Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe: Alevi gençleri ırkçı ve gerici bir ideoloji ile zehirleniyor!

''Kadın erkek sorulmaz muhabbetin dilinde düsturu ile binlerce yıldır cem olan bir inancın çocukları haremlik selamlık ayrıştırılıyor.''

Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, Hızır Paşalar ve işbirlikçi, gerici, faşist bir zihniyetin uzantısı olan kadroları eliyle adeta bir asimilasyon üssü haline gelmiştir.

Alevi Kurumlarının bütün itirazlarına rağmen Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile kurulan Alevi Bektaşi Kültür Cemevi Başkanlığı, bizim için yok hükmündedir. Bu başkanlık, bu güne kadar Alevileri katleden, sürgünlere yollayan, zindanlarda çürüten, asimilasyon yolu ile ve hatta kılıç zoru ile başka inançlara evrilten bir zihniyetin emrinde, Aleviliği katletmeye çalışıyor. Alevi Diyaneti rolüne bürünmüş bu gerici ve ırkçı yapı, devletin bütün gücünü arkasına alarak, Alevilerin nice bedeller ödeyerek bu güne taşıdığı örgütlü yapıyı, bölüp parçalayıp dağıtmak istiyor.

Alevi Diyaneti rolüne bürünmüş bu gerici ve ırkçı yapı, devletin bütün gücünü arkasına alarak, Alevilerin nice bedeller ödeyerek bu güne taşıdığı örgütlü yapıyı, bölüp parçalayıp dağıtmak istiyor.

Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, Hızır Paşalar ve işbirlikçi, gerici, faşist bir zihniyetin uzantısı olan kadroları eliyle adeta bir asimilasyon üssü haline gelmiştir. Bu üs, Alevileri ve Aleviliği kökünden yok etmeyi hedefleyen bir karargah olarak kullanılıyor.

Bu başkanlığın son icraatı olan gençlik kampından çekilmiş ve kendi sitelerinde yayınlanmış fotoğraflarına bir göz atın lütfen. Bu fotoğraf herşeyi anlatıyor. Alevi gençleri ırkçı ve gerici bir ideoloji ile zehirleniyor. 72 millete aynı nazarla bakmıyanı kendinden saymayan bir inancın gençlerine ırkçılık iksiri içiriliyor. Kadın erkek sorulmaz muhabbetin dilinde düsturu ile binlerce yıldır cem olan bir inancın çocukları haremlik selamlık ayrıştırılıyor.

Sonuç olarak bu başkanlık, Aleviliği yeni ve uydurma bir tanım ile özünden, felsefesinden uzaklaştırıp Türk-İslam anlayışına indirgemeye çalışıyor. En önemli görevi budur. Bu nedenle bizim açımızdan kabul edilebilir bir tek olumlu yanları yoktur. İşbirlikçi kadroları düşkündür. Bu kadrolar Alevi inancının asla kabul etmediği ve etmeyeceği ırkçı ve gerici bir anlayışa sahip olmakla kalmayıp, katliamcı ve inkarcı bir zihniyetin emrinde çalışan birer asker konumundadırlar. Cemimizi tanımayan, Cemevlerimizi ibadethane olarak görmeyen, dergahlarımızı teslim etmeyip camiye, mescite çeviren, Madımak Katliamı katilerini serbest bırakan, davayı zaman aşımına uğratan, halkımızı her türlü ayrımcılığa tabi tutan, bu toprakların kadim inançlarını, kadim dillerini, kültürlerini reddeden, yasaklayan, kendinden olmayana yaşam hakkı tanımayan, çocuklarımıza bilim ve akıl dışı bir eğitim sistemi dayatan bir siyasi anlayışın ve iktidarın emrinde çalışanlar bizim için birer Hızır Paşadır ve düşkündür.

Çocuklarımıza bilim ve akıl dışı bir eğitim sistemi dayatan bir siyasi anlayışın ve iktidarın emrinde çalışanlar bizim için birer Hızır Paşadır ve düşkündür.

Bu gerçeği çok iyi bildikleri halde, bu başkanlık ile yol yürüyen, bunlarla işbirliği yürüten, birlikte iş tutan, kurumlar, sanatçılar, dedeler, babalar, analar inancımıza ve yolumuza ihanet etmektedirler. Bu ihanetin sonuçları da bedeli de bellidir ve ağıdır. Tarihte bu rolü üstlenmiş olanların bugün nasıl anıldıklarını bilmeyen yoktur.

Karar verin, ya Pir Sultan Abdal’ın yanı ya da Hızır Paşa yeri, Ya Yavuz Sultan Selimin zulmü, ya da Hakikat yolu, ya zalimin şakşakçısı ya mazlumun yanı.

Bu başkanlık ile işbirliği içinde olan başta Alevi kurumlarına ve dede olduklarını söyleyen yol düşkünlerine, bunların sahnelerine çıkıp üç beş kuruş karşılığında deyişlerimizi dillendirilen sözde sanatçılara sesleniyoruz. Bu tutumunuzdan vaz geçin. Bu ihaneti sonlandırın. Özünüzü dara çekin ve bu halka özeleştiri verin. Aksi takdirde tarih önünde yargılanırsınız. Karar verin, ya Pir Sultan Abdal’ın yanı ya da Hızır Paşa yeri, Ya Yavuz Sultan Selimin zulmü, ya da Hakikat yolu, ya zalimin şakşakçısı ya mazlumun yanı. Ya Yezit’in safı, ya da Hüseyin’in duruşu. Karar verin ve bir an önce yanlıştan dönün.

Ne mutlu eğri zamanda doğru yerde durabilene…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir