Kanla Yazılmış Bir Tarih: Mustafa Suphi, Maria Suphi ve Yoldaşları

-Türkan Doğan –
Trabzon’da çeteler tarafından önce esir alınan Maria, insanlık dışı muamelelerle katledildi. Ona, bir devrimci eşine duyulan nefreti ve sınıf mücadelesine duyulan kini gösterdiler. Kadın olmasının, Mustafa’nın eşi olmasının ve devrimci bir kimliğe sahip olmasının bedelini, işkencelerle ödetmek istediler. Ama onların bu zalimliği, ne Maria’nın ne de Mustafa’nın adını silebildi.
Karadeniz’in soğuk sularında, 28 Ocak 1921 gecesi, tarihe bir utanç ve bir direniş notu daha düşüldü. Mustafa Suphi ve yoldaşları, Türkiye Komünist Partisi’nin kurucu öncüleri, işçi sınıfının kurtuluşu ve halkların özgürlük mücadelesi için çıktıkları yolda, hain bir kumpasla katledildiler. Ama bu yalnızca Mustafa Suphi’nin ve yoldaşlarının değil, onun eşi ve mücadelesinin sadık bir parçası olan Maria Suphi’nin de ölüm hikayesiydi.
Mustafa Suhi’nin idealleri, işçi sınıfının zincirlerinden kurtulması ve halkların eşit bir şekilde yaşayabileceği bir düzen yaratılması üzerine kurulmuştu. 1920’de Bakü’de kurulan Türkiye Komünist Partisi, Anadolu’nun emperyalist işgal altında olduğu bir dönemde, gerçek bağımsızlığın ancak sınıfsız bir toplumda mümkün olacağını haykırıyordu. Ancak bu fikirler, hem emperyalistler hem de o dönemin egemen güçleri için tehlikeliydi. Sürgünden dönen Mustafa Suphi ve yoldaşları, halkına kavuşmak ve bu fikirleri Anadolu topraklarında yeşertmek istiyordu. Fakat Trabzon’da bir ihanet pususu kuruldu.

Bu pusunun gölgesi yalnızca Mustafa Suphi ve yoldaşlarını değil, Maria Suphi’yi de kuşattı. Maria, sadece Mustafa’nın eşi değil, onun devrimci yoldaşıydı. Gözlerinde halkların özgürlüğüne dair bir umut, işçilerin zincirlerinden kurtuluşuna dair bir kararlılık taşıyordu. Ama çetelerin kirli elleri, yalnızca bir ideali değil, bir sevdayı da katletmeyi hedefledi.
Trabzon’da çeteler tarafından önce esir alınan Maria, insanlık dışı muamelelerle katledildi. Ona, bir devrimci eşine duyulan nefreti ve sınıf mücadelesine duyulan kini gösterdiler. Kadın olmasının, Mustafa’nın eşi olmasının ve devrimci bir kimliğe sahip olmasının bedelini, işkencelerle ödetmek istediler. Ama onların bu zalimliği, ne Maria’nın ne de Mustafa’nın adını silebildi.

Karadeniz’in karanlık dalgaları, yalnızca Mustafa Suphi ve yoldaşlarının çığlıklarını değil, Maria Suphi’nin susturulmuş direnişini de taşır. Onu öldürerek Mustafa’yı daha fazla yaralayacaklarını düşündüler. Ama bilmedikleri bir şey vardı: Maria’nın adı, Mustafa Suphi ile birlikte, halkların mücadelesinin ölümsüz çağrısı olacaktı.
Bugün, onların hikayesi yalnızca kaybedilmiş bir aşkın değil, sömürüsüz ve eşit bir dünya için verilmiş bir mücadelenin de hikayesidir. Karadeniz’in dalgaları onların isimlerini hala fısıldar. Bu ses, işçi sınıfının ve halkların özgürlüğe olan inancını haykırır.

Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler