2025: Barış, Sevgi ve Hoşgörü İçin Beklemek Değil, Adım Atma Yılı Olmalı!
Özgür Demir
2025 yılı, bir umut yılı değil, bir aksiyon yılı olmalı. Yeni yılın bize sunduğu fırsat, sadece barışı ve sevgiyi aramak değil, bu değerleri somut adımlar atarak inşa etmektir. Kendi çevremizden başlayarak, barışın, sevginin ve hoşgörünün gerçek anlamda yaşam bulması için mücadele etmeliyiz.
Her yeni yıl, umutların yeşerdiği, dileklerin havada uçuştuğu, kalplerde iyimserlik barındıran bir dönemdir. 2024’ü geride bırakırken, yeni yıla girmemizle birlikte hepimizin dileği, barış, sevgi ve hoşgörü dolu bir dünyada yaşamak. Ancak, bu güzel dilekleri sadece yılbaşında değil, her an hayatımızın bir parçası hâline getirmek için çaba sarf etmek zorundayız. 2025 yılı, bir beklenti yılı değil, bu değerleri pratiğe dökme yılı olmalı.
Geçmiş yıllarda, barış ve hoşgörü hep dile getirildi. “Daha fazla sevgi, daha az nefret” demek kolaydı. Ama bu değerlerin hayat bulması için bir şeyler yapmamız gerektiğini unutmamalıyız. Her birey, toplumun parçası olarak, sadece kendisinin değil, tüm insanlığın refahı için sorumluluk taşır. Bu sorumluluk, sadece barış istemekle değil, onu inşa etmek için attığımız somut adımlarla gerçektir.
Barış, sadece silahların susması değil, kalplerdeki huzurdur. Barışı kurmanın ilk adımı, başkalarının fikirlerine, yaşam tarzlarına ve farklılıklarına saygı göstermektir. Fakat bunu beklemek, sadece “barış olsun” demekle mümkün olmuyor. Toplum olarak, iletişimi artırmalı, farklı görüşlere hoşgörüyle yaklaşmalı ve çatışmalar yerine çözüm üretmeye odaklanmalıyız. Bu, okullarda, işyerlerinde, örgütlerde, mahallelerde ve en küçük sosyal birimlerde bile mümkündür.
Sevgi, her şeyin temeli olmalıdır. Ancak, sevgi de tek başına yeterli değildir. Sevgi, sürekli bir çaba gerektirir. İnsanlara yalnızca kalbimizi açmak değil, onları anlamaya çalışmak, empati göstermek ve zor zamanlarında tabiki karşılıksız yanlarında olmayı da gerektirir.
Sevgi, her şeyin temeli olmalıdır. Ancak, sevgi de tek başına yeterli değildir. Sevgi, sürekli bir çaba gerektirir. İnsanlara yalnızca kalbimizi açmak değil, onları anlamaya çalışmak, empati göstermek ve zor zamanlarında tabiki karşılıksız yanlarında olmayı da gerektirir. Toplumda daha fazla sevgi görmek istiyorsak, önce kendimize dönüp, başkalarına nasıl davrandığımızı sorgulamalıyız. Her birimiz, sevgi ve saygıyı, sadece etrafımıza değil, kendimize de göstermeliyiz.
Hoşgörü, bir toplumun sosyal dokusunu güçlendiren bir diğer temel değerdir. Farklılıklarımıza rağmen birbirimizi kabul etmek, hoşgörüyü günlük hayatımıza katmak için gerekli olan birinci adım, önyargılardan kurtulmaktır. İnsanlar, dil, din, etnik köken veya yaşam biçimi fark etmeksizin eşit haklara sahip olmalıdır. Hoşgörü, diğerlerini anlamaya çalışmak ve onlara saygı göstermekten geçer. Herkesin sesini duyabileceği, farklılıklarının zenginlik sayılacağı bir toplum inşa etmek, tüm toplum bireylerinin sorumluluğundadır.
2025 yılı, bir umut yılı değil, bir aksiyon yılı olmalı. Yeni yılın bize sunduğu fırsat, sadece barışı ve sevgiyi aramak değil, bu değerleri somut adımlar atarak inşa etmektir. Kendi çevremizden başlayarak, barışın, sevginin ve hoşgörünün gerçek anlamda yaşam bulması için mücadele etmeliyiz. Unutmayalım ki, küçük bir davranış, büyük değişimlere yol açabilir. 2025 yılında, sadece beklemek yerine, bu değerleri her an pratiğe dökmek için daha fazla çaba harcayalım. Çünkü barış, sevgi ve hoşgörü bir dilek değil, bir yaşam biçimidir. Bu yaşam biçimini inşa etmek, hepimizin elindedir.
Yeni yıl, birlikte daha güzel bir dünya kurma yolunda atılacak adımların başlangıcı olsun!
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler