HepsiJET direnişçisi kadınlar: Biz kadınlar çok güçlüyüz, birlik olursak kazanırız

Ebru Yiğit / Ömer Akgün
HepsijJET’in Esenyurt deposunda 9 gündür direnen kadın işçiler ile çalışma koşullarını, yaşanan tacizi ve direnişi konuştuk. Tüm kadınlar için direndiklerini söyleyen direnişçi kadınlar; 8 Mart’ta tüm kadınları alanlara çağırdı. Kadın işçiler, ” Kadına yönelik şiddete, taciz ve tecavüze karşı mutlaka mücadele etmeliyiz. Her gün erkekler tarafından öldürülmek istemiyoruz. Tüm kadınları 8 Mart’ta alanlara davet ediyorum” diye de ekledi.
Günlerdir kölece çalışma koşullarına ve yaşanan tacize sessiz kalmayan dört kadın işçi Viyan Çakır, Meryem Yılmaz, Esra Yılmaz ve Meryem Arslan… Direnişleri 9. gününe girerken dillerinde “İşçilerin birliği patronları yenecek”, “Direnen kadınları hiçbir güç yenemez” ve “HepsiJET işçileri yalnız değildir” sloganını; ilk günkü kararlılıkla ve direnmenin haklı gururu ile atıyorlar.
Meryem ve Esra Yılmaz 26 aydır, Viyan Çakır 40 aydır ve Meryem Aslan ise 14 aydır; HepsiJET’in Esenyurt’taki deposunda çalışıyor. Meryem, Viyan ve Esra ile birlikte HepsiJET’te yaşadıkları sorunları, tacizi, tacizci erkeğin nasıl erkek patronlar tarafından korunduğunu ve direnişe başlama sürecini konuştuk. 20’li yaşlarının başında olan bu dört kadın işçi, yaşadıklarını ve direnişin haklı gurunu ETHA’ya anlattı. 8 Mart’a giderken, yaşadıklarının sadece kendi sorunları olmadığını, tüm kadınlar için de direndiklerini belirten Viyan, Meryem ve Esra; tüm kadınları 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde yanlarında olmaya çağırdı.
Polisin gözaltı aracı ve çevik kuvvet ile hazır beklediği direniş alanına gittiğimizde, direnişçi kadınları ve onlara destek veren sendikacıları çadır kurma telaşında buluyoruz. Bir taraftan geçen hafta yağan kara rağmen polisin engellediği çadırı kararlılıkla kuruyorlar diğer taraftan da çay demleme işine girişiyorlar. Hazırlıklar tamamlanınca hem çayımızı içiyor hem de direnişin başlama sürecini konuşuyoruz birlikte.

SORUNLAR ÇÖZÜLMEDİ, PATRON OYALADI
Direnişe başlamadan önce yaşadıkları sorunları anlatan Viyan Çakır, daha önce şu an önünde direndikleri depoda hijyenik olmayan koşullar nedeniyle uyuz olduklarını söylüyor. “Direnişte yer alan dört arkadaşımızın da içinde olduğu 20’ye yakın işçi uyuz olduk. Bizim için zor bir dönemdi. 15 gün evde kaldık. İşe başladıktan sonra bu çalışma koşullarını kaldıramayacağımızı gördük” diyor. Daha sonra ise patronun “işler yoğun” diyerek işçilerin bir kısmını bir başka depoya götürdüğünü ama o deponun da bitli olduğunu anlatıyor Viyan ve “Bu defa da hepimiz bitlendik. Üstelik yemekler de kötüydü. Yenilebilecek gibi değildi” diye ekliyor. HepsiJET yöneticilerinin sürekli işçileri oyaladığını ve şikayetler karşısında “Yemek firmasını değiştireceğiz, zaten başka bir depoya taşınacağız, orası sıcak olacak” gibi bahanelerle oyaladıklarını belirtiyor.
Viyan, “Baktık sorunlarımız çözülmüyor, biz de dört arkadaş, avukatla görüşüp haklı fesih yapmaya karar verdik. 27 Ocak’ta haklı fesih dilekçemizi verdik. Sonra arabuluculuk devreye girdi. 2 hafta sonra bize geri dönüş yaptılar ve ‘Size hiçbir hak vermeyeceğiz’ dediler” diye ekliyor.
Meryem, “Hijyen sorunlarından ve yaşanan tacizden dolayı işten ayrıldım. Taciz ve mobbinge karşı tüm kadınlar sessiz kalmamalı ve sesini çıkarmalı” diyerek aslında yaşananların artık katlanılmaz olduğunu dile getiriyor.
TACİZCİNİN KORUNMASI BARDAĞI TAŞIRIYOR
Aylarca emek verdikleri iş yerindeki insanlık dışı çalışma koşullarının yanında yaşanan taciz ve tacizci erkeğin korunması bardağı taşıran son damla oluyor.
Kenan Kılıç adlı işçi, 2024 yılının Ekim ayında, kadın işçilerin çantasını bıraktığı alana, prezervatif bırakmaya başlıyor. Bunun yanında işyerinde kadın işçileri itibarsızlaştırmaya yönelik cinsiyetçi söylemlerde bulunuyor ve kadınlar yanından geçerken cinsiyetçi küfür ediyor. Durum öyle bir hal alıyor ki bant başında çalışırken, yanından kadın işçilerden biri geçtiğinde cinsiyetçi küfür edip yeniden çalışmaya devam ediyor.
MÜDÜR TACİZİ ‘NORMAL’ BULUYOR
Kadın işçiler durum dayanılmaz olunca, hep birlikte depodaki müdür yardımcısına durumu iletiyor. Müdür yardımcısı önce tacizci Kenan Kılıç’ı uyarıyor. Ama bunun üzerine tacizci Kenan Kılıç, işçilerin arasında kimin şikayet ettiğini öğrenmek için tehditler savuruyor ve kadın işçileri “gününü göstermekle” tehdit ediyor. Daha sonra tacize maruz kalan kadın işçi, durumu CİMER’e bildiriyor.
PATRON: SİZE HİÇBİR HAK VERMEYECEĞİM
Müdürün, tacizci Kenan Kılıç’ın kadın işçilerin eşyalarının olduğu alana prezervatif koymasını, cinsiyetçi küfürler etmesini ve kadın işçileri itibarsızlaştırmak için cinsiyetçi söylemlerini normal karşıladığını anlatıyor üç direnişçi kadın. Kadın işçiler tacizci Kenan Kılıç’ın işten çıkartılmasını istiyor ama müdür, “işten çıkarma yetkim yok” diyerek tacizciden yana tutum alıyor. Ama kadın işçileri işten çıkmaya zorlamak için baskı ve mobbing uyguluyor. Daha fazla iş yükü ile bezdirmeye çalışıyor. Son olarak da patron Tolga Ziyal, kadın işçilere işten kendi rızası ile çıktıklarına dair kağıt imzalamalarını dayatıyor. Kabul etmeyen işçileri de “İstediğiniz kadar kapıda direnin size hiçbir şey vermeyeceğiz” diye tehdit ediyor.
‘TACİZİ HEPİMİZ YAŞAYABİLİRDİK’
“Tacizi bir kişi yaşadı ama bunu hepimiz yaşayabilirdik. O yüzden tacize sessiz kalamazdık” diyor Viyan, “Hiçbir kadın taciz sessiz kalmamalı” diye ekliyor Meryem ve direnişe karar verme anlarını anlatıyorlar.
Sözü alıyor Viyan ve “Dört kadın olarak başladık direnişe ve ‘Altından kalkabilir miyiz’ diye de düşündük açıkçası. Dört kişiyiz, nasıl başaracağız diye kaygılandık. Kadın örgütleri, siyasi partiler, sendikalar destek oldu, ziyarete geldi. Hepsine teşekkür ediyoruz. Bu sadece bizim sorunumuz değil. Bütün işyerinde, fabrikalarda çalışan kadınların yaşadığı sorunlar bunlar. Hepimizin başına gelebilecek sorunlar” diyor.
‘ARKADAŞLARIMIZ HALA AYNI KÖTÜ KOŞULLARDA ÇALIŞIYOR’
İçeride çalışan işçilerin kendilerini desteklediğini belirtiyor Esra ve “Hepimiz aynı şartlarda çalıştık. Arkadaşlarımız hala çuvala sarılı biçimde çalışıyor. Çünkü içerisi çok soğuk. Biz kötü çalışma koşullarını anlattığımız için şimdi onlara atkı dağıtmışlar. Ama atkı onları soğuktan ne kadar koruyabilir ki” diye vurguluyor. Tüm bu sorunların ve çözümsüzlük halinin işçilerle dalga geçmek olduğunu ifade ediyor Esra, “Yıllık iznimizi kullanamıyoruz. Hasta olduğumuzda yıllık iznimizi kullanmak istiyorduk ama ‘2 hafta öncesinden haber vermeniz gerekiyor’ deniliyordu. Ben 2 hafta önceden hasta olacağımı nasıl bileyim” diye gülüyor. Gülüyor ama bu gülüşü öfkesini de açığa vuruyor…
‘BİZ KADINLAR ÇOK GÜÇLÜYÜZ’
Konuştuğumuz Meryem, Viyan ve Esra’nın ortak fikri bu sorunları birçok işyerinde tüm kadın işçilerin yaşadığı ve bu direnişin tüm kadınların direnişi olduğu. Bu yüzden de 8 Mart’a giderken hemcinslerine sesleniyorlar. Direnişi devam ettirme kararlılıklarının altını çizerek başlıyor konuşmaya Viyan, “Haklarımızı alana ve sorunlarımız çözülene kadar direnişimize devam edeceğiz. İçerideki arkadaşlarımıza da sesleniyoruz her gün. Patronların kölece koşullarını ortadan kaldırmak için birbirimize destek vermek zorundayız” diyor. Tüm kadınlara ise şu çağrıyı yapıyor: “Bizi yalnız bırakmayın. Bu kölece çalışma koşullarını ortadan kaldırmak için hep birlikte elimizden geleni yapalım. Biz kadınlar çok güçlüyüz, yaşadığımız haksızlıklara ve tacize karşı sessiz kalmayalım. Biz birlikte ses çıkarırsak, tüm sorunların üstesinden geliriz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne giderken tüm kadınları yanımızda olmaya ve direnişimize destek vermeye çağırıyoruz.”‘8 MART’TA ALANLARA’
“Haklarımızı almak için direniyoruz” vurgusu yapıyor Esra ve tüm işçileri haksızlığa karşı birlik olmaya ve hak aramaya çağırıyor. “Özellikle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde herkesi kadınların haklarını aramaya, sokağa eyleme çağırıyorum. Kadına yönelik şiddete, taciz ve tecavüze karşı mutlaka mücadele etmeliyiz. Her gün erkekler tarafından öldürülmek istemiyoruz. Tüm kadınları 8 Mart’ta alanlara davet ediyorum” diye de ekliyor.
Kaynak: ETHA

Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler