O gül kan kokuyor ”dede!”
Hasan Şubaşı
Pir Sultan Abdal’ın yolundan yürüyenler, Hızır Paşa’nın yolundan yürüyenler ile asla dost, kardeş olmayacaklardır! İkrarından dönmeyen hiçbir Alevi, Ahmet Uğurlu’nun dikenlerin arasında bulduğu o gülü asla kokulamaz. Çünkü o gül kan kokuyor…
Devletin Alevisi olmaya yelken açan işbirlikçiler, Aleviliği ve Alevileri temsil etmiyorlar. Bunların söyledikleri her söz kendilerin bağlar.
Aleviliğin ve Alevilerin gerçek temsilcisi; Alevi yol önderlerinin zalimlerin karşısındaki duruşlarını esas alarak bağımsız demokratik Alevi çizgisi zemininde örgütlene kadrolar ve onların öncülüğünde kurulmuş olan Alevi örgütleridir!
Biz Aleviler, tarihimizin her döneminde olduğu gibi bugün ve yarında barışın, halkların kardeşliğinin sesi olmaya ve mazlum olanların yanında yerimizi almaya devam edeceğiz!
Aleviler olarak bugüne kadar ırkçı, şeriatçı – faşist güçlerin, sömürcü zalimlerin, bunların iktidarlarının ve kurdukları partilerinin hep karşısında durduk, bundan sonrada duracağız!
Çünkü bizim yerimiz özgürlükten, laiklikten, demokrasiden, barıştan, halkların kardeşliğinden ve laik – demokratik bir Türkiye isteyen ve bunun için mücadele edenlerin yanıdır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na desteğiyle bilinen Ahmet Uğurlu’nun söyledikleri kendisini ve Hızır Paşa’cılığı kendilerine yol edinen Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı bağlar.
Cemevleri’nin biz Alevilerin ibadet yeri olduğunu bile kabul etmeyen Erdoğan’dan övgüyle söz eden Ahmet Uğurlu bakın neler söylüyor:
” Şimdiye kadar yapılmamış bir olay gerçekleştiriliyor. Bizlere ibadet özgürlüğü sağlandı, bir insani devrim yaşandı. Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana böyle bir girişim olmamıştı. Şimdiye kadar yapılamadı. Cumhurbaşkanımız Alevi toplumuna ibadet özgürlüğünü teslim etti. Cemevlerimizin tüm ihtiyaçlarının karşılanacak olması, Alevi Bektaşi dedelerine kadro verilmesi kararı çok olumlu bir gelişmedir. Cumhurbaşkanımızı yanlış tanımışız, olmaz diyorduk ama oldu. Gül, dikenlerin arasındaymış. Alevi-Sünni toplumları birbirine bağlıdır. İslam barış dinidir. Kendisine Alevi toplumuna sağladığı imkanlardan dolayı teşekkür ederim. Bu çok önemli bir girişimdir”
Ahmet Uğurlu gerçek olmayan şeyleri gerçekmiş gibi anlatıyor
Aleviliği anayasal güvence altına almayan ve Alevilerin birçok temel hakkını vermeyen Erdoğan’ın başında olduğu AKP iktidarı değil mi? Ahmet dede için bunların hiçbir önemi yoktur. Çünkü dede ” dikenlerin arasındaki gülü bulmanı sevincini yaşıyor. ”Dede” buz içinde bulduğu gülün Tayyip Erdoğan olduğunu söylüyor.
Alevi toplumu çıkarları peşinde koşan butür kişilikleri kurumlarına asla sokmamalıdır. Hızır Paşa’cılığı kendilerine yol edinenlerden uzak durmalıdır!
İçinden geçtiğimiz süreçte demokratik Alevi cizgisi doğrultusunda hareket ederek, Alevilerin hak ve özgürlükleri için mücadele eden tüm Alevi kurumları, elinde ihanetin hançeri parlayan kurumlara, kesimlere ve kişilere karşı kararlı bir şekilde mücadele etmelidir.
Devletin Alevisi olan ve olmaya yelken açanlara söylenecek tek bir söz var: ” Siz bizden değilsiniz!”
Pir Sultan Abdal’ın yolundan yürüyenler, Hızır Paşa’nın yolundan yürüyenler ile asla dost, kardeş olmayacaklardır!
İkrarından dönmeyen hiçbir Alevi, Ahmet Uğurlu’nun dikenlerin arasında bulduğu o gülü asla kokulamaz. Çünkü o gül kan kokuyor…
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler
