DERSİM BÖLGESİNDE GAĞAN
Kenan Küçük
Gağan, doğanın döngüsüyle uyum içinde yaşamanın ve baharı umutla karşılamanın bir ifadesiydi. Alevi Kızılbaş inancının dayanışma, paylaşma ve doğayla barış içinde olma felsefesini yansıtan bu gelenek, kışın zorluklarından sonra bir umut ışığı olarak yeni başlangıçlara kapı aralardı.
Gağan, özellikle çocukluğumun geçtiği Aşağı Çamurdere köyünde, kış mevsiminin en zorlu günlerinin sonlarına doğru kutlanan, dayanışma ve paylaşım ruhunu ön plana çıkaran köklü bir gelenekti.
Alevi Kızılbaş kültürünün doğayla uyumlu, eşitlik ve toplumsal dayanışma üzerine kurulu inancını yansıtan bu kadim ritüel, hem doğanın döngüsünü hem de toplumun birlikte hareket etme gücünü simgeliyordu. Zorlu kış koşullarının ardından köy halkını moral ve baharın müjdesiyle bir araya getiren Gağan, birlik ve beraberliğin somutlaştığı anlamlı bir süreçti.
Benim kuşağımdaki birçok kişi gibi ben de Gağan’ı köyümde birebir yaşadım. Bu gelenek, çocukluğumun en canlı ve anlamlı anılarından birini oluşturdu, hala yüreğimde taşıdığım bu deneyim, toplumsal dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu küçük yaşta öğrenmemi sağladı.
Gağan kutlamaları sırasında en çok heyecanlandığım ve keyif aldığım kısım ise Fatfatık oyunu idi.
Fatfatık oyunu, Gağan’ın neşesi ve özünü temsil eden bir etkinlikti. Bu oyunda, Yaşlı Adam bilge ama mizahi bir figürü temsil eder, kadın kıyafetleri giymiş bir erkeğin canlandırdığı Fatık ise köy halkını güldüren ve eğlendiren bir karakter olurdu. Fatık’ı korumak için yüzünü soba borusunun isiyle boyayan Arap Adam, elindeki sopayla Fatık’ı kaçırmaya çalışan diğer erkeklere meydan okurdu.
Fatık ve ekibi türküler söyleyerek ev ev dolaşıp yağ, un, buğday gibi temel erzakları toplardı. Biz çocuklar da bu eğlenceli etkinliğe katılır, onların şarkılarına eşlik eder ve köyde bir hareketlilik yaratırdık. Fatfatık oyunu, yalnızca bir eğlence değil, aynı zamanda dayanışma ve paylaşımın anlamını bize öğreten güçlü bir gelenekti.
Gağan, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda toplumsal eşitliği güçlendiren bir dayanışma kültürüydü. Köy halkı, toplanan erzakları bir evde bir araya getirir, bu malzemelerle helva, şir, dendene ve hasıl gibi geleneksel yemekler hazırlanırdı. Hazırlanan yemekler köy halkıyla paylaşılır, kalan erzaklar ise ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılırdı. Bu süreç, hem dayanışma ruhunu hem de toplumsal eşitlik anlayışını pekiştirirdi.
Gağan, aynı zamanda kadına verilen değerin açık bir göstergesiydi. Kutlamalar sırasında, köyden evlenip ayrılan ablalar, teyzeler ve halalar ziyaret edilir, onların hatırları sorulur ve varsa geçim sıkıntıları ya da başka sorunlarına çözüm aranırdı. Alevi Kızılbaş kültürünün temel değerlerinden biri olan kadına saygı, bu gelenekte en somut haliyle yaşanırdı.
Gağan, doğanın döngüsüyle uyum içinde yaşamanın ve baharı umutla karşılamanın bir ifadesiydi. Alevi Kızılbaş inancının dayanışma, paylaşma ve doğayla barış içinde olma felsefesini yansıtan bu gelenek, kışın zorluklarından sonra bir umut ışığı olarak yeni başlangıçlara kapı aralardı.
1950’lerden itibaren Anadolu Alevilerinin şehir merkezlerine ve 1960’lardan sonra Avrupa’ya göç etmeye başlamasıyla birlikte Gağan gibi gelenekler farklı ortamlarda da yaşatılmaya çalışıldı.
Avrupa’da Aleviler, Noel, Paskalya ve Fastnacht gibi geleneklerin bazı yönlerinin kendi kültürleriyle benzerlikler taşıdığını fark etti. Ancak, Gağan’ın özü olan doğanın döngüsü, toplumsal eşitlik ve dayanışma gibi değerler, Alevi Kızılbaş inancına özgüydü ve bu geleneği benzersiz kılıyordu.
Anadolu, birçok kültür ve inancın birlikte yaşadığı, dünyanın en zengin coğrafyalarından biri. Alevi Kızılbaşlar ise bu toprakların en köklü ve özgün topluluklarından biri olarak, Gağan gibi geleneklerle bu zenginliği yaşatmaya devam etti. Kızılbaşları belli bir inançla özdeşleştirmek ya da başka bir inancın bir kolu olarak görmek, onların tarihsel ve kültürel derinliğini görmezden gelmek olur.
Gağan, bu kadim kültürel mozaiğin önemli bir parçası ve toplumsal dayanışmanın unutulmaz bir simgesiydi. Bugün hala Gağan’ı hatırlarken, bu gelenekle öğrendiğimiz dayanışma ve paylaşım ruhunun ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlıyorum.
Aşk ile
Kenan Küçük
21.12.2024
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler