AABK Eşit Başkanı Mat: Biz asla şeriatçıların, siyasi islamcıların ipiyle kuyuya inmeyiz!
Gülüfer Subaşı / AHA Haber Merkezi
Buradan Aleviler olarak, Avrupa Konseyi’nin önünden Recep Tayyip Erdoğan’a, O’nun büyük ortağı MHP’ye, Bahçeli’ye sesleniyoruz. Türkiye’deki bütün halklara, inançlara, kimliklere seleniyoruz; Türkiye’nin demokratikleşmesinin yolu sadece Diyarbakır’dan geçmez! Aynı zamanda, Türkiye’nin demokratikleşmesinin yolunun Dersim’den Hacıbektaş’tan da geçeceği asla unutulmamalıdır! Aleviler gözardı edilemez! Türkiye’de bir demokrasi oyunu oynanamaz! Bunuda özellikle ifade etmek istiyoruz.
Tarih sahnesindeki onurlu yerlerini aldıkları günden bugüne kadar sömürücü egemen güçlerin, onların zalim düzenlerinin ve bu çarkı bozuk düzenleri ayakta tutmak için var olan devletlerin baskı, zulüm ve katliamlarına maruz kalan Aleviler tarihlerinin hiçbir diliminde zalim olmadıkları gibi, zalimlere de asla teslim olamadılar!
İnançlarından, kimliklerinden, yaşam felsefelerinden ve zalimlerin karşısındaki dik duruşlarından dolayı, her zaman baskı ve zülüm gören, dönem dönem toplu katliamlardan geçirilen Suriye‘deki Aleviler, cihatçı terör örgütü HTŞ’nin Suriye’de iktidarı ele geçirmesinden sonra kuşatma altına alındılar.
Alevi düşmanı cihatçı terör çetlerinin zülmüne uğrayan ve toplu katliam tehlikesiyle karşı karşıya kalan Arap Alevileri’nin yardım ve dayanışma cağrılarına ‘‘direniş ekseni‘‘ içinde yer alan güçler kulaklarını tümden kapatmış durumdalar. Gelişmeler bize bunu gösteriyor.
Alevi düşmanı cihatçı terör çetlerinin zülmüne uğrayan ve toplu katliam tehlikesiyle karşı karşıya kalan Arap Alevileri’nin yardım ve dayanışma cağrılarına en güçlü şekile Anadolu, Mezopotamya ve Avrupa coğrafyalarında yaşayan örgütlü Aleviler ses oldular.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Avrupa Arap Alevileri Federasyonu (AAAF), Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) ve çok sayıda Alevi kurumu tarafından Fransa’nın Strazbourg kentinde bulunan Avrupa Konseyi önünde, 4 Ocak tarihinde birlikte gerçekleştirilen kitlesel basın açıklamasına Aleviler arası dayanışma damagasını vurdu.
Cemevleri’nden, Arap Alevi kurumlarında ve demokratik kitle örgütlerinden gelen yüzlerce canın katıldığı kitlesel basın açıklamasında, Arap Alevileri’nin çığlığına ses olan, onların dayanışma çağrılarına Avrupa Konseyi önünde düzenlenen kitlesel eylemle destek veren Alevi kurumları, dayanışma eylemlerini sürdüreceklerini alanda yaptıkları konuşmalarda sık sık dile getirdiler
Fransa’nın Strazbourg kentinde bulunan Avrupa Konseyi’nin önünde, Alevi kurumlarının öncülüğünde Suriye’deki katliamlardan dolayı yapılan kitlesel basını açıklamasında AABK Eşit Başkanı Hüseyin Mat’ta kısa ama içinden geçtiğimiz süreçteki politik – siyasal gelişmeler, Alevilerin örgütlü olmalarının önemi ve Alevi dayanışmasını geliştirip güçlendirilmesi açısından ön açıcı olan bir konuşma yaptı.
AABK Eşit Başkanı Mat, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
”Sevgili canlar, değerli dostlar, ben öncelikle getirdiğim bir selamı sizlere iletmek istiyorum. Biliyorsunuz 21 Aralık‘ta Maraş Katliamın’nda hayatlarını kaybeden canlar için Maraş’taydık. Daha sonra Samandağ‘a gittik. Samandağ‘ı halkıyla, aynı zamanda Suriye’den gelen temsilci canlarımızla aynı bugün burada, Avrupa Konseyi’nin önünde yaptığımız basın açıklaması gibi, Suriye’de yaşanan olaylara dair kaygılarımızı dile getirmek için bir miting gerçekleştirdik. Buradan sizin selamlarınızı götürmüştüm, onlarında size kucak dolusu selamlarını getiridim. O’nlar da burdan bir kez daha sevgilerimizi ve dayanışma duygularımızı yollayalım.
Aleviler Türk, Aleviler Kürt, Aleviler Türkmen, Aleviler Zaza, Aleviler Arap ama Aleviler hangi coğrafyada yaşıyorlarsa yaşasınlar, hangi devletin vatandaşı olmuş olurlarsa olsunlar hep aynı zulmü gördüler, hep aynı ayrımcı politiklarla karşı karşıya kaldılar, hem aynı soykırımını yaşamak zorunda bırakıldılar.
Bu bizim tarihimiz olmamalı. Bu bizim alın yazımız asla olmamalı!
Niye bugün burada basını açıklması yapıyoruz bütün Alevi kurumları ve dostlarımızla birlikte? Biz artık dün yaşadıklarımızı bir daha yaşamamak için bir araya geliyoruz. Sadece Suriye’deki zulmü, o çetcileri, o ümmetcileri, o şeriatçı grupları ve sadece orda yapılan barbarlığı protesto etmek için buraya gelmedik!
Biz tâ kalû belâdan beri; Kerbela’da, Dersim’de, Maraş’ta, Sivas’ta, Gazi’de, Gezi’de, Suruç’ta, Ankara Garı’nda inancı, kimliği ne olurasa olsun haksızlığa uğrayan, katledilen herkes için buraya geldik. Bir daha bu acılar yaşanmasın diye buraya geldik! Kendi tarihimiz yazmak, kendi alın yazımız yazmak için geldik buraya.
O yüzden sevgili canlar, dünü arayacağımız günler malesef önümüzde duruyor. O nedenle de bugün bir araya gelmek zorundayız. Alevisi, Sünnisi, Ezidisi, Süryanisi hangi inaçtan olursa olsun Türkü, Kürdü, Almanı, İngilizi, Arabı hangi etnik kimliğe sahip olursa olsun her yerde insanların onuruyla, kimliğiyle, inancıyla yaşayabilmesi için birlikte olmak zorundayız, başka şansımız yok! O nedenle de hep diyoruz; Pirimzi Pir Sultan Abda,‘‘ Gelin canlar bir olalım‘‘ dememiştir boşuna Osmanlıya karşı.
O nedenle de bugün Avrupa Konseyi’nin önüne geldik, buradan Avrupa’yı da Avrupa Birliği’ni de uyarıyoruz. Bakın daha dün Almanya Dışişleri Bakanı, o çetecinin yanına gitti. IŞİD’ın devamı olan cihatcı HTŞ’nin lideri olan o zâtın yanına gitti. Adam elini bile vermedi.
Kadına elini vermeyen bir akıldan, bir iradeden demokrasi beklenebilir mi? Özgürlük beklenebilinir mi? Kadına saygı beklenebilir mi? Beklenemez! Çünkü biz bunları, bu zihniyeti Kerbela’dan beri biliyoruz, tanıyoruz, yaşanmışlıklarımız var!
Biz asla şeriatçıların, siyasi islamcıların ipiyle kuyuya inmeyiz!
Bunlar takiyecidir. Bunlar amaçlarına ulaşabilmek için herşeyi kullanabilecek kadar alçaktır. Bu zihniyetin karşısında diz çökmeyen Şah Hüseyin gibi, Seyit Rıza gibi aynen diz çökmemek için bugün burada Avrupa Birliği Konseyi’nin önündeyiz arkadaşlar. Asla teslim olmamak için buradayız! Ama şuda unutulmamasın; biz Türkiye’de bütün inançlar ve kimlikler adına, demokratik laik bir Cumhuriyet adına neyi talep ettiysek, Suriye halkları içinde aynı şeyleri talep ediyoruz!
Suriye için bu taleplerimizi dile getirdiğimiz şu günde, bir şeyinde altını cizmeden geçmek eksiklik olur. Bakın yeni paradigmalardan bahsediliyor. Türkiye’de yeniden bir açılımdan bahsediliyor. Bir demokrasi tanımından bahsediliyor.
Buradan Aleviler olarak, Avrupa Konseyi’nin önünden Recep Tayyip Erdoğan’a, O’nun büyük ortağı MHP’ye, Bahçeli’ye sesleniyoruz. Türkiye’deki bütün halklara, inançlara, kimliklere seleniyoruz; Türkiye‘nin demokratikleşmesinin yolu sadece Diyarbakır’dan geçmez! Aynı zamanda, Türkiye‘nin demokratikleşmesinin yolunun Dersim’den Hacıbektaş‘tan da geçeceği asla unutulmamalıdır! Aleviler gözardı edilemez! Türkiye’de bir demokrasi oyunu oynanamaz! Bunuda özellikle ifade etmek istiyoruz.
İngiltere, Fransa, Hollanda, Almanya, Danimarka, İsveç, İsviçre, Kıbrıs, Avusturya, Arjantin, Kanada, Belçika, Avustralya, Türkiye ve Orta Doğu’da yaşayan tüm Alevilerin bugün gözü, kulağı, günlü, yüreği burada. Dünya‘nın neresinde olursak olalım 72 millete aynı nazarla bakma anlayışından vazgeçmeden zalimlere karşı mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz!
İnsanlık diyoruz, insanlık! Onurlu bir barış diyoruz, demokrasi diyoruz, özgürlük diyoruz, eşitlik diyoruz!
Buraya gelerek bu sese ses oldunuz… Birkez daha Alevi kurumları olarak sizlere teşekkür ediyoruz. Basına teşekkür ediyoruz. Gönlü bizimle olan herkese buradan kucak dolusu selamlarımızı, sevgilerimizi yolluyoruz.”
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler