Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Cemevi’nde ‘Alevilikte Hakk’a yürüme erkanı ve Devriye Anlayışı’ Başlıklı Panel

Berlin Alevi Toplumu (BAT) Cemevi’nde gerçekleştirilen panelle ‘Alevilikte Hakk’a yürüme erkanı ve Devriye Anlayışı’ tartışıldı.
Panel önceki gün (11 Şubat’ta) Cemevi Ana Salonunda çok sayıda canımızın katılımıyla gerçekleşti. Panel, BAT- Cemevi Etkinlik grubu sözcüsü Ercan Atmaca’nın selamlama konuşması ardından saygı duruşu ve panelin moderatörlüğünü yapan BAT Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Özdemir’in panelistleri tanıtması ile konu başlığına ilişkin açılış konuşmasıyla başladı.
Özdemir’in ardından ilk sözü Halk Bilimci Piri Er aldı. Er konuşmasını Kaz dağlarında yaşayan Tahtacı Alevilerinden video ve fotoğraflı görüntüler eşliğinde sunum gerçekleştirdi. Tahtacıların Hıdırellez üç gün kutlandığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: “6 Mayıs’ta bir oğlak tığlanır ve daha sonra mezarlıklara gidilir. Bu görüntülere baktığınızda göreceksiniz ki bir bayram yeridir mezarlık. Geleneksel kıyafetlerini giyenler vardır mesela. İnsanlar buralarda toplanıyor mezarlarında ritüellerini gerçekleştiriyor ve yemeklerini yiyip sohbet ediyorlar. Bunları size neden gösteriyorum. Ölüm yani bizim dilimizde Hakk’a yürüme her toplumda her inançta farklı şekilde ele alınır. İnancınız Kültürünüz ne ise ölümle ilgili gelenekleriniz bu inanç ve kültürle paralel olur ama Alevilerin bu konuda bir sıkıntısı var. Kimi zaman kendi inandıklarıyla ölüme bağlı ritüelleri uygulamada farklılıklar oluşuyor. Biz bunları dillendirdiğimiz zaman bizi de aforoz ediyorlar ama biz bunları söylemek zorundayız.
‘İslam’da Ahiret, Alevilikte İse Ölmeden Önce Ölmek Vardır’
Alevilerin Hakka yürüme geleneğini etkileyenlerin başında ona baskı oluşturan İslam Dini geliyor. İslami motifler Alevi Hakka yürüme geleneğinin içine girmeye başlıyor. Peki İslamın ölüm-öteki dünya anlayışı ile Aleviliğin Hakka yürüme anlayışı arasında nasıl bir bağ kurabiliriz. İslam Dininde ahiret inancı (cennet cehennem) vardır. Bu anlayış üzerine kurulan bir ölüm başlığı vardır. Yani öldükten sonra dirilip Allaha hesap verip mükafatlandırılıp cezalandırılacağı yer inancı vardır. Kuran’da da bunlara ilişkin ayetler vardır. Ahirete İnanmakta imanın şartlarındandır. Aleviler elbette ki İslam dinindeki ahiret inancını kavramsal olarak bilirler. Ama Aleviler için aslolan ‘Ölmeden önce ölmektir’. Bu da Alevi inancıyla ‘tezatlık’ oluşturur. Yani ‘Ölmeden ölmek’ diyip sonra ‘Cennet-Cehenneme inanıyorum’ diyorsanız olmaz. Bunlardan biri olması gerekiyor sadece. 1995’te Amasya Merzifon’da saha çalışmasında bir Alevi amcamıza sorduğumda “Ben cennet ve cehennemi bu dünyada görüyorum” demişti. Benim bu çalışmam sonucunda duyduğum cevabın benzerini, Yusuf Ziya Yörükan diye bir araştırmacı var onun çalışmasında da gördüm. 1932 de “Müslümanlıktan evvel Türk dinleri” isimli kitap yayınlamış. Bu kitabında diyor ki; “Görüştüğüm Aleviler arasında öldükten sonraya ait meseleler hakkında fikir sahibi olanlara tesadüf etmedim onların cenneti de cehennemi de bu dünyada.” Yörükan bu tespiti aktarıyor. Kendisi döneminde Alevilikle ilgili önemli araştırmalar yapmıştır. İşte Alevilerde ‘ölmeden önce ölmek’ vardır. Yani nefsini öldürmek. Nefsini öldüremezse düşmek-düşkünlük vardır. İşte bu düşkünlük için de Alevilikte ocak vardır onların düştüğü yerden kaldırılması vardır. Alevilerde bu dünya işlerini ‘öte dünyaya bırakmak’ yoktur. Bu dünyada çözülmesi gerekmektedir.
Hakka yürüme erkânlarında ‘yatak/döşekle-yorganla gömülmeye’ ilişkin sorular oluyordu. Tahtacı Alevilerinde bu gelenek vardır. Ölen genç kızların gözlerine sürme çekilerek gömülen olduğu gibi, sevdiği eşyalarıyla gömülme gelenekleri de vardır.
‘Alevilik Varoluşcudur’
Piri Er’in ardından ise söz alan Araştırmacı Akademisyen ve Sanatçı Gani Pekşen ‘Yaradılış’ ve ‘Varoluş’ kavramlarına ile insan, doğa, evren başlıklarına değinerek sözlerine şöyle devam etti: “Aleviler Bektaşiler olarak neye inanıyoruz? Yolumuz neye anlatıyor? Aleviliği diğerlerinden ayıran ve bize geçmişten günümüze ses veren Hak Aşıklarının, yolun gerçekliğini dillendiren; Pir, Mürşid, Ana ve Cem aşıkları ile aydınların kelamlarında anlattıklarını iyi idrak edip anlamamız gerekiyor. Evet yolumuz neyi anlatıyor? Biraz Önce Piri Er dedemizin anlattığı iki yol, ahiret ya da yaradılış ve varoluş… Bu iki yoldan birini seçmemiz gerekiyor. Yaradılış inancında Tanrının emirlerini yerine getirmek asıl amacıdır. Bu emir ve kurallar yerine getirildiğinde kulun yeri cennettir. Peki yaradılış kurallarının tersine Varoluş bize ne anlatmaktadır; ‘Evren doğa insan, bunlar bir bütünün parçaları olup Hakk’ı ifade etmekte, yoktan var olunmadığını ve var olanın ise asla yok olmayacağını’ Varoluş bize söylemektedir. Yani canlı cansız tüm varlıklar bir döngü içinde var olup bir birini tamamlarlar. Bu döngü içinde olan her canlı kutsaldır sayılmıştır.”
Yunus Emre, Pir Sultan, Nesmi, Harabi, İbreti ve bir çok Pir, Derviş, Ozan, Aşık’tan yaradılış ve ahret inancına karşı varoluşcu felsefeye dair örnekler veren Pekşen, bu önemli şahsiyetlerin sözleri, nefesler, ve şiirlerinin incelendiğinde Alevilik felsefesinin sırlarının ortaya çıktığının altını çizdi.
‘Bize Devriyeyi Anlatan Pirlerimiz İmam kıyafetli insanlarca uğurlanıyor’
Yaptığı saha çalışması sonucunda elinde bulunan hakka uğurlama erkânı görüntülerinden örnekler Pekşen sözlerine şöyle devam etti: “Egede olan bu köyde gördüğünüz gibi cenaze erkânında delil uyandırılması ve devriyeler deyişler söylendiğini görüyorsunuz. Bu Cemevi avlusunda ve mezarlıktan olan diğer görüntüler de Aleviliğe uygun sırlama yapılıyor. 1986’da derleme çalışması yaparken çekilmiş fotoğrafta Cemal Elbak Dedeyi görüyorsunuz. Bu derleme sırasında bana ‘Sorma be birader mezhebimizi, biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardır, Çağırma meclisi riyaya biz, biz şerbet içmeyiz dolumuz vardır’ diyen dede 2010 yılında hakka yürüdü. Kartal Cemevi’nde erkânı yapıldı ve bende oradaydım. Yaşarken tüm cemleri, hakka uğurlama hizmetlerini Aleviliğe özgün yaparken bakın kendisi nasıl uğurlandı. Şu resme baktığınızda bir Cemevi’nde imam kıyafetli birinin erkânı böyle yürütmesine izin veriyorsak artık diyecek başka hiç bir şey kalmamış demektir. Zaten bu uğurlama biçimini camilerde çok güzel bir şekilde yapıyorlar.”
‘Vardan Var olanların Yoludur Bu’
Pekşen’in ardından ise sözü AABF İnanç Kurulu Üyesi Pir Mustafa Mısır aldı. Hızır ayında olduğumuza ve Hızır Oruç günlerinin yaklaştığına dikkat çeken Pir Mısır sözlerine şöyle devam eti: Hızır bizim en kutsallarımızdan biridir. Hızır sevgidir bizim en mutlu olduğumuz zamanlardandır. Herkesin gökyüzüne çıkardığı Tanrıyı Alevilik inancı insan sıfatına koyup yeryüzüne indirmiştir. Kim size yetişirse Hızır’dır. Hızır’ın cinsiyeti kimliği rengi yoktur. Çünkü biz ‘Vardan var olduk.’ Gördüğünüz her şey ahiriyle evveliyle buydu. Sevgili canlarımız sise video ve fotoğraflarla gösterdi. Hakka yürüme ile ilgili olup bitenleri gördünüz. Bir insan yaşarken ne ise ölürken de odur. Yaşlı bir amcamız vardı hakka yürüme dönemi yaklaşınca oğluna seslenmiş ve vasiyetini anlatmış demiş ‘oğlum ben ölünce Pir çağırın cenazemi o kaldırsın.’ Oğlu cevap vermiş: ‘Baba ya Pir bilmezse?’ Babası da: ‘Oğlum bilmezse de elini tabutuma sürse yeter. Yani itikat inanç böyleydi. Biz ocaklarımızın pirlerimizin başına yemin ediyorduk. Ne oldu bize böyle? Biz de sadece Hakk’a değil, Hızır’a Pirlere, akşamsa akşama sabahsa sabaha da yemin edilirdi. Önemli olan bu dünyada insanca yaşamaya bilmek yüreğimizdeki sevgiye sahip çıkabilmektir. Hakka yürüme erkânına gelirsek. Aşık Veysel’e soruyorlar “Bu dünyadan ne anladın ne aldın”? o da diyor ki: ‘Bu dünya benim için bir pazar yeriydi uğradım 4 metre bez aldım gidiyorum” diyor. Hepimizin götüreceği 4 metre bez. Önceden erkânlarımızı yürütüyorduk ama bizlere mırıldanıyorlardı fakat biz buna karşı Avrupa’nın her yerinde sazımı sözümüzle pirlerimizle yürütüyoruz.”
Panel Pir Mustafa Mısır’ın konuşmasının ardından soru-cevap bölümü ile son buldu. Panelde ayrıca aralıklarla Gani Pekşen ve Özgür Yurteri tarafından devriyeler ve deyişler seslendirildi.
Panelin ardından ise konuşmacı katılımcılar BAT-Cemevi Gençlik Kurulu (BDAJ) ve Alevi Yüksek okul Öğrenciler Birliği (BDAS) üyeleri ile Dergah Muhabbetinde buluşarak genç canlarımızın sorularını yanıtladı.
Haber ve Fotoğraflar: Bat-Cemevi Basın Ofisi / Ulaş Yunus Tosun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir