İKRARSIZ YOL YÜRÜNMEZ!

Alevilerin inançsal, toplumsal ve örgütsel birliklerinin temelinde Alevilik vardır. Hak erenlerin divanında dar‘a durup ikrar veren canların birliği, ikrar üzerine kurulmuş olan bir yol birliğidir. Yol, Aleviliktir! Canlar, rıza ile yola ikrar vererek birlik olmuşlardır. İkrarsız yol yürünmez! Çünkü ikrar hem yol pirleri hem de yol talipleri açısından Alevi olmanın ve Alevi kalabilmenin olmazsa olmazıdır!
“Sırrı cevidana ereyim dersen
Verdiğin ikrara sahip ola gör
Mürşit meydanına varayım dersen
Müsahib babına yüzünü sürde gör
Müsahibten sonra aşina tutmalı
Mürebet ile rehber yetmeli
Malı mala, canı cana katmalı…”
Şah Hatayi
İkrar üzerine kurulmuş olan bu yol birlikterliğinde, Cumhuriyet’in kurulmasının ardından ciddi bir çözülmenin yaşanmaya başlandığı inkar edilemez bir gerçektir. Bu çözülme 1960-1980 yılları arasında tepe noktasına ulaşmıştır. Bu durum pirlerin, anların taliplerini, taliplerin pirlerini, analarını dinlememelerinin yolunu açmıştır. Sınıfsal zeminde yaşanan yeni bir toplumsallaşmanın öne çıktığı bu süreçte dedelik, analık kurumu hem yıpratmış hem de büyük oranda işlevsiz kılmıştır. Aynı süreçte, ocaklarımız ve dergahlarımız da canlarımızın nezdindeki kutsallıklarını ve birlik kapısı olma işlevlerini büyük oranda kaybetmeye başlamışlardı.
Bu olumsuz gidişatı 1980’lerin sonlarına doğru kendi öz örgütlerimizi kurup, Aleviliği örgütlü bir şekilde savunarak büyük oranda tersine çevirdik ama tümden ortadan kaldıramadık. İkrar bağında yaşanan bu çözülme ne yazıkki bugünde devam etmektedir. Görgü Cemlerinin neredeyse yapılmamaya başlanması, müsahipliğin özünün boşaltılması ve önemsenmemesi, dar mahkemelerinin tümden işlevsizleşmesi ve daha birçok alevi değerinin önemsenmemesi ikrar bağında yaşanan bu çözülmenin ortaya çıkartmış olduğu sonuçlardır.
Bu gidişatın önüne ancak ikrara dayalı Alevi olma anlayışının, Alevi bireyinin beyninde ve yüreğinde güçlü bir şekilde yeniden yeşertilmesiyle geçilebilinir. Bu yapılmadığı sürece ne asimilasyonun önüne geçmek mümkün olacaktır ne de Alevilerin birliğini ve Aleviliğin özünü korumak mümkün olacaktır.
Pir Sultan Abdal ikrarından dönmemek için yol uğruna canını verdi !
İkrarsız yol yürünmez anlayışını benimsemiyen bundan dolayıda anayı, piri ve mürşidi tanımayan, “bunlarda kim oluyor” diyebilen bir insan, Alevi ana babadan doğduğu için Alevi evladı olabilir ama yol talibi olamaz! Bugün Alevi toplumunun kendi içinde yaşadığı birçok sorunun kaynağında ikrarsız, pirsiz ve mürşitsiz Alevi olma anlayışı vardır! Cemlerimizin içinin boşaltılmasının ve semahımızın dansa dönüştürülmesinin kaynağında da bu Alevilik dışı anlayış vardır.
‘‘Koyun beni Hakk aşkına yanayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Yolumdan dönüp mahrum mu kalayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan…‘‘
Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kement işte boynum asarsa
İşte hançer işte kellem keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Ulu mahşer olur divan kurulur
Suçlu suçsuz gelir orada dirlir
Piri olmayanlar orada bilinir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Pir Sultan’ım arşa çıkar ünümüz
O’da bizim ulumuzdur pirimiz
Hakk’a teslim olsun garip canımız
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan.”
Alevilik; Pirimiz Pir Sultan Abdal’ın uğruna canına feda ettiği ikrar yolunun adıdır!
” Erenler cemine girdiğim zaman
Pir önünde ikrar verdiğim zaman
Enel-Hak sırrına erdiğim zaman
Tanrı beni ben tanrıyı yarattım… ”
Derviş Kemal
Alevilik, kendi öz gerçekliği olan pir ile talip arasındaki ikrar bağı üzerinden kendisini yarınlara taşıyacaktır!
İkrarına sadık kalanlara aşk olsun!

Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler