Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Kültürel etkileşim  asimilasyon mudur?

 | Nurten Yalnız |

 Her bir kafadan bir ses çıkıyor, sesler uyumlu olmayınca rasyonel, mantıklı uyumlu sesler’de arada kaybolup gidiyor, anlaşılamaz oluyor. Her insan kendince doğru olarak kabul gördügü bir düşünceyi tüm toplum tarafından kabul görülmesini istiyor, aynı şekilde doğrulanmasını istiyor. İnsanların bir birini anlayarak, barış içerisinde yaşamasını olanaksız kılan, kavgalara sürükleyen farklılıklar mıdır?.Müzikte çok seslilikte bir ahenk, akort uyumu olursa seslerin tınısı lezzetli oluyor, insan dinledikçe bu ahenkli  seslerin insan ruhuna, bedenine verdiği huzurdan dolayı daha çok dinlemek istiyor.

Dayatmacı bir mantık içermediği sürece farklı düşüncelerin, fikirlerin varlığı bir renklilik, zenginlik olarak kabul görür, tam tersi birdurumda ikna sınırlarını aşan dayatmacı ve zorlayıcı bir anlayış çatışma zemini’nin oluşmasınada kaynaklık eder.

Son zamanlarda Alevi toplumu içinde haklı olarak asimilasyona karşı duyulan hassasiyet ve endişe üç tür eğilimi ortaya çıkarmaktadır.

Birinci eğilim, Alevi ögretisi içine girmiş islami motiflerin bütünüyle redi, bu kesim sadece islami motifleri red etmek ile yetinmiyor, alevi toplumu içinde kabul görmüş benimsenmiş, yolun ozanlarına kadar uzanan eleştirel yaklaşımda uzak redtçi kabul görmeme temelinde aleviliğe yeni kalıplar ve tanımlamalar getirerek, öğretinin bütün dinamiklerine yönelik köktenci radikal bir kopuşu sağlama peşinde.

İkinci kesim, kendisini İslamın özü olarak kabul gören, peygamber soyundan geldiğini düşünen kesimdir. Bu etnik kimlik açısından rasyonel görünmüyor. Yol ve öğreti bakımından islami kavramlar öğretinin içine yerleşmiş olsada aleviliği tümden islamın kendisidir gibi bir düşünce kalıbına oturtmak, alevilerin kendi var oluş anlatımına, tarihsel çıkışına, öğreti içindeki anlatımlara uygun düşmüyor.

İnsanın, insan olarak varlık alanına taşınmasından beri var olduğunu açıklayan hak kelamlarını öğreti içinde anlam bütünlüğün den koparıp 1500 yılık bir islamianlayışa sığdırmak öğretinin kolunu kanadını kırmaktır.

Üçüncü eğilim, Anadolu coğrafyasında yaşamış birçok uygarlığın kültürel olarak bir birinden etkilendiği gerçekliğinden hareketle birbirlerini beslediği ve iç iç içe geçtiği düşüncesinden hareketle, ögreti içine yerleştirilmiş bazı islami kavramları ve tarihte önemli misyon yüklenmiş kişilikleri zahir yaşamın dışında batın anlam yükleyerek alevi öğretisi içerisinde öğretiye yedirerek öğretiye bir anlam yüklemeye çalışan kesimdir.

Bu kesim özelikle Kerbela ve Hz.Ali kişilikleri üzerinde alevi öğretisini hiçbir şekilde tartışmaya açık hale getirecek bir anlayışa meydan vermemekte. Alevilerin Ali’ye, Kerbela’ya yüklediği misyon üzerinde, Ali’yi ve Kerbela’yı hak aşıklarımızın kendi kelamlarında yüklediği anlam ve mana biçimiyle anlamak va anlatmaya çalışmaktadır.

Bu her üç eğilimin birbirine karşıt düşünce eğitimlerinin tek ortak paydası alevi kimliğinde buluşmaları,temel ortak kaygıları asimilasyon.

O zaman asimilasyonu derinleştiren etkenler nelerdir, nasıl gelişiyor? Tarihsel olarak farklı kültürlerden doğan etkileşim ile bu kültür içerisine girmiş bazı değerleri toptan reddetmek, tam tersi kabul etmek veya tamamen kendisi olmaktan çıkmış, başkalşmış bir anlayışmı asimilasyonu engeliyor ve ya asimilasyona neden oluyor. Bu konuyu bir sonraki yazımda, alevilikte kurban veya, kurban bayramı üzerinde değerlendirmeye çalışacağım.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir