Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

AABK Onursal Başkanı Turgut Öker’e yurtdışına çıkış yasağı kondu.

AABK Onursal başkanı Turgut Öker, duruşmanın ardından basına yaptığı açıklamada davaya ilişkin şu ifadeleri kullandı: ‘‘ Dava bizim Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’muzun 2012, 2014, 2015 yıllarında, bu dönem içerisinde Avrupa’da yaptığımız faaliyetleri kamuoyuyla hangi platforumlarda paylaştıksak sosyal medya, mitingler, kendi bildirilerimiz, Yol Televizyonumuz ve diğer platforumlarda neler paylaştıksak onlara yönelik bir soruşturma. Ve bu soruşturma, biz bugüne kadar nerde mitingler yaptıksak, eylemler yaptıksak, açık neler söylediysek onuları kapsıyor.

” KENDİ TARİHSEL SORUMLUĞUMUZ YERİNE GETİRDİK”

Öker, açıklamanın davamında şunları ifade etti: ”O nedenle de yargılanan şahıs olarak benim ama Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun mücadelesi yargılanıyor, söylemleri yargılanıyor, tüzel kişliği yargılanıyor şu an. Bu anlamda da biz Avrupa’da göğsümüzü gere gere bu faaliyetleri gerçekleştirirken neleri söylediksek bugünde aynı şeylerin arkasındayız. Dolayısıyla, bu kişisel bir yargılama değil kurumsal bir yargılama. Konfederasyonu’un o günkü koşullarda genel başkanı olarak ben o ifadeleri söylemek zorundaydım, sözcüydüm. O anlamda da Konfederasyonumuzun bize yüklediği sorumluluklar neyse bunun gereğini yerine getirdik.

Biz öğretimiz gereği dünyanın neresinde haksızlıklar varasa, katliamlar varsa, insanlar açı yaşıyorsa, zulum altındaysa bunlara karşı gelmek zorundayız. Bu bizim inancımızın bir gereğidir, Alevi olmanın bir gereğidir. Tüm toplum adına bu gerçekleri ifade etme zorunluğumuz var. Bu nedenle, biz ne ceza verilerse versinler, kendi tarihsel sorumluğumuzu yerine getirdik.

Daha öncede ifade ettiğim gibi, asıl sorun Alevi kurumlarında yöneticik yapanlar olarak, bu tarihsel sorumluluğumuzu yerine getirmesek biz yoldan düşeriz, öğretimizin dışına çıkarız, dolayısıylada tarih karşısında yargılanırız. Şu an burada hukuku bir yargılama var ama biz tarihin karşısında, toplumumuzun vicdanında yargılanmanın ötesinde bize bu sorunları yaşatanları bugün yargılıyoruz, yargılamak zorundayız.”

” YAVUZ’UN KATİL OLDUĞUNU BİLMEYEN Mİ VAR? ”

Bize yönetilen suçlama Konfederasyonumuzun propogandası. Miting alanlarında neler konuştuysak sadece ben değil, benden sonra bu görevi büyük bir özveriye yürütten genel başkanımız yani Hüseyin Mat’ta, o tarihlerden bu yana bütün mitinglerde bütün alanlarda aynı şeyi söylemiştir. Yani bu suç teşkil ediyor diye ifade ettikleri şeyler bizim Konfederasyonumuzun ana ilkeleri, düşüncesi. Yani Türkiye’nin temel sorunlarında, Alevilerin temel sorunlarında ifade ettiğimiz şeyler. En belirgenlerinden bir tanesi; üçüncü köprünün inşası sürecinde Yavuz Sultan Selim’in bir katil olduğunu ileri sürmüşüz. Alevi olupta bu öğretiye mensup olupta Yavuz Sultan Selim’in katil olduğunu bilmeyen mi var, söylemiyen mi var? İşte, Kerbela’da Yezi’din barbarlığını ifade etmeyen mi var? Ebusuut’a Alevi katliamlarından dolayı sen katilsin demiyen Alevi mi var? O anlamda biz inancımızın, öğretimizin gereğin yerine getirdik.

Ben sadece geriye dönük değil, bundan sonraki süreçte de bütün sözcü arkadaşlarımızı bu ilkelerin etirafında, arkasında büyük bir onurla, kararlıkla durmaları gerektiğine inanyorum ve duruyorlarda.
Geri adıma atmayacağız. Bizi biz eden Alevi değerlerini her yerde savunmaya devam edeceğiz. Biz bu davaları ancak örgütlü birliğimize daha fazla sarılarak ve Alevilik davamıza daha kararlı bir şekilde sahip çıkarak boşa çıkarabiliriz‘‘ dedi

‘ GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ!‘‘

AABK Onursal başkanı Turgut Öker’i yalnız bırakmamak, Alevi dayanışmasının ve yoldaş olmanın önemini bir daha bilinçler taşımak için bugün İstanbul’da görülen duruşmaya katılan AABK Genel Başkanı Hüseyin Mat, Öker’e karşı açılan davaya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

‘‘Bugün İstanbul Anadolu Adliyesi’ndeydik. AABK Onursal Başkanı Sayın Turgut Öker hakkında ileri sürülen iddialara dair görüşlerimizi aktardık, itiraz ettik. Savcılık davayı mahkemeye sevk etti.Mahkeme, AABK Onursal Başkanı’mıza “yurt dışına çıkma yasağı” verdi. Bu hukuki bir karar değil, siyasidir. Avrupa Alevi hareketine yönelik baskıdır, tehdittir, sindirme politikasıdır. Dün ne söylediysek, ne yaptıysak arkasındayız ve daha kararlı ve yüksek sesle ifade etmeye devam edeceğiz.”

” SÖYLEDİĞİMİZ HER ŞEYİN ARKASINDAYIZ”

Türkiye’de hukukun adaletin nerelerde olduğunu herkes çok iyi biliyor. Yerlerde sürüklenen bir adalet var. Avrupa’da söylediğimiz hiçbir şey fikir özgürlüğünün  kapsamı dışında bir şey değil. Biz söylediğimiz herşeyin arkasında olduğumuz dafalarca söyledik. Yani eğer dönüp  bizim mitinglerde toplantılarda yaptığımız konuşmaları yargılamaya kalkarlar sa dokuz ciltlik bir ansiklopediyi hazırlamları gerekir. Böyle bir iddaneme hazırlamaları gerekir. O anlamıylada söylediklerimiz çok doğruydu. Vicdanen kuruluş amacımıza, öz değerlerimize, kimliğimiz, varoluş değerlerimize uygun olan şeyleri biz paylaştık, paylaşmaya da devam edeceğiz. Yani bugün sayın Onursal başkanımıza yurtdışı yasağı koymaları oldukça çok komik birşey. Yani sonuçta bu söylenenler birçok yöneticimiz tarafından daha sert bir şekilde, daha yüksek bir perdeden, daha yüksek bir çığlıkla haykırılmaya devam edilecek.  Yani bu yapılmak istenen işler behuda işler. Ama biz biliyoruz bunun altının Avrupa Alevi hareketini konturol etmeye yönelik bir operasyonun olduğunu, sindirmeye yönelik bir operasyon olduğunu, korkutmaya yönelik bir operasyonun olduğunu biliyoruz. Ama biz inadına tersini yapacağız . Yani bunlar istedikleri kadar yargılasınlar, istedikleri kadar yaslarla kanunlarla bizi engellemeye çalışsınlar, Avrupaya ajanlarını göndersinler ne yaparlarsa yapsınlar biz bildiğimizden geri adım atmayacağız. Maraş’a gittiğimizde de aynı şeyi söylüyoruz, Sivas’ta da söylüyoruz, Çorum’da da söylüyoruz, Köln’de de söylüyoruz, Paris’te de söylüyoruz, Viyana’da da söylüyoruz, her yerde de  söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz. Ama şunu bilsinler ki, bedenen belki burda Onursal başkanımız tutabilirler. Ama fikirlerimiz  düşüncelerimiz Avrupa’nın her yerinde daha yüksek sesle söylenmeye devam edecek.  AKP’ nin özellikle saray diktatörlüğünü bugün bu çabalarının altında yatanın bir korku dünyası olduğunu biliyoruz. Bizim kitabımızda inanıcımızda insana sevgi doğaya sevgi var, bunu söylemeye devam edeceğiz.

Biz savaşlar değil barışa yönelik bir mücadele sürdürüyoruz. Tarafımız belli! Demokrasi mücadelesi veren Gezi’dekiler bizim yoldaşlarımızdı, eylemleri doğru bir eylemdi.  Türkiye’de kendi kimliğine inancına göre yaşamak istedikleri ve kendi dilini konuştuklarından dolayı devletin resmi idelojisinden kaynaklan  baskıları  maruz kalan dostlarımızla birlikte biz yine bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Alsınla bu adliye saraylarını başlarına vursunlar” dedi.

‘BİZ YAVUZ’A, YEZİD’E, MERVAN’A VE EBU SÜFYAN’A CEMLERİMİZ BİLE LANET OKUYORUZ‘‘

Başkan Mat, açıklamanın davamında, bugün İstanbul’da görülen davaya ilişkin şunları kaydetti: ‘‘Onursal başkanımız Turgut Öker’in 2014 yılında Gezi Direnişi’ne atıfta bulunduğu konuşması ve Gezi direnişinde yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın anmasına katılması, bu davada ki suçlamların en önemlileri arasında yer almış. Bunlarla birlikte, İstanbul’da yapılan 3. Köprü’ye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesine tepki göstermesi‘de suçlamaların arasında yer alıyor.

Biz; Gezi direnişini ve o haklı direnişin taleplerin o günde bugünde doğru buluyoruz ve destekliyoruz.

Biz;Yavuz‘a, Yezi’de , Mervan’a ve Ebu Süfyan’a Cemlerimiz’de bile lanet okuyoruz. Bunların suçlamaların arasında yerlaması bu mahkemenin siyasal iktidarının talımatıyla açıldığını açık seçik göstergesidir.

Onursal başaknımıza yurtdışına çıkış yasağı koyanlar, O’nu ancak bedensel olarak burda tutabilirler. Onursal başkanımız düşüncesiyle, duygularıyla, mücadeleci iradesiyle her zaman bizimle birlikte olacaktır‘‘ dedi.

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir