel krizlerle boğuşuyoruz. Ülkemiz, tam anlamı ile ve hızla şeriata sürükleniyor. Irkçı, faşist ve gerici bir kuşatmanın altındayız. Hemen yanı başımızda ve tüm dünyanın gözleri önünde Suriye’de Aleviler soykırımdan geçiriliyor, Ezidiler, Dürziler, Kürtler, Hıristiyanlar büyük bir tehdit altında, sokaklar kan gölüne dönmüş durumda. Ülkemizde halkın iradesi yok sayılıyor. Antidemokratik uygulamalar hiç olmadığı kadar artmış durumda. Belediye başkanları, milletvekilleri, meclis üyeleri görevden alınıp, uyduruk gerekçeler ile hapse atılıyor, Aleviler tarihin en kapsamlı asimilasyon politikaları ile karşı karşıya, Alevi Bektaşi Kültür Cemevi Başkanlığının faaliyetleri ve Aleviliği katletme çabası devam ediyor. Hak arayanlar, hakkını isteyenler, demokrasi, adalet talep edenler sokak ortasında işkenceye tabi tutuluyor, göz altına alınıp tutuklanıyor. Sivas Madımak katilleri serbest bırakılıyor, dava zaman aşımına uğratılıyor. Şube başkanlarımız, yönetici ve üyelerimiz tutuklanıyor ve haksız, hukuksuz yol ve yöntemlerle ceza verilip cezaevine yollanıyor. Daha saymakla bitmeyecek onlarca hak ihlali ve ayrımcılık.
Değerli canlar! Bütün bunların yaşandığı ve hak ihlallerinin artarak devam ettiği bir süreçte bize düşen görev, ayrışmaları körüklemek değil, aksine derdi yol olan, derdi dava olan herkesi birliğe davet etmektir. Bu birlik çağrısının örgütümüzde denk gelen hali “Yolda Birlik” çağrısıdır. Örgütümüzü ve halkımızı yolda bir olmaya davet ediyoruz… derdi makam mevki, apolet, etiket olanlar, buraları kişisel hesapları için basamak yapmak isteyenler, kendi bireysel çıkarlarını ve ikballerini halkın çıkarlarının önünde görenler, egosuna, kinine, hırsına yenik düşenler, halka karşı suç işleyenler bu çağrının dışındadır.
Değerli Canlar! Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı ve Genel Yönetim Kurulu olarak, Yaklaşık üç yıl önce üyelerimizden aldığımız yetki ile geldiğimiz görevlerin başındayız. Bu üç yıl içinde büyük zorluklar yaşadık. Tarihin en büyük yıkımlarından biri olan depremde onbinlerce canımızı toprağa verdik. Zülfikar Yılmaz canımız başta olmak üzere çok sayıda üye ve yöneticimizi kaybettik. Deprem bölgesinde tarihe geçecek bir özveri ile çalıştık. Alevi kurumları böyle kötü bir dönemde iyi bir sınav verdiler. Bu üç yıllık süreçte çok yoğun ve sert gündemler ile boğuştuk. Genel ve yerel seçimler bu dönemde yapıldı. Alevi Bektaşi Kültür Cemevi Başkanlığı bu dönemde kuruldu. Kayyumlar bu dönemde atandı. Gözaltılar, tutuklamalar, cezalar, soruşturmalar her dönem olduğu gibi bu dönemde artarak devam etti. Okullara imamlar bu dönemde atandı, çedes ve benzeri projeler bu dönem yürürlüğe girdi. Bütün bu zorluklara rağmen, durmadan, duraksamadan, eğilmeden, bükülmeden yol aldık ve almaya da devam edeceğiz. Önümüzdeki üç yıl için de yetki ve rızalık istiyoruz canlar. Yapacağımız daha çok iş var önümüzde.
Örgütümüzün aksayan, tıkanan yanlarını tespit ettik, örgütün röntgenini çektik. Yıllar içinde çok ciddi zarar gören kurumsal yapının yeniden inşası için ciddi yol aldık, önemli çalışmalar yaptık. Kurumsallaşma yolunda yapılacak çok daha büyük işler var. Bunun için yeniden yetki istiyoruz.
Örgütün ekonomik sorunlarını önemli ölçüde çözdük ve mali disiplini sağladık ama yetmez, çok daha kalıcı çözümlere ihtiyaç var, bunun için yetki ve rızalık istiyoruz.
Örgütümüzün Trakya’ya açılması için Çerkezköy’de, Antakya’da Arap Aleviler ile buluşmak için Samandağ’da, Tahtacı süreği ile kaynaşmak için Kumluca’da şubeler açtık, atıl şubelerimizi birlikte adeta ayağa kaldırdık, ama yetmez örgütleneceğimz daha çok bölgemiz var. Tohumları attığımız yerler var. Bunun için yeniden rızalık istiyoruz.

Bu üç yıllık dönem içinde örgütlü gücümüz ve şubelerimizin gayreti ile örgütümüze çok sayıda cemevi kazandırdık, çok sayıda arsa tahsisi gerçekleştirdik ama yetmez, bu alanda da yapılacak yeni çalışmalarımız ve projelerimiz var, bunun için de yetki ve rızalık istiyoruz.
İnanç ile ilgili çalışmalarımızda da ciddi bir toparlanma oldu ama yetmez geleceğe dair belirlenen ihtiyaçlarımız üzerinden yeni çalışmalar planladık, yetki ve rızalık istiyoruz…
Alevi köylerini karış karış dolaştık, her yere ulaşmaya çalıştık, sorunları yerlerinde tespit ettik. Şimdi ise çözümler geliştirme zamanı. Köy cemevlerimize temsilciler atadık. Yetmez, bağımsız cemevlerini örgütümüze dahil edebilmek için yaptığımız çalışmaları devam ettirmek istiyoruz…
Başta Hacı Bektaş Veli Dergahı olmak üzere dergahlarımıza, türbelerimize sahip çıkmak için örgütlü gücümüz ile verdiğimiz mücadeleyi devam ettirmek istiyoruz…
Bileşeni olduğumuz Alevi Bektaşi Federasyonu ile ilişkilerimizi üst düzeyde tuttuk. Oldukça uyumlu bir dönem geçirdik. Federasyonumuzun güçlenmesi için çalışmalarımıza devam edeceğiz…
Dost Alevi Kurumları ve Avrupa Alevi Hareketi ile ilişkilerimizi ve işbirliğimizi üst düzeye çıkardık ve oldukça uyumlu bir dönem geçirdik. Hala eksiklerimiz var, birliği güçlendirmek ve örgütsel güçlerimizi birleştirmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz…
Belediyeler ve demokrasiden yana siyasi partiler ile ilişkilerimizi sağlıklı bir düzleme çekmek için oldukça yol aldık. Hak ettiğimiz itibarı yeniden kazanmaya başladık ve örgütümüzü daha çok görünür kıldık. Partilerin arka bahçesi olmadık, partilerin kapısında yatan bir kurum değil, siyasi partilerin kapımıza gelmeye başladığı bir dönem geçirdik. Siyasilerin ve siyasi partilerin Alevisi veya devletin Alevi Kurumu olmadık aynı ilkesel tutumla yolumuza devam edeceğiz…
Üyelerimizin haklarını hem örgüte, hem de devlete karşı korumak zorundayız. Örgütsel disiplin noktasında önemli bir ilerleme sağladık. Yeni bir üyelik programı alacağız ve üyelik işlemlerindeki karmaşayı sonlandıracağız. Üye ile şube, şube ile şube, şube ile genel merkez bağını güçlendiren ve aidiyet bağını geliştiren çözümler üretmeye devam edeceğiz.
Oluşturduğumuz Hukuk Bürosunu başta büyük şehirler olmak üzere şubemiz olan her yere taşıyacağız…
Pir sultan Abdal Kültür Derneğini kuruluş felsefesine uygun bir noktaya taşımak, başta 33 lerimiz olmak üzere bedel ödeyen canlarımızın hatıralarına layık bir örgütü inşa etmek için bir olmaya, iri ve diri olmaya ihtiyacımız var. Pirimiz Pir Sultan Abdal’ın, Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin, Kadıncık Ana’nın, Kalender Çelebi’nin, Hamdullah Efendimizin, Koyun Baba’nın, Hallacı Mansur’un, Nesimi’nin ve daha bir çok yol önderimizin yolunu süren örgütümüzün daha güçlü bir hak arama örgütü olması, inanç örgütü olmanın yanında aynı zamanda demokratik haklar mücadelesi veren güçlü bir demokratik kitle örgütü olması için birliğe beraberliğe ihtiyacımız var. Hizmet hak içindir düsturu ile gönülden hizmet edecek yöneticilere, yeri geldiğinde bedel ödemekten kaçmayacak kadrolara ihtiyacımız var. Makam, mevki, etiket ve apolet peşinde koşanlara değil, gönülden hizmet edecek canlara ihtiyacımız var.
Gün gönülleri birleme günüdür. Gün, yan yana gelme, kol kola girme günüdür. Gün, kendimizi değil, örgütümüzü büyütme günüdür. Gün, fitneye, fesata, hırsa teslim olmak yerine hiçlik ve insani kamil mertebesine ulaşmak için yanmayı göze alma günüdür. Gün, sen, ben, o olma günü değil, biz olma günüdür.
Yoldaşlar, işimiz zor, yolumuz uzun, yükümüz ağır, sorumluluğumuz büyük ama umudumuz ve inancımız sonsuzdur. Örgütü merkeze sıkıştıran değil, yerellerde güçlendiren bir irade ortaya koyduk, şimdi bu iradeyi güçlendirmek için; delegasyonumuzdan yetki ve rızalık istiyoruz…
Bozatlı Hızır hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Birliğimiz, dirliğimiz, varlığımız daim olsun…
Ne Mutlu Eğri Zamanda Doğru Yerde Durabilene…
Aşk olsun, bu yolu sürenlere, aşk olsun, Pirimize ve yolumuza yoldaş olanlara, aşk olsun bu yolda, bu uğurda bedel ödemekten korkmayanlara, toprağa düşenlere…
Aşk ile canlar…

Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler