Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması Almanya’nın Bielefeld kentinde protesto edildi

İmamoğlu ve birlikte çalıştığı arkadaşlarının gözaltına alınmalarına Türkiye’de olduğu gibi dünyanın her yerinde tepki büyüyor. Bu bağlamda Almanya’nın Bilefetd kentinde İmamoğlu ve ekibinde yeralan yol arkadaşlarının gözaltına alınmlarını protesto etmek için kitlesel bir miting düzenlendi.

Gözaltına alınanlarla dayanışma içinde olan bölgedeki Alevi kurumları ile demokratik kitle örgütlerinin birlikte düzenledikleri mitingte kalabalık bir kitle katıldı. Mitingte Alevi kurumlar adına AABF Genel Yönetim Kurulu Üyesi ve Gütersloh Alevi Kültür Merkezi Başkanı Bahar Çoşkun konuşma yaptı.

Bugün Türkiye’de yaşanan hukuksuzluklar, demokrasiye ve adalete duyulan güveni sarsmaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve beraberinde 107 kişinin gözaltına alınması, hukuk sistemine duyulan inancı zedeleyen endişe verici bir gelişmedir. Demokratik hakların korunmadığı, adaletin siyasi araç haline getirildiği bir ortamda hiçbir toplum huzur içinde yaşayamaz.

Bahar Coşkun, konuşması şu ifadeleri kullandı:

”Aleviliğin insan merkezli anlayışına, ırkçılığa karşı mücadeleye ve İstanbul’daki gözaltları Bugün burada, insan haklarını, adaleti ve barışı savunmak için bir araya geldik. Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu üyesi ve Gütersloh Alevi Kültür Merkezi Başkanı olarak, bu mücadelede sizlerle omuz omuza olmaktan onur duyuyorum.

‘Bizim yolumuz, insanlık yoludur.”

Alevilik, insanı merkeze koyan, kimseyi ötekileştirmeyen, din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın herkesin hak ve hukukunu korumayı öğütleyen bir inanç ve yaşam felsefesidir. Bizim yolumuz, insanlık yoludur. Ve bizler, nerede olursak olalım, insanlığa karşı işlenen suçlara sessiz kalamayız!

”Bize ne Türkiye’den, bize ne Suriye’den” deme lüksümüz yoktur.”

Bugün Türkiye’de yaşanan hukuksuzluklar, demokrasiye ve adalete duyulan güveni sarsmaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve beraberinde 107 kişinin gözaltına alınması, hukuk sistemine duyulan inancı zedeleyen endişe verici bir gelişmedir. Demokratik hakların korunmadığı, adaletin siyasi araç haline getirildiği bir ortamda hiçbir toplum huzur içinde yaşayamaz.

Bizler, dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım, adalet ve hukukun üstünlüğünü savunmak zorundayız. Almanya’da olabiliriz, ancak insan haklarının ihlal edildiği bir dünyada, “Bize ne Türkiye’den, bize ne Suriye’den” deme lüksümüz yoktur. Çünkü zulüm, hangi coğrafyada olursa olsun, bizleri doğrudan ilgilendirir. Adaletsizliğe sessiz kalanlar, onun bir gün kendilerine de dokunacağını unutmamalıdır.

Bugün sadece Türkiye’de değil, Suriye’de de büyük bir insanlık suçu işlenmektedir. Suriye’deki Alevi toplulukları ve diğer azınlıklar, yıllardır süregelen savaşın en ağır bedelini ödeyenlerden olmuştur. Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama gibi şehirlerde Alevi köylerine yönelik saldırılar artmakta, yüzlerce masum insan öldürülmekte, binlercesi göçe zorlanmaktadır.

”Hızla yükselen aşırı sağcılıkla yüzleşiyoruz!”

Ve ne yazık ki, bizler sadece Türkiye veya Suriye’deki adaletsizliklerle değil, Almanya’da da hızla yükselen aşırı sağcılıkla yüzleşiyoruz! Son yıllarda Almanya’da aşırı sağcı söylemlerin, yabancı düşmanlığının, ayrımcılığın ve ırkçılığın giderek arttığını görüyoruz. Göçmenlere yönelik saldırılar, siyaset sahnesinde ırkçı partilerin güç kazanması ve nefret söylemlerinin normalleşmesi hepimiz için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

Bugün Almanya’da sağcı partilerin yükselişi, demokratik toplumun temel taşlarını sarsmaktadır. Tarihin bize öğrettiği bir şey varsa, o da ırkçılığın, ayrımcılığın ve faşizmin yalnızca belirli bir kesimi değil, tüm toplumu felakete sürüklediğidir. Almanya’nın tarihinde yaşanan karanlık dönemleri unutmadık, unutmamalıyız! Bugün yaşanan gelişmelere sessiz kalırsak, geçmişin hataları tekrar eder.

Bizler, Alevi inancının gereği olarak, her zaman haksızlığa, ayrımcılığa ve baskıya karşı durduk. Bugün de Almanya’da yükselen aşırı sağa, yabancı düşmanlığına, demokrasiye zarar veren her türlü söyleme ve politikaya karşı duracağız! Çünkü insan onuru, ırk, din veya kimlik üzerinden pazarlık konusu yapılamaz.

Değerli dostlar,

Bizler, barışı savunan, kardeşliği yücelten bir inancın temsilcileriyiz. Bu yüzden mücadelemiz, sadece kendimiz için değil, tüm insanlık içindir. Bizler biliyoruz ki:
Türkiye’de hukuksuzluğa, baskıya, ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı çıkıyoruz.
Suriye’de azınlıklara yönelik katliamların son bulması için uluslararası toplumu göreve çağırıyoruz.
Almanya’da hızla büyüyen aşırı sağa, ırkçılığa, yabancı düşmanlığına ve ayrımcılığa karşı hep birlikte mücadele edeceğiz.

Unutmayalım ki, sessizlik zulme ortak olmaktır. Ve bizler, insanlık için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz!

Bu dünya, tüm insanlık içindir. Barış içinde, adil ve özgür bir dünya bizim yolumuzdur. Gelin, birlik olalım, kardeş olalım, el ele verelim. Çünkü barış içinde yaşanan bir dünya, hepimizin tek ülkesi ve ortak hedefidir!

Hepinizi sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir