Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Gülten Kışanak’ın avukatlarından açıklama:7 yıllık tutukluluk süresi dolmuştur, serbest bırakılması yasal bir mecburiyettir:

 Kobanî Kumpas Davasında rehin tutulan Kürt siyasetçi Gültan Kışanak’ın CMK’da belirlenen 7 yıllık azami tutukluluk süresinin dolmasına rağmen tahliye edilmemesine ilişkin ailesi, avukatları Gül Altay ve Cihan Aydın, HEDEP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Üyemsi Several Ballıkaya ve HEDEP MYK Üyesi Kerem Fırtına İstanbul’da basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Ballıkaya şunlar söyledi:
Kışanak’ın tutuklanması seçme ve seçilme hakkına aykırıdır!
Bu basın toplantısı bizim için önemli. Çünkü Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı gibi bir mevkide bulunan Gültan Kışanak, 1 milyon 800 bin kişinin oyuyla bu mevkide bulunmaktayken gözaltına alınarak tutuklandı ve 2016’dan beri 7 yıldır tutuklu. 25 Ekim’de tutukluluk süresi dolmasına rağmen, tutuklulukla ilgili talebine ret kararı verilerek cezaevinde tutulmaya devam ediyor. Gültan Kışanak’ın tutukluluk konusunda avukat arkadaşlarımız davayı takip ediyorlar. Onlar açıklama yapacaklar ama kısa bir bilgi vereyim ben de. 1 milyon 800 bin kişinin iradesini teslim ettiği Gültan Kışanak, Cumhuriyet Savcısının davetiyle gidebilecek durumdayken gözaltına alındı ve tutuklandı. Bu soruşturma başlatıldığında yurt dışındaydı ve kendi iradesiyle geldi. Bu tutuklama seçme ve seçilme hakkına aykırıdır ve aynı zamanda temsil ettiği halkın da seçme hakkının ihlalidir. Bu gerekçeler ile Gültan Kışanak’ın tutukluluğu kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlalidir.
Kışanak’ın bırakılmaması 1 milyon 800 bin kişinin nasıl yönetileceğine ilişkin vermiş olduğu kararı tanımamaktır
Gültan Kışanak’ın tutuklanmasının hemen arkasından kayyım atandı. Bu aslında bir siyasi iradenin hayata geçirildiğinin göstergesidir. Bir siyasi karar verilmiştir ve tutuklama ile bu hayata geçirilmiştir. CMK’ya ilişkin bilgileri arkadaşlarımız verecek ama en uzun tutukluluk süresi 7 yıldır ve bunu geçmemesi lazım. Son olarak şunu söylemek istiyorum. AİHM Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ kararlarında; bu tür tutuklamalarda siyasi mücadele ve ifade özgürlüğünün engellendiğine, siyasi mücadele yürütenlerin korunması gerektiği hükmünün ihlal edildiğine ve kişilerin haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti. Bu aynı zamanda Gültan Kışanak için de geçerlidir. Dolayısıyla bu durum Anayasanın 19. Maddesinden başlayarak ifade özgürlüğü ve seçme seçilme hakkının tümüyle ihlali niteliğindedir. Aynı zamanda 1 milyon 800 bin kişinin nasıl yönetileceğine ilişkin vermiş olduğu kararı tanımamak anlamına geliyor.
Avukat Gül Altay da şunları söyledi:
Tutuklama kararının amacı iktidarın seçimle kazanamadığı belediyeleri kayyım ile ele geçirmesidir
Bildiğiniz üzere Gültan Kışanak 2 milyon nüfusa sahip Amed’in belediye başkanı, Amedlilerin seçilmiş iradesi iken haksız ve hukuka aykırı bir şekilde 25 Ekim 2016’da gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Önceki dönem Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu birçok siyasetçi ile birlikte halen Kobanî Kumpas Davasında yargılanmaktadır. Gerek HDP gerekse dosyanın avukatları tarafından kamuoyu ve basına çeşitli defalar bu davanın niteliği konusunda demeçler verilmiştir. Müvekkilin de aralarında bulunduğu HDP’li siyasetçilerle ilgili verilen tutuklama kararlarının siyasi nedenlerle verildiği, asıl amacın iktidar partisinin seçimle kazanamadığı belediyeleri kayyım ile ele geçirmesi ve halkın iradesini gasp etmesi olduğu artık bilinen ve herkesçe kabul edilen bir olgudur. İktidar partisinin gaspçı kayyım uygulamalarının bir parçası olduğu, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Tayyip Erdoğan beni çağırdı, BDP’li belediyelerden rahatsız olduğunu söyledi. Ben de belediye başkanlarını görevden aldım” şeklinde yaptığı açıklama ile de onaylanmıştır.
25 Ekim 2023 itibariyle müvekkilin tutukluluğu 7. yılını doldurmuştur
Kışanak, tutuklandıktan sonra dahil edildiği Kobanî Kumpas Davası Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde sürmektedir. Bu davada hukuka uygun ve adil bir yargılama maalesef söz konusu değildir. Uzun bir süredir iktidar partisinin gayri meşru amaçlarının bir aracı haline gelmiş olan bir yargılamayı izliyoruz. Gültan Kışanak’ın gözaltına alınışından bugüne yargılamanın her aşamasında gerçekleşen hukuk ihlalleri artarak devam etmiştir. Yargılama öyle bir hal almıştır ki mahkeme heyeti artık iç hukuk mevzuatına dair kurallara bile uyma gereği duymamaktadır. 25 Ekim Kışanak’ın ilk gözaltına alınma tarihinin yıl dönümüdür. 25 Ekim 2023 itibariyle müvekkilin tutukluluğu 7’inci yılını doldurmuştur ve Türkiye yasalarında öngörülen maksimum tutukluluk süresi olması nedeniyle önemlidir.
Gültan Kışanak’ın serbest bırakılması yasal bir mecburiyettir
“Tutuklulukta Geçecek Süre” başlıklı CMK 102/2 Maddesi, “Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek uzatılabilir. Uzatma süresi toplam üç yılı; 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda ise beş yılı geçemez” demektedir. Bunun en üst olanı 7 yıl ve bu tarihten sonra mahkemenin derhal Gültan Kışanak’ı serbest bırakması gerekiyor. AYM’ye yaptığımız başvuruyla ilgili 25 Ekim’de bir ek beyanda bulunduk ve başvurunun öne alınmasını istedik. Bunun için Ankara 22. Ankara Ağır Ceza Mahkemesine de başvuruda bulunduk. 22 Ağır Ceza Mahkemesi bize henüz bir yanıt vermedi. Bu mahkeme çok klişe kararlarla tutuk devam kararı veriyor. 25 Ekim’de yaptığımız başvuruya ne zaman yanıt verileceği meçhul. AYM’den de davanın öne alınmasını ve tedbir kararı alınmasını istedik. Gültan Kışanak’ın serbest bırakılması yasal bir mecburiyettir.
Kışanak’ın içeride olmaması gerekiyor. Bu anti-demokratik ve hukuksuz kararı protesto etmek için kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz. Buradan AYM’ye de bu hukuksuzluğu sona erdirerek derhal bir tedbir kararı alması çağrısında bulunuyoruz.
Avukat Cihan Aydın ise şunları söyledi:
Davanın kurgusu başından sorunlu Kobanî Kumpas Davası Türkiye’nin Dreyfus Davasıdır.
Parametreler birbirine o kadar benzer ki bir yanda şüpheli Kürt aktörler, bir yanda devletle paralel halinde çalışan tarafsızlığını yitirmiş yargı. Bu davayı 6 yıl sonra kurguladılar, pişirdiler ve özel savcılar atadılar. 30’a yakın müvekkilimiz tutuklandı. Sayın Kışanak da bunlardan biri. Kışanak, Meclis Darbe Komisyonuna ifade vermek için geldiği Ankara dönüşünde gözaltına alındı. Davanın kurgusu başından sorunlu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir