21. Yüzyılda Hızır Olmak
⌈Turan Eser⌉
Alevi inanç ve öğretisinde anlatılan Hızır, bir dogma ya da hurafe değildir, yeryüzündeki dayanışmadır.
Şubat Hızır ayıdır.
Hızır ayı da paylaşımı, dayanışmayı ve sevginin toplumsallaşmasını kalıcı kılmaktır.
Bazen “Hızır çağırıldığı yerde hazır” ya da “Yetiş ya Bozatlı Hızır” söylemi ile yayılır.
Alevi inanç ve öğretisinde anlatılan Hızır, bir dogma ya da hurafe değildir.
Her insanın kalbinde ve düşüncesinde, “içindeki” o dayanışmacı, paylaşımcı, adaletli, sevgili insanın kendisini uyandırma çağrısıdır.
Toplumsal, sosyal, sınıfsal adaletsizlikler konusunda bir farkındalık yaratmak, dayanışma ve paylaşımı örgütlemektir.
Çünkü savaşların, zorunlu göçlerin, artan yoksulluğun, yoksunluğun, yalnızlaşmanın, sosyal depresyonun, depremlerin, işsizliğin, katliamların, cinayetlerin, düzenbazlıkların, dinbazlıkların, iktidar hırslarının, kibrin, bencilliğin arasına sıkışılmış bu dünyada, insanlar Hızır olup darda ve zorda olana koşmayı, paylaşmayı ve dayanışmayı, haksızlıklara karşı ses çıkarma ve unutmakta ya da “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” modunda olanları uyandırma görevidir Hızır olmak.
Oysa her birimizin yani başında binlerce insan hayatını çöpten kazanmaya çalışırken, yokluğun ve yoksulluğun cehenneminde yaşam için direnmeye devam ediyor.
Kimliklerinden dolayı ötekileştirilmiş insanlar kamu hizmetlerine eşit erişim hakkında mahrum kalanların sayısı milyarları aşıyor.
Tüm imkansızlıklara rağmen her gün aşkla ve öğrenme tutkusuyla okullarına koşan minik kalplerin yoksuluk ve yokluk içindeki hayatlarına ulaşan sosyal bir eşitlikçi hukuk devleti de yok.
İnsanın doğuştan kazanılmış hakları olan eğitim ve sağlık hizmetleri bugün “paran kadar eğitim, paran kadar sağlık” politikasına dönüşünce, Hızır düşüncesine sahip kurumlar ve kişiler “Çocuklar üşümesin, okusun, gülsünler” diye, Hızır olup eğitim sisteminin ve sosyal politikasızlığın darda olan mağdurlarına dayanışma eli uzatıyorlar.
Okul yerine, ailesini geçindirmek uğruna kilometrelerce yolları aşıp büyük şehirlere ya da tarım bölgelerine çalışmaya gelen çocuk işçilerinin yürek sızılarını hissedecek politika, göz yaşını silecek devlet, iliklerine ve ruhlarına kadar sömürülmüş hallerine “dur” diyecek hükümet de yok!
Hızır olmak, Alevi olmak yani insan olmak, darda olanın darına yetişmek, dayanışmayı, paylaşımı ve adalet arayışını toplumsallaştırmaktır.
Hızır dava insanı olmaktır ve kalbindeki Hızır’ı uyandırmaktır. Farkındalık yaratmalı, haksızlığa, sosyal ve ekonomik adaletsizlikleri deşifre etmelidir.
Yoksulluğun bir kader ya da fıtrat değil, yeryüzündeki paylaşım adaletsizliğinde kaynaklandığını anlatmak ve göstermek Hızır’ların işidir.
Hızır ayındayız. Her insan bir “Hızır” olup, darda olana yetişmeli ve el vermelidir.
Yeryüzü çocukların yüzlerinin güldüğü, sadece çocuk olarak yaşadığı yer olmalı. Hızır aşkın yüzü olmalı.
Kimselerin çocuklarımızın yaşamını ve geleceğini bozamasına izin vermemeli ve Hızır olup tüm çocukların yar ve yardımcısı olmalıyız.
Hızır kim mi?
Hızır;“Darda olanın Dârına, Zorda olanın Zârına, Aman diyenin Cârına, Hasta olanın İmdadına,Hak ve adalet için yola çıkmışlara Yetiş ya Bozatlı Hızır” diyendir.
Hızır “yetiş” diye çağrıldığında, aşk ile kalpte filizlenen umuttur.
Yüreğimizi saran sevgi, aklımıza iyilik ve dayanışma uyandıran çerağdır. Hızır dini, dili, rengi, cinsiyeti ne olursa olsun tüm mazlumların, darda olanların, zorda kalanların carına yetişendir.
Hızır çocukların gözlerindeki gülümsemededir. Hızır kadınların, yoksulların, mültecilerin, emekçilerin, işsizlerin, kimsesizlerin ve tüm mağdurların, darda olanların yardımcısı, gözcüsü ve yoldaşıdır.
Carımıza Yetiş Hızır.
Hızır demek, artık uykuda kalan insanın kalbini uyandırma zamanıdır..
Uyandırmalı ki, insan kendisini tanısın, toplumunu ve ülkesini kurtaracak kerameti kendi aklındaki, kalbindeki düşüncesinde ve vicdanın sesiyle yükselen dayanışma için mücadelede bulsun.
“Kerametin tacda, değil başta” olduğunu, bilmeli ve umudun hurafelerde değil, “Her ne ararsan kendinde ara” düsturunda olduğunu kabullenmeli.
Hızırların çoğalması umuduyla aşk olsun HIZIR olmaya ikrar verenlere…
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler