Toplumsal Sorumluluk ve Dedeler
Hasan Harmancı
Bu dedeyi Alevilerin asıl davalarında hiç görmedim. Örneğin Sivas davasında neredeydi. Maraş anmalarında neredeydi. Gazi katliamı davalarında neredeydi. Bu yaşa gelmiş bir dedenin büyük Alevi toplumsal hareketinde hiç görünmeyip, belli parti ve protokollerinde görünmesi kabul edilebilir mi.
Hiçbir örgütlü harekete katılmamış, Erkan yürütüp yürütmediği bilinmeyen, mürşit/pir ocağından el alıp almadığı açıklanmayan bir dede neden Suriye’de Alevi katliamının ayyuka çıktığı bir dönemde, bu katliamı dile getiren bir tavır takınmaz ki.
Bu dedeyi Alevilerin asıl davalarında hiç görmedim. Örneğin Sivas davasında neredeydi. Maraş anmalarında neredeydi. Gazi katliamı davalarında neredeydi. Bu yaşa gelmiş bir dedenin büyük Alevi toplumsal hareketinde hiç görünmeyip, belli parti ve protokollerinde görünmesi kabul edilebilir mi.
Dede 96 yaşında diye bir ibare unutulmadan dile getiriliyor. Bu yaşından dolayı duygusal yaklaşmak mümkün mü. Onun duygusal davranıp “oğullarım, kızlarım, canlarım devlet erkanı görüşmek ister, sizlerde Alevi örgüt yöneticilerisiniz, bende yanınızda olayım gidip taleplerimizi binbirinci kez dile getirelim” demesi beklenmez mi.
Ancak nafile bir durum.
Onca mücadele eden örgütleri bir tarafa bırakarak, örgütsüz ve çaresizlik örneği sergileniyor. Böylesi bireysel hareketler topluma yarar sağlamaktan çok zarar verir. Bu yaşta bir insan bunu bilmez mi. Bilir, ama zarar vermekten de çekinmez. Belli ki yönetiliyor. Belli ki Aleviler onun yaşına hürmeten ses çıkaramazlar diye bir durum kullanılmaya çalışılıyor. Aleviler kaçıncı kezdir aynı oyuna getiriliyor.
Be hey dedem sen mi büyüksün yoksa elini sıktıkların mı? Biz sen büyüksün diye senin eline, omuzuna niyaz ediyoruz. Yol mu büyük yoksa sen mi? Niyazımız hem makama hem yaşına-başına. Peki senin niyazını ne olarak görelim?
Bir bütün olarak Alevilerin karşı olduğu ancak Hükümete, AKP’ye yakın olanların dile getirdiği isteklerle görüşmeler yapmayı kendine neyi rızalıkla emsal sayıp hak gördün. Balığın karnına her durumda girilmeyeceğini bilmek artık hiçbir Alevi için marifet değil. Hepimiz her bir oyunu, oyuncağı, aparatı iyi belledik.
Ah be dedem biliyor musun biz niye devletten okul istemiyoruz. Çünkü bize göre okul senin bağlı olduğun Ocak yani sensin. O eğitimi sen vermelisin yüzyıllardır olduğu gibi. Devletten niye hizmet ödeneği ya da maaşı alınmasın istiyoruz biliyor musun. Çünkü Yol’da rızasız lokma yenmez ve o lokmanın hakkıyla yerini bulması erkanda bulunan herkesin sorumluluğundadır.
Devletten ibadet yaptırıp maaş almak laikliğe silah sıkmaktır. Sen bunları neye göre istedin.
Koca bir toplumun mücadelesini, hukuki ve siyasal emeğini, demokratik talebini bir dede hiç zay eder mi. O emek hala kanla, gözyaşı ve acıyla yazılıyor. Hala Alevi toplumu tehdit altında. Hem de Türkiye’nin açık desteği altında Aleviler Suriye’de katlediliyor. Çocuklar, kadınlar orada çaresiz. Hiç mi dilin dönmez, hiç mi?
Dede olmak asıl bu derde derman olmak için yola çıkmak değil midir.
Hiç değilse bu katliam için bir cümle kurmayan bir dede aparattan, protokol oyuncusundan başka bir şey olabilir mi.
Alevilerin dikkatini Suriye’ye yönlendirdiği, her yerde bu katliamın durdurulmasını örgütlemeye yönelik çalışmalar yaptığı bir zamanda saçma sapan olduğu, Alevilerin karşı çıktığı ya da birlik oluşturmadığı taleplerin dile getirilmesi neye hizmettir.
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler