”Pir Sultan bizim, Hınzır paşalar sizin!”
Hacı Bektaş Veli anma etkinliğinde resmi açılışında Alevi Bektaşi Federasyonu, Türkiye Alevi Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından hazırlana Alevi kurumlarını bildirsini kurumlar adına HBVAKV Genel Başkanı Ercan Geçmez okudu.
Hacı Bektaş Veli Anadolu Vakfı Genel BaşkanErcan Geçmez, konuşmasına açılışta bulunan Anaları, Pirleri, canları ve Alevilerin dostlarını selamlayarak başladı.
“Alevisiz Alevilik” yaratmak için Alevi Bektaşı Kültür ve Cemevi Başkanlığı kuran AKP-MHP bloğunun, bu asimilasyoncu kurum aracılığıyla düzenlen korsan etkinliğe değindi.
Geçmez tarafından okunan Alevi kurumlarını bildirsinin tam metni şöyle:
”Sevgili canlar, Analar, Pirler yaren yoldaşlar. Kurumların kıymetli yöneticileri hoşgeldik.
Evliyaların Erenlerin aşkıyla Hünkarın sözünden dönmeyen canlar. Gün bu gündür.
Sözümüzü söyledik… Biz burada Hünkarı anmaya geldik… Yeniden Hünkarın huzurunda dara durmaya geldik. Bir kez daha Hünkarın barış dilini yeniden dünyaya hatırlatmaya geldik.
Pirlerimizden aldığımız gerçeğin nefesi ile, tarihimizi ve bizi yok sayanlara karşı, karanlığın yarattığı cehalet çölünü kardeşlik ormanına dönüştürmek için Serçeşmenin gözesine serpilmeye geldik.
ALEVİSİZ ALEVİLİK yaratmak isteyenler, tarih boyunca amaçları doğrultusunda hiç durmadılar. 1826 yılında ikinci Mahmut’un marifetiyle el koyulan dergahımız, 1834 yılında başka bir inancın arka bahçesi yapılmaya çalışıldı ve dergahın içine bir cami inşaa edildi.
Bugün de kurdukları Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı eliyle dergahımız bir kez daha işgal altına alınmak isteniyor.
Canlar, yaren yoldaşlar; Osmanlı Pir Sultan Abdal’ın boynuna urganı geçirdiğinde, Şah Kalenderin kapısına dayandığında onlar tereddüt etmediler. İnandılar ve DİRENDİLER!
Bugün bizim üstümüze yol düştü. Dergahımıza sahip çıkacağız, yolumuzdan da vazgeçmeyeceğiz. Hangimizin canı, Pir Sultan’dan ya da Şah Kalender’den daha kıymetli? Hangimizin kanı onlardan daha kırmızı?
En az bin yıldan bu yana, kalbinde ve heybesinde çamur taşıyanlar, çamur çağının ihanet tohumları; içerde, dışarda, derste, sırada, her yere bulaşmış kara lekelerdir. Şimdi çamurlaşan kalpleriyle dergaha girmek isteyenler var. Ama bilmiyorlar ki Işığa çamur bulaşmaz.
Hünkar bizim ışığımızdır ve onu söndürmeyi amaç edinenler, yıllardan bu yana gerçekleştirdiğimiz anma etkinliklerimizi sabote ederek Hünkarın öldüğünü iddia ediyorlar. Korsan etkinliklerine de ölüm yıldönümü diyorlar.
Dostlar, hakkı bilmeyen ne bilsin hakka yürümeyi. Ölürse ten ölür, canlar ölesi değildir diyen bu yolun ulularını öldüremeyeceksiniz. Hünkarın kucağında yoğurduğu aslanla ceylanı yok sayanlar ne bilsinler aslanı, ne bilsinler ceylanı, ne bilsinler hoşgörüyü.
Değerlerimize saldırıyorlar, değerlerimizi dönüştürmeyi amaçlıyorlar! Bizim Yunus dedikleri ve kendilerine benzettikleri Yunus Emre yetmedi, şimdi yeni bir Hacı Bektaş yaratmaya çalışıyorlar.
Yok öyle yağma!
Yunus bizim, Yavuz sizin.
Hünkar bizim, Ebu suud sizin!
Pir Sultan bizim, Hınzır paşalar sizin.
Şah Kalender bizim, Osmanlı sizin.
Hüseyin bizim, muaviye sizin…
Biz, 72 millete bir nazarla bakanlar, doğadaki tüm canların yaşam hakkına saygı duyanlar, Şah Hüseyin’in çadırındayız. Peki siz nerdesiniz?
Bugün içimizden koparacaklarına inandıkları bir grup Alevi ile, canlarımızın yüzyıllardır yüzünü sürdüğü dergahını ‘misafir’ kartlarıyla ziyaret ettiriyorlar.
Biz hünkarın huzuruna dün olduğu gibi bugün de turab olmak için geldik gelmeye de devam edeceğiz.
Alevisiz Alevilik yetmiyormuş gibi şimdi de kartlı Alevilik yaratmaya çalışıyorlar…
Canlar, yarenler, yoldaşlar; bizim ziyaretçi kartımız itikatımızdır.
Hünkar Hacı Bektaş Veli Anma etkinliklerini anlamayanlara tarihinden koparmak isteyenlere sözümüzdür;
Açın gözünüzü,
Açın kulağınızı,
Söyleyin dilinize,
Burası Alevilerin Serçeşmesidir!
En kutsal mekanlarından birisidir!
Benim kabem insandır diyen Hünkarın mekanıdır!
Çıkarın kulaklarınızdaki tıkaçları ve dinleyin;
Hakka yürüme erkanını dahi kendisi yürüten Şahı Merdan Ali’ye ihanet ediyorsunuz, siz yolunuzu ve erkanınızı üç kuruş için teslim ediyorsunuz.
Canlar, yarenler, yoldaşlar!
Devletin dini olmaz.
Devletin dini olursa; Madımak’ta 33 can katledilir,
Devletin dini olursa; Maraş’ta Aleviler katledilir,
Devletin dini olursa; Çorum’da Aleviler katledilir,
Devletin dini olursa; bu katillerden hesap sorulmaz, davalar zamanaşımına uğrar,
Devletin dini olursa; Cemevlerine cümbüş evi denir. Kadın cinayetleri, çocuk istismarı, doğa katliamları meşrulaşır. Bilimsel ve laik eğitim sistemi çürür. Okullarda din derslerinin sayısı artar ve çocuklarımız bu psikolojik işkenceye maruz bırakılır.
Size söz veriyoruz. Laik ve demokratik bir Türkiye için 72 millete bir bakmak için hep birlikte mücadele etmeye
Onun için Aşık Hüdayi’nin dörtlüğüdür düsturumuz;
Canan bizim canımızdır,
Teni bizim tenimizdir.
Sevgi bizim dinimizdir,
Başka dine inanmayız…
Canlar, yarenler, yoldaşlar,
Biz eşit yurttaşlık hakkımızı istiyoruz. Anamızın ak sütü gibi helal olan kamusal alandaki hakkımızı istiyoruz. Ama bu devletin Alevisi olacağımız anlamına asla gelmez. Kamusal alandaki haklarımızı istiyoruz. Adalet istiyoruz.
KPSS’yi kazandığı hâlde işe alınmayan Alevi canlarımız için adalet istiyoruz.
Zorunlu din derslerinde zorla namaza kaldırılan Alevi çocuklarının hakkı için zorunlu din derslerinin kaldırılmasını ve adalet istiyoruz.
8 bakanlıktan daha büyük bütçeye sahip Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılmasını ve adalet istiyoruz.
Biz Aleviler toplumsal yüzleşme istiyoruz.
Bir daha bu ülkede katliamlar yaşanmasın diye Madımak Oteli’nin utanç müzesi olmasını istiyoruz.
Bizi yoksullaştırarak birbirimize düşmanlaştıranlara karşı toplumsal eşitlik istiyoruz.
Dedelerimizi maaş ile yolundan döndüreceğini sananlar yolumuzu tanımıyorlardır. Bizim dedelerimiz, analarımız, pirlerimiz ve yolumuz sizin gibi hadsizlere haddini er ya da geç bildirecektir.
Alevisiz Alevilik yapmaya çalışanlar, yeni mi duydunuz Aleviliği ve Alevileri. Siz kime don biçtiğinizi zannediyorsunuz. Tarihimizi, inancımızı sizin satılık kalemlerinizin bir kalıba sokmasına ve Turancılık sevdanızın kimliğine sığdırmasına asla sessiz kalmayacağız.
“Bende var iki cihan, ben bu cihana sığmasam” diyen Aleviler size diyor ki;
İki cihana sığmayan Aleviliği o satılık kalemlerinize sığdıracağınızı mı sanıyorsunuz…
Canlar;
Biz milyonlarca Alevinin meşru temsilcisi kurumlar olarak ne dergahımızın işgaline, ne milyonları işsizliğe açlığa mahkum eden politikalara geçit vermeyeceğiz.
Binlerce siyasetçiyi cezaevine koyan, onbinlerce insana siyasi yasak getirip sarayının duvarlarını yükseltelere geçit vermeyeceğiz.
Bizler düşüncelerinden ötürü cezaevlerine konulan canlarımızı asla yalnız bırakmayacağız.
Tek dil tek din diyenlere 72 milletin tüm renkleriyle karşı duracağız.
Hazırlanan akıldan ve bilimden uzak maarif modeli ile kindar ve dindar nesiller üzerinden toplumsal gerginlikten medet uman siyasetçilere sözümüz şudur;
Biz bu ülkenin çeşitliliğine birlikte yaşamasına turab olacağız.
Bir kez daha buradan sizin huzurunuzda tekrar ederek söz veriyoruz ki;
Laik demokratik bir anayasa oluncaya kadar 72 milletin özgürlüğü için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Aleviler vardır, Alevilik haktır!
Gelin canlar bir olalım!
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler