Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

BURADAYIZ AHPARİG

Zeynep Ağzerli

18 yılda bir cinayet davasını çözememek ülke için utançtır, bir gazetecinin öldürülmesi o ülke için insanlık suçudur.

Aslına bakacak olursak çözemediler değil, çözmek istemediler çünkü Hrant’ın dediği gibi; “Ermeniler, bir güvenlik sorunu bu ülkede.”

Zaman aşımı ile unutturulmak, kanlı ellerin üstü kapatılmak istendi.

Zaman aşımı, kanlı elleri, dilleri temizler mi?

Temizlemez!

“Asla İstanbul’dan başka bir yerde yaşamayı düşünmüyorum. Ben hazır özgürlükler cennetine gelip konacak bir insan değilim” diyerek verdiği mücadeleyi özetleyen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink; Ermeni-Türk olaylarına sağduyu ile bakan Ermeni aydını olarak her birimizin hafızalarımızda yerini aldı.

Türkçe ve Ermenice yayımlanan haftalık Agos Gazetesi’ne giderken 19 Ocak 2007’de ırkçı tetikçi Ogün Samast tarafından katledildi.

Katliam yaşandığında 9 yaşında bir kız çocuğuydum. Evimizin kurallarından biri hep birlikte akşam yemeği yedikten sonra ailece haberler izlemekti. Bizim duyarlı, bilgili vatandaşlar olmamızı sağlamak için babamın geliştirdiği bir yöntemdi. Babamın kucağında haberleri izlerken yerde tüm heybetiyle uyur gibi yatan Hrant’ı, üzerini gazete kağıtlarıyla örten esnafın hüznünü gördüm. Ayakkabıları kadraja girdi üç dakikalık haberde uzun uzun izledim Hrant’ın ayakkabılarını.

Katliam üzerinden 18 yıl geçti ben 27 yaşına geldim. Anladım ki; esas vurulmak istenen Ermenilerin varlığını korkusuzca dile getiren Hrant’ın kalemi ve düşüncesiydi.  Bir daha da hiç unutmadım.

Dünyayı anlamaya başladığımdan bu yana Hrant’tan önce, sonra nice kalemler katledilmişti. Her katliamda tek hedef vardı; gerçekleri dile getiren, ırkçılığa karşı çıkan, mezhepçiliği yok sayan, “Tekçi değiliz, bizde buradayız.” diyen herkes, her kesim katledilmişti.

Hrantsız 18 yıl geçirdik ama onun nefis kalemini okumaktan, iyi hissettiren düşüncelerini dinlemekten hiç vazgeçmedik.  Irkçı kesimlerin önderliğinde linç hareketine maruz kalsa da varlığı başta Türk-Ermeni ilişkilerini aydınlatmıştı, sayesinde ‘Su çatlağını bulmuştu.’

Türkler’in önyargılarını kırmak, Ermenilerin paranoyasına son vermek için  Dink, 1996 yılında Türkçe ve Ermenice yayınlanan gazeteyi çıkarmaya başlamış, birlik olma fitilini resmi olarak ateşlemişti. Bu çabası son nefesine kadar sürdü. Hrant’ın verdiği çabayı ailesi ve Agos Gazetesi de miras aldı.

Mirasçıları başta Hrant cinayetini aydınlatmak, Ermenilere ses vermek, Hrant’ın düşüncelerini yaşatmak adına türlü mücadeleler verdi. Hrant cinayetinde ise devlet politikası olan zaman aşımı kararı uygulandı. Hedef gösterenler, tehdit edenler, azmettirenler davaya dahil edilmedi.

18 yılda bir cinayet davasını çözememek ülke için utançtır, bir gazetecinin öldürülmesi o ülke için insanlık suçudur.

Aslına bakacak olursak çözemediler değil, çözmek istemediler çünkü Hrant’ın dediği gibi; “Ermeniler, bir güvenlik sorunu bu ülkede.”

Zaman aşımı ile unutturulmak, kanlı ellerin üstü kapatılmak istendi.

Zaman aşımı, kanlı elleri, dilleri temizler mi?

Temizlemez!

Bu istense de bizler halen Agos okuyor, Hrant’ın anısına sahip çıkıyoruz. Biliyoruz ki; hukuksal boyutta katliam unutturulmaya çalışılsa da toplumsal anlamda Hrant bu ülkenin dili, kalemi, vicdanıdır.

Kendi kimliğinden yola çıkarak Ermenilere biçilmek istenen kaderi gerçeklerle ortaya çıkarsa da tüm ezilenlerin, ayrımcılığa uğrayanların sesine ilham olmuştur.

Unutturamazlar çünkü katil Ogün Samast’ın Hrant’ı katlettikten sonra sırtının sıvazlandığını, eline nasıl silah verildiğinin görüntüleri hala ortada, hafızalarımızda.

Zaman aşımı kararı ile Hrant’ın cenazesi o kaldırımda dursa da Hrant için yan yana gelen dostlar Hrant’ın düşüncesine daha sıkı sarılarak ‘Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı’ sorgulayarak  Hrant’ın cenazesini kaldırabilir.

Çünkü Hrant ile birlikte barışı, adaleti, hukuku da vurdular.

Hrantsız 18 yılda hasret kaldık doğrulara, birlik mesajlarına, dostluk yazılarına, çekmecelere gizlenenlerin ortaya çıkarılmasına…

“Çok azız birbirimizi hemen buluruz.” demişti Değerli Hrant. Az değilsin Hrant!.. 18 yıl geçsede buradayız, bir aradayız, yanındayız Ahparig!..

Zahrad’ın Hrant için kaleme aldığı şiirle Ahparig’i bir kez daha anıyoruz:

“İkna ettiler güvercinleri. Kimse dediler, ateş açmaz

üzerlerine. İnandı Hrant. Gerçi ürkekçe,

inandı bir güvercin olduğuna.

Gel gör ki, ateş açtılar işte!

Öngörmüştü, birkaç yıl önce söylemişti bana:

– Ayakta olacak ölümüm, dimdik,

Yatarak değil, yatakta…

Yatıversin ışıklar içinde şimdi.

Bize sorarsanız, o hep muzaffer kalacak

Lekesiz bir heykel gibi.”

Zaman aşımı kararını kabul etmiyoruz, alışmıyoruz, unutmuyoruz!

Saygı ve özlemle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir