Onur Şahin: Alevi gençlere kamp düzenleyen devlet, eğer samimi ise Aleviliği tanısın – Video

PİRHA – PSAKD Yenimahalle Şube Başkanı Onur Şahin, hükümetin veya devletin artık daha incelikli asimilasyon politikaları uyguladığını ifade ederek “Hacıbektaş Gençlik Kampı” projesini eleştirdi. Şahin, “Hacı Bektaş Dergahı dahi şu anda Alevilerin elinde değil. Bu bir utançtır ama gençler oraya götürülecek ve Alevileri, diğer ezilen kesimleri yok sayan bir resmi ideoloji gençlere dayatılacak” dedi.
AKP hükümetinin, 19-23 Ağustos arasında yapmayı planladığı ‘Hacıbektaş Gençlik Kampı’na ilişkin çabaları sürüyor. Alevi toplumu ise gençlik kampının bir tür asimilasyon projesi olduğunu ifade edip, iktidarın bu baskısını sert dille eleştiriyor.
“İNCELİKLİ ASİMİLASYON PROJELERİ”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Yenimahalle Şube Başkanı Onur Şahin, devletin son yıllarda asimilasyon projesinde baskıdan daha çok rızaya öncelik verdiğinin altını çizdi. Şahin, devletin daha incelikli asimilasyon projeleri uyguladığını ifade ederek gençlere yönelik projeye dair şunları söyledi:
“Eskiden olduğu gibi şimdi baskı ya da katliamdan ziyade bu tür projeler geliştirmek, kendine yandaş kazanmak, işbirlikçi örgütler, inanç önderleri kazanabilmek gibi çaba gösteriyorlar. Tabii buna karşı bizim örgütlü duruşumuz çok önemli. Gençlerin, Hacıbektaş’a, inanç önderlerimizin ise Kerbela’ya götürülmesi projeleri de devletin bu incelikli asimilasyon projeleri ile bağlantılıdır. Devlet her zaman kendisine benzetmek ister. Her zaman yok edemediğini kendisine benzetmek istemiştir. Alevileri de aynı şekilde yok edemeyip, asimile edemediyse kendi belirlediği çizgide hareket etmelerini, inanmalarını, düşünmelerini sağlamaya çalışıyor. Yani bu projelerle bağlantılı devletin, Alevilere dönük politikalarının geneline baktığınız zaman böyle bir durum ortada.”
“DEVLET, HER TOPLULUĞA BİR GÖMLEK BİÇMEYE ÇALIŞIYOR”
Onur Şahin, siyasal iktidarın yürüttüğü projelere karşı “örgütlü bir duruş geliştirmek” durumunda olduklarını vurguladı. Özellikle Alevi kurumlarının bu konuda kamuoyunu aydınlatıcı, güçlü çıkışlar yapması gerektiğini söyleyen Şahin, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“Kurumlarda bugüne kadar düzgün çalışmalar yapıldı. Bunların devamı da gerekiyor. Tabii sadece Alevi örgütlerinin değil, bu konudaki kanaat önderlerinin, yazarların, aydınların da duyarlılık göstermeleri gerekiyor. Bunun dışında devlet, her zaman her topluluğa bir gömlek biçmeye çalışıyor. Alevilere, Kürtlere tüm ezilen kesimlere bir gömlek biçmeye çalışıyor. Devlet, Aleviler konusunda çok hassas ise Alevi köylerine cami yapmaktan vazgeçsin. Devlet zorunlu din derslerine, eğitimde dinselleşmeye son versin. Eğer samimiler ise Aleviliği tanısın. Ama bu konularda hiçbir çalışma göstermeyip halen köylere cami yapıp, Alevilerin kutsal mekanlarına el koyuyorsunuz. Halen Alevileri asimile etme çabasındasınız ve sonra da böyle projeler geliştiriyorsunuz. Bunların hiçbiri samimi değil. Bunlar asimilasyon projeleridir. Devlet şu an görevini yapıyor ancak bizim de örgütlülük seviyemizi daha üste çıkarmamız gerekiyor. Şimdi örgütlü gücümüzle bunları püskürtebiliyor, teşhir edebiliyoruz ancak örgütlülüğümüz eğer zayıflarsa biz bu konuda zorluk çekmeye başlayabiliriz. Ona karşılık birliğimizi güçlendirmemiz gerekiyor.”
“DEVLET, ALEVİLİĞE DÖNÜK TANIM GETİRMEMELİ”
Yapılması planlanan ‘Gençlik Kampı’nın içeriğine de değinen Onur Şahin “Devletin, Alevilere dönük olumsuz bakışını ya da Alevilere biçtiği rolü onlara dayatacaklardır” dedi.
Alevi dergahlarındaki “işgal” durumuna dikkat çeken Şahin şunları kaydetti:
“Hacı Bektaş Dergahı dahi şu anda Alevilerin elinde değil. Oranın Aleviler tarafından idare ediliyor olması lazım. Bu bir utançtır ama gençler oraya götürülecek ve Alevileri, diğer ezilen kesimleri yok sayan bir resmi ideoloji gençlere dayatılacak. Dolayısıyla da bu tarz ideolojiler angaje edilmeye çalışılacak, ileride bu gençler kazanılmaya, belli yerlerde görevlendirilmeye çalışılacaktır. Devlet bugüne kadar bu şekilde çalışmıştır. Hatırlıyoruz, 12 Eylül döneminde birçok Alevi, Kur’an kurslarına gönderildi, dini eğitimlerden geçirildi, sonra memleketlerine gönderildi ve orada asimilasyon politikalarına katkı sunuldu. Şiacılar da aynı şekilde oldu. İran’a gidenler, orada eğitim alıp memleketine dönenler oldu ve ardından bunu aşılayıp dernekleşmeler oluştu. Bunların büyütülmesi şimdi söz konusu. Kısacası iyi niyetli bir proje değil. Asimilasyona hizmet eden bir proje. Devlet artık Alevilerin inancını nasıl yaşayacaklarına karışmamalı. Devlet, Aleviliğe dönük tanım getirmemeli. Tabii ki son dönemdeki şehirleşmeden kaynaklı olarak çoklu tanımlar ortaya çıkabilir. İnsanlar, Aleviliği farklı şekillerde yaşayabilir. Devletin görevi ise ‘Sen inancını bu şekilde yaşayacaksın, Alevilik budur’ demek değildir. Vatandaşın tercih edip inandığı şekilde yaşayabilmesini sağlamaktır. Ama devlet buna saygı duymuyor. ‘Siz benim belirlediğim sınırlar içerisinde inanıp, düşüneceksiniz’ diyor. Bu kabul edilebilir bir anlayış değil. Demokratik bir devlet anlayışına da uymamaktadır.”
Eren GÜVEN / ANKARA

Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler