Alevi Kadın Dayanışma Birlikteliği
Ayhan Aydın
24 Kasım’da Şahkulu Sultan Dergahı’ndaki toplantılarını da izlediğim “Alevi Kadın Dayanışma Birlikteliği” toplantısı bu sefer de bugün Sultanbeyli’ydeki Kul Himmet Cemevi’nde yaklaşık altmış kadının katılımıyla gerçekleştirildi.
Bu birlikteliği sağlayan, bu toplantıya katılan tüm kadınlarımızı canı gönülden kutluyorum.
Bugün de aynı aşkı, sevgiyi, ilgiyi görmekten çok mutlu oldum.
Birtakım sorunların da konuşulduğu toplantıda Alevilikle ilgili de bazı önemli konular da gündeme geldi.
Sadece Güzellikler Çoğalsın…
Ömrümüz söyleşilerde, toplantılarda, cemlerde, gezilerde, köylerde, türbelerde, ocaklarda, dergâhlarda geçti. Binlerce toplantıya, sohbete katılan bir insanım.
Bugün Sultanbeyli’deki Kul Himmet Cemevi’nde yaklaşık altmış kadının katıldığı bir toplantıyı izledim.
Heyecanı olan, içinde yol ve inanç aşkı ve muhabbet mayası bulunan kadınlarımız bir ara gelmişlerdi.
“Alevi Kadın Dayanışma Birlikteliği” isimli bu oluşum, İstanbul’da bulunan Alevi kurumları, cemevleri başta olmak üzere bu yola, bu davaya gönül vermiş, bu uğurda hizmet eden, koşturan kadınlarımız tarafından yaklaşık 7 yıl önce kurulmuştu.
Bir araya gelip dertleşen, sorunları ortaya döken, bireysel bir amaç gütmeden, menfaatlerin bir tarafa atıldığı bir düşünce sistemiyle kadınlarımız Aleviliğin değerleriyle hareket ederek, sorunları konuşuyorlar, yapılması gerekenler hakkında görüş alış – verişinde bulunuyorlar…
Kendi ifadeleriyle; İstanbul dışında da sadece gönüllülük esasına dayalı olarak bir araya gelen özleri aydınlık içindeki kadınlarımız bu birlikteliklerini büyütmek istiyorlar.
Gösterişten uzak, sadece hizmet bilinciyle hareket edip, yardım edebilecekleri insanlara kendi imkânlarıyla yardım etmek, aralarındaki dayanışmayı arttırmak, sohbet ve muhabbet etmek için bir araya gelen kadınlarımız zaman zaman kültürel geziler de yapıyorlar.
Bugüne kadar muhtaç durumda olan okuyan çocuklara yardımcı olan Alevi Kadın Dayanışma Birlikteliği, yine mağdur olanlara, Maraş, Hatay’da depremzedelere bizzat kişi olarak ulaşarak elden yardımlar göndermiş, her şeyi gönüllülük esasıyla yapan kadınlarımızdan oluşuyor.
Her ayın ikinci haftası toplanan kadınlarımızın temel amaçları Alevi inancının yaşaması için çalışmak, yardımlaşmak, mücadele etmek.
Kendileri bu gönüllülük işinde bağış toplamıyorlar.
İhtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını kendi dayanışma ruhları ve birliktelikleriyle çözüyorlar.
İşte bugün aynı zamanda Şahkulu Sultan Dergâhı’na uzun yıllardır hizmet eden ve şimdi de Şahkulu Sultan Dergâhı Vakfı Yönetim Kurulu üyesi olan çok sevgili Nazife Doğan’ın yapıcı ve birleştirici kişiliği ve gayretleriyle bir toplantı gerçekleştirildi.
Farklı cemevlerinden gelen ve buralarda gerek çalışan, gerek gönüllü, gerekse yönetimde bulunan kadınlarımızın da söz almalarıyla bir sohbet – muhabbet ortamı doğdu.
Hem Alevilik konusundaki bilgilerini paylaşmak isteyen, hem de bazı sorunları dile getiren kadınlarımızın bu toplantısının aslında kayda alınması gerekirdi. Çekim yapılmasını kendileri istemese de bence bir televizyon programı gibi, güzel konuşmalarla bugüne dair bir belge niteliği taşırdı.
Toplantıda aynı zamanda gelecek zamanda yapılması planlanan çalışmalar hakkında da karşılıklı görüş alış – verişinde bulunuldu.
Bence hem çok kaynaştırıcı, hem aydınlatıcı ve birleştirici olan bu toplantıların sık sık yapılması tıkanan Alevi örgütlenmesi için de bir ışık olabilir.
Emeği geçen tüm kadınlarımızı canı gönülden kutluyorum.
Alevi – Bektaşi serçeşmesi Hacı Bektaş Veli’nin söylediği;
Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde
Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok
Noksanlık eksiklik senin görüşlerinde
Deyişinde olduğu gibi biz özde bir “can” olmak öğretisinin mensupları olarak, 72 millete bir nazarda bakan – bakması gerekin bir inanç topluluğu olarak, sadece insana ve insanlığa değer vermiş bir topluluğuz.
Gerçekten de İslam coğrafyasında kadın – erkek ayırmadan ibadet – sohbet – muhabbet eden çok ender topluluklardan birisi olan Alevi – Bektaşi toplumu yüzyıllar boyunca hep birlikte yaşamayı, dayanışmayı, sorunları birlikte çözmeyi öncelemiştir.
Alevi kurumlarındaki, cemevlerindeki kadınlarımız yıllar yılı özveriyle buralarda hizmet ettiler.
Ama gerçekçi olmak gerekirse, bizde er – bacı ayrımı yoktur, deyip bir genelleme yapsak da, Alevi – Bektaşi Öğretisi’nin tüm aydınlığına rağmen aydınlığın ana merkezi olan Anadolu’yu bir karanlık gibi örten bağnaz yapı, erkek egemen kültür Alevileri de sarmaya başlamıştır.
Bunu en iyi Alevi – Bektaşi örgütlülüğünde görebiliriz.
Eşitlikçi bir anlayışla tüm yaşamı birlikte kucaklaması gereken bir toplum erkek egemenliği içinde kadını dışlayan bir yapıya bürünmeye başlamıştır.
Baş tacı “analar / anabacı sultanlar” hiç de hak ettikleri konumda olmayıp, biraz geri plana itilmişler, örgütlenmelerde kadın maalesef gençler, gibi hep ikinci planda kalmışlardır.
Kendisine “aydın, demokrat” diyen okumuş yazmış Aleviler de dâhil, çoğulculuğu yakalayıp, düşünen, üreten, inancı yaşatıp, aktaran kadınlara gerekli değeri ve yeri vermemişlerdir.
Bugün hiç uzatmadan söylemek gerekirse, bugün Türkiye’ye hâkim olan otokrat yapı tüm Türkiye’ye bir baştan bir başa zorla giydirilen bir zihniyet elbisesi olurken, Alevi örgütleri de bundan payını almış, kültürü, çok çeşitliliği, kadın ve gençlerin, aydınların bu kurumlarda daha fazla söz sahibi olmalarını engelleyecek her türlü düzeneği kurmayı zaman içinde maalesef gerçekleştirmişlerdir.
Şimdi sözde eşitlik adına Avrupa’dan ithal edilen “eşitim” yoz tabiriyle sözde bir gönül alma kibarlığı icat eden sözde “eşit”, “aydın”, “demokrat” kafalı batılı Alevi kurumların başında bulunanlar başta olmak üzere, Aleviliğin örgütlenmesinde, geleceğinin tartışılmasında, yönetiminde kadınlara hiçbir şekilde hak ettikleri yeri vermeyerek iki yüzlülük yapmaktadırlar.
Bu yazgının değişmesi, bugünkü kurumların da soluk almasını sağlayacaktır.
Ya bugün, ya da hiçbir zaman…
Bu nedenlerle ilk gençlik çağlarından beri yani 35 yıldır Alevi örgütlenmesinin özünde, kökünde olan az çok iyi bir gözlemci olarak söylemem gerekirse; “kadınlar da olmasa cemler yürümeyecek, cemevlerine kimse gelmeyecek” avuntusuyla, çay ocaklarında, mutfak ve temizlik işlerinde, bazen saçını yaptırıp, bir kıyafet alarak, “eşitim” dedirtmek için kurum toplantılarında konu mankeni yapılan kadınlar üzerlerine biçilen dar kalıpları yıkıp atmak zorundadırlar.
Bu hem onların özgürleşmesi, hem de bu yolun yaşaması, yaşatılması için çok önemlidir.
Çünkü kadındır çocuğu büyüten, eğiten, ona kültürü veren…
Kadındır, geleneksel, sözlü kültürü saklayan, koruyan, aktaran…
Kadınların sözde değil, gerçekten olaya el koymalarının zamanıdır.
Siyasi erkin peşine düşen, makam ve mevki için Aleviliği kullananların hemen tümünün erkek olması bir tesadüf müdür?
Neyse şimdilik bu kadar yeter diyelim…
Herkese sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum.
Ayhan Aydın
14 Aralık 2024
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler