KÖKLERİMİZ BİZİ ÇAĞIRIYOR.
Alevilerin, ‘’73 Millete bir nazar ile bakmak’’ sözünün günümüzdeki anlamı, Laik, Demokratik ve Sosyal Devlette hep birlikte yaşama isteğimizin ifadesidir.
Artık Alevilerin; ‘’eşitlik ve laiklik için, demokrasi adına bir adım ileri’’ diyerek yeni şeyler söyleme zamanıdır.
On milyonlarla ifade edilen bir nüfusumuz var, bize düşen görev gençlerimizin kendi köklerine yabancılaşmasının önüne geçecek, örgütümüz içi eğitim programlarını yaratmak ve yaşama geçirmek olmalıdır. Bunu yapmamız yalnızca bizim açımızdan değil, sistemin dışladığı, ötekileştirdiği herkes içinde elzemdir. Kendi varlığını bizim yok oluşumuza endekslemiş olanların bilim, ahlak, kadın, doğa ve hatta çocuklara nasıl ve hangi göz ile batığı artık sır olmaktan çıkmış durumda. Vicdani ve ahlaki anlamda bizim temsil ettiğimiz alan, bu karanlık zihniyet karşısında en güçlü tek alandır. Bu gün ülkemiz solu başta olmak üzere, kendini demokrat, laik, çağdaş kimlikler üzerinden ifade eden tüm kesimlerin gericilikle mücadele konusunda Alevilerden öğrenecekleri çok şey var. Kısaca ifade etmek gerekirse, Laik ve Demokratik Türkiye için Alevilik tarihsel fırsattır bir kaynaktır.
Biz, bir hafıza kaybı içinde yaşamaktayız. Tüm kadroların Alevi hafızasını canlandırmaya, başka inançların ve dinlerin tarihini kendi tarihimiz gibi yaşama saçmalığına bir son vermeye yönelmeleri gerekmektedir. Tüm Alevi örgütlerinin mücadele hedefini, sadece ‘’hak alma’’ mücadelesi olmaktan çıkarıp, Felsefemizin ülkede ve bölgede gündem belirler hale gelmesini sağlayacak mücadele hattını hedeflemeleri gereklidir.
O kadar uzun bir süredir, aynı din tarafından ezilip katledildik ki, bu gün kendi haklarımızı, kimliğimizi savunurken dahi onların inanç ve dayatmalarını referans alır haldeyiz. Kendi kimliğimizden çok onları konuşuyoruz.
Bizi birbirimize yabancılaştırmış, uzaklaştırmış ve yer yer düşman belletmiş işte bu bataklık kültürüdür.
Fakat her şeye rağmen Alevilerin, binlerce yıldan bu yana oluşturduğu bir dil vardır. İşte bizim yeniden köklerimizi hissederek birbirimize yaklaştıracak olan o dildir. Günlük hayatımızda kendi dilimizi kullanmalıyız. Dilimiz bizim KİMLİĞİMİZDİR…
Bu gün önümüzdeki görev, başta örgütlerimiz olmak üzere Alevi yerleşim yerlerini birer Alevi Kültür Merkezlerine dönüştürmeliyiz. Geçmişte atalarımız bunu başardılar ve RIZA ŞEHRİNİ Dergahlarımızda inşa etmesini de bildiler.
Evet bin yıllık bir kuşatma altındayız. Bu gün bunu kırma kendi ayaklarımızın üzerinde durabilme gücüne erişmenin yollarını, yöntem ve araçlarını tespit etmeliyiz. Tamda burada geleceği bu günden inşa etme görevi önümüzde durmaktadır.
Bizim en yakıcı sorunumuz kadro, yeni kuşak gençliğin eğitimi sorunudur. Bu gücümüz ve tarihsel birikimimiz var.
Pir Sultan Abdal, Alevilerin Anadolu halkları için söylediği en uzun kardeşlik türküsüdür.
Başaracağız.
Özgür Kaplan
PSAKD MYK Üyesi
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler
