ALEVİ SOYKIRIMINA SES ÇIKAR
Zeynep Ağzerli
Alevi ve Hristiyan bölgeler Suriye coğrafyasına ait değil mi? Orada yaşayan, Suriye vatandaşı olan insanlar insan haklarına tabii değil mi?
Filistin‘den sonra Suriye‘de de Dünya‘nın gözü önünde aleni şekilde katliam yapılıyor!
Evet, ortadoğu coğrafyasında Alevilere, Kürtlere yönelik ayrımcılık var. Var olan ayrımcılık Osmanlı tarihinden bu yana katlanarak devam etmekte. Osmanlı‘dan bu yana ‘‘Alevi Avına‘‘ çıkan faşist güçler emperyalist hedeflerine ulaşmak için ırkçı ve dinci silahlarını çektikten sonra aleni şekilde soykırıma başladı.
Avrupa Arap Alevileri Federasyonu aracılığıyla alınan haberlere göre insanlar dağlara sığınmaya başlamış. Özellikle yaşlı ve kadınları sahil bölgesine göndermişler. Bazı köylerden ise hiç haber alınamıyor! Bunlar gösteriyor ki toplu katliam hazırlığı var!
Bu hazırlığın temel hedefe ulaşmanın altyapısı olduğunu biliyoruz. Esas hedef; bölgeler boşaltılarak ekonomik ve ırkçı hakimiyet kurmak. Yıllardır petrol zengini bölgeler üzerinden kurulan tatlı rüyanın bedelini, canları ile ödeyen Ortadoğu halkı gün geçtikçe daha ciddi bedeller ile karşı karşıya kalıyor.
Tüm bu yaşananlar ise çelişkilerle dolu! Şu an Suriye’de yaşam hakkını dahi elinden alan, bu hakkı ayrıcalık olarak sunan bir yönetim hakim. Suriye’ye özgürlük getirdiklerini söyleyen yönetim, özgürlük anlayışlarına Alevi ve Hristiyan kesimi dahil etmedi.
Vaadedilen özgürlük neden Alevilere verilmedi?
Alevi ve Hristiyan bölgeler Suriye coğrafyasına ait değil mi? Orada yaşayan, Suriye vatandaşı olan insanlar insan haklarına tabii değil mi? Bir canlıyı (İnsan, ağaç, hayvan fark etmez ancak bu zorbalık tarihi yapılara karşı da yapılıyor.) öldürme hakkını kendinde görmek kendi tanımlarıyla devrimcilik değildir!
Bu açıkça; “Ben kabile devletiyim, cihatçıyım, hukuk, yasa, özgürlük tanımıyorum. Yıllarca diktatörlükle suçladığım Esad’dan daha totaliter ve diktatörüm. Çete yöntemleriyle ele geçirdiğim ülkeyi terör faaliyetleriyle yönetmeye devam ediyorum. Ülkenin tüm kaynaklarını koltuk karşılığında peşkeş çekmeye hazırım!” demektir.
Bir diğer çelişki ise; tüm dünyanın önünde bu kadar rahat ve kolay soykırım yapabilme cesaretini göstermeleri. Biliyoruz ki; bu cesareti daha önce yaptıkları kıyımlardan, onları destekleyen emperyalist güçlerden alıyorlar. Bugüne kadar ne 78 Sivas, Maraş, Çorum, Madımak, Dersim, Gazi katliamlarının hesabını vermeyenler, Suriye’de yaptıklarının hesabını da vermeyeceklerine inanıyor.
Şimdi, tüm ulusal ve uluslararası medya ve hak temelli çalışan kurumlara soruyorum; eğer, insan hakları burada olmayacaksa ulusal ve uluslararası örgütler / kurumlar, vatandaşlar burada müdahale etmeyecekse nerede uygulanacak insan hakları? Ne zaman “Soykırımı durdurun, barış getirin!” denilecek?
Tüm dünyanın göz yumarak görmezden geldiği bu terör örgütüne; “Dur!” denmiyorsa sırtı sıvazlanıyor, destekleniyor demektir.
Bir kez daha soruyorum; bu kadar insanın katledilmesi emperyalist devletlerin gözünüdoyurur, ülke tahtına oturanları tatmin eder mi peki?
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler