DÖRT BİR YANA HABER SALSAM. ÖLDÜ DESEM İNANIR MI?
-Engin Şirin–
Bugün 31 Mayıs. Takvimin ne günahı var ama yine de kara bir gün.
Yarım asır sonra, Onların sözlerini söylemeye başlıyorsun. Yani basit bir hesapla senden elli yıl ileride. Ya da sen elli yıl geriden geliyorsun.
Herhangi bir politikacıdan filan bahsetmiyorum. Sen dediğim; işinde barkında, tezgahında olan, toprağını eken biçenler.
Hani, “Yankee go home” diyen gençlere çivili sopalarla, satırlarla, zincirlerle saldıran Anadolu’nun bağrından kopup gelen kardeşlerim.
Hani, “Sallandırın üçünü-beşini görün bakın” diyen; kentlim, köylüm…
Hani, yüzlerce silahla İbrahim Öztaş’ların evinin kevgire çevrilmesini dakikalarca alkışlayan komşularım. Ve hatta çocukluğum…
İhbarcısı, muhbiri, sürek avı meraklıları…
Bakın bakalım yaktığınız kınalar yerlerinde duruyor mu?
Nazım’ın dili varmıyordu ama ben söyledim işte. Asıl suçlu sensin…
***
“Siz bizi aptal mı sanıyorsunuz? Yirmi-otuz silah, otuzbeş-kırk insanla Türkiye’ de devrim olmayacağını bilmeyecek kadar aptal değiliz. Ama biz ilk kıvılcımı tutuşturmak için silahlanıp dağlara çıktık…” demişlerdi Hüseyin aracılığıyla.
Haklı çıktı Hüseyin. Ateş tutuştu gibi görünüyor. Tabii işin aslı başka.
Şimdi herkes antiemperyalist, antiamerikancı. Ama bu emperyalistlerin kendi istedikleri gibi bir antiemperyalizm … Tamam; bu pompalanıyor da toplumsal kabulü nasıl mümkün oluyor…
Lafa geldiği zaman mangalda kül bırakmayan milyonlarca insana ne oluyor?
Bir gecede “kürt kardeşim”… Bir gecede “hain kürtler”…
Bir gecede “ruslar en büyük düşman”… Bir gecede ”putin bizi amerikaya karşı koruyacak”
Bir gecede “Amerika tek dostumuz” … Bir gecede “Hain Amerika”…
Bu toplum böyle ‘itaat ötesi’ özelliğinden arınmadan burnumuz temiz kokuya hasret kalacağa benzer.
Feed back diyorlar ya… Kendini yeniden düzenlemenin en temel ayağı; işte bu topumdaki liderlerin tümü bu temelden yoksun. Çünkü herkes Yağdanlık Yahya Efendi…. Öyle bir sürü ki çobanlarının bile psikolojisini bozar.
Tamam madem milyonlar “Kahrosun Amerika” diyor. Eyvallah.
***
O zaman sorumuz hazır. Suçu neydi bu gençlerin?
Bir iki örnekle anlatayım:
‘Türk Barışseverler Cemiyetinin Menderes Hükümetini, TBMM kararı olmaksızın Kore’ye asker göndermesi sebebiyle protesto etmesi üzerine Adnan Cemgil’in aldığı hapis cezası Sinan’ın henüz çocuk yaşta cezaeviyle tanışmasına sebep olur. “Komünistler Moskova’ya!” bağırışlarını ise, aynı dava yüzünden Yozgat’a sürgüne gönderilen annesinin yanında duyacaktır.
***
Bir iş için İtalyan Kültür Merkezi’ne gittiklerinde, sekreter ile İtalyanca konuşan Sinan Cemgil, dönüp yanındaki arkadaşı ile Türkçe konuşunca, sekreter, bir İtalyan kadar kusursuz İtalyanca konuşan bu yakışıklı adamın, aynı anda mükemmel Türkçe konuşması karşısında afallayıp, “Ne kadar güzel Türkçe konuşuyorsunuz, nasıl öğrendiniz?” sorunu sormuş.
***
Kürecik Radar Üssü’ne yapacakları baskın öncesinde Sinan Cemgil ve arkadaşları, İnekli Köyü muhtarının ihbarı üzerine kuşatılır. 31 Mayıs 1971’de Nurhak dağlarında askerlerle çıkan çatışmada öldürülür. Naaşını almaya anne ve babası gelir. Annesi oradaki köylülere şunları söyler:
“Bu oğlum Sinan. Bunlar da [Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan] O’nun arkadaşları, kardeşleri. Onlar da oğullarım. Bu çocuklar, bu oğullar; bu ülkeyi, halkı, sizleri sevdiler. Başka bir istekleri yoktu. Her biri birer dehaydı. Her biri üstün zekalı güzel çocuklardı. Dileselerdi, düzenin adamları olsalardı, şimdi burada cansız yatmazlardı. Birer milyoner olurlardı. Ama onlar, halkı, sizleri sevdiler. Sizin sorunlarınızı omuzladılar.„
***
Sinan’ın Amerikalı öğretim görevlisinin Yıllardan beri ODTÜ’de İngilizce eğitim görüyorsunuz. Nasıl İngilizce bilmezsiniz? sorusuna verdiği yanıt bugünlere kadar gelmiştir: “Biz, ODTÜ’de İngilizce üç kelime öğrendik: Yankee go home.”’
Sözün özü: Onlar birileri dedi diye değil, yurdunu ve halkını sevdikleri için antiemperyalisttiler…
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler
