Narin Güran davası: 4 sanıktan şikayetçi olan baba Güran ‘benim ailem yapmaz’ dedi
Narin’in katledilmesine ilişkin davanın ilk duruşması görülüyor. Anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salih Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılandığı davanın ilk duruşmasında çarpraz sorgu yapılıyor. Enes Güran, ifadesinde amca Salim Güran ile sorgu sırasında işkence yapıldığını, bu nedenle 6 kez çelişkili ifade verdiğini iddia etti. Duruşma anne Yüksel Güran’ın ifadesiyle devam ediyor. Güran, Narin’in katilinin Nevzat Bahtiyar olduğunu, Bahtiyar’ın kendilerine iftira attığını söyledi. Son olarak dinlenen Salim Güran da üzerine atılan tüm suçları reddetti, iftira atıldığını iddia etti. 4 sanığın ortak yanıtı “bilmiyorum” oldu.
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe kırsal mahallesinde kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın katledilmesine ilişkin ilk duruşma görülüyor.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşma öncesi adliye önü barikatlarla kapatıldı. “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanacak olan tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salih Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar adliyeye getirildi.
Mahkemece hazırlanan tensip zaptında 4 sanığın yargılanacağı davanın ilk duruşmasına baba Arif Güran’ın “müşteki”, aralarında tutuklu şüphelilerin de bulunduğu 21 kişinin ise “tanık” sıfatıyla katılması için “zorla getirme” kararı çıkarılmıştı.
Saat 09.00’da başlaması beklenen duruşma salonunun küçük olması nedeniyle henüz başlamadı. Mahkeme başkanı yalnızca baro başkanlarını salona alacağını belirtti. Türkiye Barolar Birliği’nin mahkeme heyetine 30 kişinin isminin yer aldığı liste vermesine rağmen duruşma salonuna alınmayan çok sayıda kişi salona girmeyi bekliyor.
DURUŞMA BAŞLADI
Duruşma, kimlik tespitiyle başladı. Tutuklu sanıklar askerler eşliğinde duruşma salonuna alındı. Narin Güran’ın babası Salim Güran da duruşmada hazır bulundu.
SAĞKAN: SORUŞTURMANIN ADİL BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMESİNİ İSTİYORUZ
Kimlik tespitinin ardından konuşan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, yargılama sürecine katkıda bulunmak istediklerini belirtti. Davaya katılma talebinde bulunan Sağkan, “Soruşturmanın adil bir şekilde yürütülmesini istiyoruz” diye kaydetti. Tahir Elçi davasında katılma taleplerinin kabul edildiğini hatırlatan Sağkan, “Gerçekten insan haklarını savunmak TBB’ne görev olarak verilmişse böyle bir yargılamaya katkı sunmak için katılma talebimize izin verirseniz sevinirim” dedi.
GÜLEÇ: BULGULAR KARARTILDI
Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, “Narin Güran cinayeti vahşice işlenmiş cinayet, toplumun adalet duygusunu örseleyen vahim bir durum” dedi. Güleç, “Bizim toplum olarak Narin gibi çocukların ya da kadınların katledilmemesi için ne yapabilirizi tartışmamız gerekiyor” diye kaydetti. Güleç, “Kamera kayıtlarına göre, Narin’in daraltılmış baz istasyonu çalışmasında, huzurda bulunan sanıkların 4’ü Narin Güran’ın evinde. Bu soruşturmada belli eksiklikler var. Bunu şuna bağlıyorum. Adli kolluk yok, idari kolluk var. Olayın başından itibaren Narin’in kaybolma ihtimali üzerinde duruldu. Son görülme anı 15.15. İhbar yapılan saat akşam 20.00. Yani 5 saat sonra ihbar yapılıyor. 8 yaşında kız çocuğunun 5 saat bulunmaması akıllara başka şeyler getiriyor. Ben hukukçu olarak ilk duyduğumda Narin’in katledildiğini düşündüm. ‘Köyde herkes akraba ve kız çocuğu 5 saat bulunmuyorsa katledilmiştir’ dedim. 19 gün boyunca Narin’in cesedi tespit edilemedi, bedenine ulaşılamadı. Narin’in cenazesinin saklandığı için, bütün bulgular ve DNA bulguları karartıldı. Bu bağlamda iddianamenin o tespitini önemsiyoruz. Baz istasyonu çalışmaları bizce de çok önemli. Toplumda bu tespitten kaynaklı siz ve mahkeme heyetinden toplumun vicdanını belirleyen hakkaniyetle karar beklemektedir” ifadelerini kullandı.
SANIK AVUKATLARI: KATILMA TALEBİNE ESNEK YAKLAŞILSIN
Sanık avukatları, cinayetin aydıntılması için kendilerinin de çaba sarf ettiklerini ileri sürdü. Katılma taleplerine karşı mahkemenin esnek davranmasını istediklerini belirten avukatlar, “Biz şu dengenin korunmasını istiyoruz. Sanığın AİHS 6. madde kapsamında adil yargılanma hakkı vardır. Sanığın yeterli imkanı elde edebilmesi ve bu kolaylığın sağlanması gerektiği kuşkusuzdur. Bu denge de gözetilerek biz baronun ve hukuk örgütlerinin katılma talebinin daha esnek yapılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
BAROLARIN TALEBİNE RET
Baroların taleplerini değerlendiren mahkeme başkanı, Diyarbakır Barosu’nun katılma talebini kabul etti. Diğer baroların katılma talebi reddedildi.
SANIK BAHTİYAR OLAYI ANLATMAK İSTEMEDİ
Sanık Nevzat Bahtiyar, “Olay günü Salim’i (amca) su için aradım. Suyumuz kesilmişti” dedi. Bahtiyar, “Susma hakkım da var mı” diye sordu. Mahkeme başkanı, “Var” dedi. Bahtiyar, mahkeme başkanının olayı anlatıp anlatmak istemediğine dair soruya “Yok” yanıtı verdi.Mahkeme başkanı, Bahtiyar’ın verdiği iki ifade olduğuna işaret ederek, hangi beyanının doğru olduğunu sordu. Bahtiyar, “Son verdiğim beyanım doğrudur” dedi. Bahtiyar, “Narin Güran’ın evine yaya olarak çıktım. Arabam aşağıdaydı. Salim Güran da o zaman yukarıdaydı, bizim evimizin üstündeydi. Burası ahırın orasıydı. Salim ve ben tek vardım. Salim dışında kimseyi orada görmedim. Salim Güran yukarıdaydı, ben aşağıda sulama yapıyordum. Salim Güran açıkta bekliyordu, arabası yoktu” dedi.
BİRÇOK SORUYA ‘YOK’ YANITI VERDİ
Mahkeme başkanı, daha önce Salim Güran’ın “Bana hemen arabaya bin ve beni takip et” dediği yönündeki beyanlarını sordu. Bahtiyar, “Böyle bir şey yok” diye kaydetti. Mahkeme başkanı, “Peki savcılıkta niye böyle bir beyanda bulundu” diye sordu. Bahtiyar, “O zaman ben korkmuştum. Beni silahla tehdit ettiler” diye kaydetti.
Bahtiyar’ın birçok soruya sadece “Yok” şeklinde yanıt vermesi dikkati çekti.
‘İLİŞKİ’ İDDİASI
Bahtiyar, “Salim sana gel işin var dedi, sen oraya gittin. Sen o esnada evin içinde bağrış, çağrış, çocuğun ölümüne dair ses duydun mu” sorusunu “Yok” şeklinde yanıtladı. Bahtiyar, “Eve girdim. Bir odaya gittim baktım Narin yatıyordu. Bana söyledi. Böyle bir olay var. Annesi ile ilişkim olduğu için. ‘Ben ilişkideydim, Narin gördü, öldürdük’ dediler bana” iddialarında bulundu. Bahtiyar, evde Narin’in cansız bedenini gördükten sonra yaşananlara dair “Bana bunu götürüp kaybedeceksin. Bunu götür bir yere at dedi Salim” dedi.
‘YÜKSEL, NARİN’İ ARABAYA KOYDUĞUMDA AĞLIYORDU’
Bahtiyar, “Daha önce ceset gördün mü” sorusunu “Hayır” şeklinde yanıtladı. Bahtiyar, ölümle tehdit edildiğini ekledi. Salim Güran’ın evden dışarıya çıkarak battaniye getirdiğini belirten Bahtiyar, “Battaniyeye sardıktan sonra ben Narin’in cesedini evimin ahırına getirdim. Kimse görmedi. Sonra torbaya koyduk” diye kaydetti. Bahtiyar, “Yüksel Narin’i arabaya koyduğumda tepede ağlıyordu” dedi. Cenazeyi torbaya koymak için ahıra neden götürdüğü sorusuna cevap veren Bahtiyar, “Bunu ben düşündüm. Ahıra götürdüm baktım çuval içindeydi. Narin’in kıyafeti üzerinde vardı” dedi.
‘PARA TEKLİF EDİLDİ’
Salim Güran’in çuvalı alarak “Göl” diye tarif ettikleri yerde parçalanmasını istediğini söyleyen Bahtiyar, “Fakat ben cenazeye karışmadım” dedi.
Bu esnada baba Arif Güran ağlamaya başladı.
Bahtiyar, Salim Güran’ın korkusundan dolayı olayı anlatamadığını öne sürdü. Narin’in nasıl öldürüldüğüne dair soruya, “Bilmiyorum, bağlayarak öldürmüş olabilir diye düşünüyorum” yanıtı verdi.
Bahtiyar, mahkemenin neden itirafta bulunduğu sorusuna, “Vicdanım kabul etmediği için itirafta bulundum” dedi. Bahtiyar, kardeşinin geçen hafta görüşüne geldiğini, kendisine suçu üstlenmesi halinde para teklif edildiğini aktardığını söyledi. Bahtiyar, “Ben kabul etmedim” dedi.
‘HATIRLAMIYORUM’ YANITLARI
Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi’nin (SEGBİS) kaydının yapılması için duruşmaya ara verildi. Ardından Diyarbakır eski Baro Başkanı Nahit Eren, Bahtiyar’a bazı sorular yöneltti. Bahtiyar, “Salim’i ne zamandan beri tanıyorsun” sorusuna “30 yıldır tanıyorum. Çok yakın dostuz. Birbirimizi aradık, en çok kahvede buluşurduk. Olaya yakın onun evine gitmedim” yanıtı verdi.
Narin’i odada cansız gördüğü anda bir tepki göstermediğini belirten Bahtiyar, birçok soruyu “Görmedim” ve “Hatırlamıyorum” şeklinde yanıtladı. Bahtiyar, “Cesedi battaniye sararken bir ucunu Salim, bir ucunu ben tuttum. Sonra cesedi ben aldım. Salim terliği de al deyince onu da alıp, battaniyeye koydum” dedi.
Bahtiyar, Salim’in battaniyeyi kime verdiğini sorusuna “Bilmiyorum” şeklinde yanıtladı. Nahit Eren, “Siz yer tespitinize gittiğinizde Narin’in bulunduğu çukurda su vardı. Sen Narin’i götürdüğün gün su altında mıydı” diye sordu. Bahtiyar, buna dair önce “Su altında değildi” dedi, sonrasında “Su vardı” dedi.
Bahtiyar, “Salim’in telefonundaki sildiği tüm kayıtlar geri getirildi. Özellikle WhatsApp mesajları. Bir bilgin var mı” sorusunu, “Bir bilgim yok”; “17.46’da onu aramışsın” sorusunu “Bilmiyorum. Sadece 15.08’de aradım”; “17.46’da konuşunca Salim sana ne dedi? 41 saniye ne konuştunuz” sorusunu ise “Hatırlamıyorum” diye yanıtladı.
Hatay’da çalışan akrabaları “Vecdi” adlı kişiyle yaptıkları görüşmeye dair soruya yanıt veren Bahtiyar, “Beni aramış olabilir de bilmiyorum. Ne konuştuğumuzu bilmiyorum” diye kaydetti.
‘SALİM BOĞDU’
Diyarbakır Barosu avukatlarından Aydın Özdemir, “Narin’i siz mi boğdunuz” diye sordu. Bahtiyar, “Yok, Salim boğdu, kendisi söyledi” dedi.
Bu sırada ayağa kalkan baba Arif Güran, “Seni Allah’a havale ediyorum” dedi. Mahkeme baba Arif Güran’ın sakinleştirilmesi için dışarı çıkarılmasını istedi. Baba Güran, “Beni öldürün artık” dedi. Baba Güran, salondan çıkarıldı.
Bahtiyar, Aile Sosyal Politikalar Müdürlüğü avukatlarının sorularına “Bilmiyorum” şeklinde yanıtladı.
ENES GÜRAN’IN SORGUSUNA GEÇİLDİ
Nevzat Bahtiyar’ın ardından Enes Güran’ın sorgusuna geçildi. Olayın gerçekleştiği gün Narin’in annesine saat 13.00’te camiye gideceğini söylediğini daha sonra da Narin’i görmediğini söyleyen Güran, saat 16.00’da evden çıktığını belirtti. O gün Salim Güran’ı görmediğini aktaran Enes Güran’a mahkeme başkanı “Nevzat gibi senin de çelişkili beyanlar var, neden” sorusunu yöneltti. Enes Güran ise hatırlamadığı şeyler olduğunu öne sürdü. Bunun üzerine mahkeme başkanı “bu çelişki bir şey gizlediğinizden değil yani” diyerek ısrarını sürdürdü ancak Güran, olayın şokunda olduğunu hatırlamadığını iddia etti.
SORULARIN NEREDEYSE TÜMÜNE ‘HAYIR’ YANITI VERDİ
Rojda Altıntaş’ın duruşmadan aktarımına göre mahkeme başkanı Enes Güran’a, “Senin hoş olmayan bir görüntü içerisinde olduğun iddia ediliyor” ve “Salim’in kızlarıyla aranda sorun var mı”, “Onlarla bir ilişkiye girdin mi” sorularına Enes Güran, “hayır” yanıtı verdi. Ardından mahkeme başkanı “Babanız Narin’in kaybolduğunu 3. bir kişiden öğreniyor, neden babanıza haber vermediniz” sorusuna Güran, “Narin’i aradığımda aklımda aile üyeleri yoktu, sadece Narin’in nerede olduğunu düşünüyordum” yanıtı verdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı “Jandarmanın şöyle bir tutanağı var: Aile üyelerinin sürekli yanlış bilgi verdiği belirtilmiş. Sen böyle bir şeye şahit oldun mu” sorusunu yönletti, Güran bu soruya da “hayır” yanıtını verdi.
Mahkeme başkanının, “Nevzat’tan neden şüphelenmiyorsunuz? Şüphelenmediğiniz adam neden kardeşinizi öldürsün? Narin, anneni ve amcanı öyle görmüş olabilir mi” sorularına Enes Güran tepki gösterdi.
Enes Güran’ın avukatı iddianamedeki baz verileri kabul etmediklerini belirtti.
Savcı ve Enes Güran’ın avukatı arasında baz kayıtları üzerinden tartışma çıktı.
DİYARBAKIR BAROSU’NDAN TEPKİ
Diyarbakır Barosu avukatları, Enes Güran’ın sorgusunun kesildiğini ve düşünmek için zaman kazandığını ifade ederek tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı, tartışmanın ardından sert bir şekilde konuştu. Daha sonra Enes’e yönelerek, “Ben Diyarbakırlı değilim. Sen benim babamın oğlu değilsin. Sana da Nevzat’a da eşit davranıyorum” dedi
Ardından Diyarbakır Barosundan avukatlar Enes’i çarpraz sorguya tuttu. Avukatların kolunu nasıl ısırdığını göstermesini istemeleri üzerine Güran, “Sert bir şekilde ısırdım kolumu, buradan sıkıp koltuğa bastırdım” dedi. Diyarbakır Barosu’ndan avukatlar, Enes’e hapishanede Eren ile görüşmesinde telkinlerde bulunup bulunmadığını sordu.
Enes Güran’ın avukatları, sorunun ikinci kez sorulduğu gerekçesiyle itiraz etti. Mahkeme Başkanı, sorunun tekrar sorulmasında sakınca olmadığını belirtti.
Enes soruya, “Eren küçük kardeşim, kötü olayları konuşmasını istemedim” yanıtı verdi.
AV. EREN ÇELİŞKİLİ İFADELERE DİKKAT ÇEKTİ
Diyarbakır Barosu eski Başkanı Nahit Eren, Enes’in 6 kez ifade verdiğini ve ifadenin tamamının çeliştiğini kaydetti ve Nahit Eren: “Kolluk ilk seninle ne zaman temas kurdu” diye sordu. Enes Güran ise “3. gün müydü, 4. müydü, o zaman bana nereye gidip geldiğimi sordular” dedi.
ENES GÜRAN’DAN İŞKENCE BEYANI
Nahit Eren, kolluğun kendisine Narin’in kaybolduğunu ne zaman sorduğunu sorusuna “en son 16.30’da” yanıtı veren Güran’a, “İnsan harekete geçmez mi” diye sordu.
Enes Güran avukatına, “kolluk kuvvetleri tarafından işkence gördüğünü söylemesinin sakıncalı olup olmadığını” sordu. Mahkeme başkanı ise işkence gördüyse anlatmasını istedi.
AV. EREN: İŞKENCE YAPILDIYSA BUNA KARŞIYIZ
Araya giren Nahit Eren ise Enes Güran’ın avukatına, “Enes, işkence gördüyse neden şikayetçi olmadınız” diye sordu. Bununu üzerine mahkeme başkanı “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunabilirsiniz. Nahit Bey, sorununuza devam edin” diye yönlendirmeye çalıştı. Nahit Eren de mahkeme başkanına “Aile bana iki kez geldi. İşkence gördüklerini söylediler, ben de kendilerine Diyarbakır Barosu’na başvuru yapmalarını söyledim. Nasıl yapılacağını da açıkladım. Kimi dişi sökülmüş dedi, kimi anneye tazyikli su dökülmüş dedi. Ancak daha sonra işkence iddiasıyla başvuru yapmadılar. Eğer işkence yapıldıysa bunun karşısındayız” dedi.
ENES GÜRAN: İFADEMİ İŞKENCE ALTINDA VERDİM
Mahkeme başkanı 12 Eylül tarihinde alınan ifadenin işkence altında mı verilip verilmediği sorusuna Enes Güran “evet” yanıtını verdi.
İŞKENCE ALTINDA VERİLEN İFADEDEN SORULAR
Daha sonra Nahit Eren, sorularına devam etti. “İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan döndükten sonra ilk kimin evine gittin” sorusuna Güran, Hüseyin Güran’ın evine gittiğini ve olan biteni konuştuklarını belirtti. Nahit Eren, işkence altında verilen ifadeden sorular sordu. “Birsen ve Melike ile görüştün mü” sorusuna Güran, bir sohbetinin olmadığını söyledi. Nahit Eren ise “Sana savcılıkta Birsen, Melike ve Maşallah’ın ifadelerini okutuyorlar, neden? Çünkü onlar seni 17.41’de gördüklerini söylüyor. Bunu sana neden sorduklarını biliyorsun. Bu konuyla ilgili görüşmedin mi” diye sordu, Enes Güran ise “hayır” yanıtını verdi.
Diyarbakır Barosu eski Başkanı Nahit Eren, koldaki ısırığı tekrar sordu: “İnsanın kardeşi kaybolsa en çok telefona ihtiyaç duyar. Neden almadın, izah eder misin?”
Enes Güran ise “Maşallah Güran, ‘Narin bizim evde yok’ deyince telaşlandım. Muhammet’i Azize Kaya’nın evine gönderdim, ben de caminin orada Narin’i arıyordum. Kimse aklıma gelmedi, sadece Narin nerede diye arıyordum” dedi. Bunun üzerine Av. Eren, Salim’in evine o gün hiç gidip gitmediğini sordu Enes Güran ise kesinlikle gitmediğini sordu. “Gece Narin’i ararken görmedin mi” diye soran Av. Eren’e Güran “görmedim” yanıtını verdi, kolundaki ısırık sorusunun tekrarlanması üzerine, “Kolumu ısırarak koltuğa bastırdım” dedi.
‘SALİM GÜRAN’LA İLGİLİ SORULAR SORULUNCA İŞKENCE EDİLDİ’
Av. Eren işkence altında verdiği ifadelerde Nevzat Bahtiyar ilgili yaptığı tanımlamalara dikkat çekti. Enes Güran da “Açık konuşayım. Bana Salim Güran ile ilgili sorular sorulunca işkence edildi. Nevzat ile ilgili söylediklerim doğru, köyün en pis insanıdır, kekemedir” yanıtı verdi. Mahkeme başkanının “Salim, ‘Al bu cesedi götür’ dese Nevzat yapar mı” sorusunu ise “yapmaz” diye yanıtladı.
Enes Güran, annesi Yüksel Güran’a işkence edildiğini ve bu görüntülerin jandarma tarafından kendisine izletildiğini belirtti. Ayrıca şu an hücrede kaldığını ve ailesinin bunu bilmediğini ifade etti.
Mahkeme Başkanı, Enes Güran’ın avukatına “Cezaevi görüntülerini kim yayınladı” diye sordu. Avukat ise “Biz, ailenin güldüğü görülsün diye mi yayınlayalım” yanıtı verdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Kim yayınladı o zaman” dedi.
Enes Güran’ın sorgusunun ardından mahkemeye bir saat ara verildi.
YÜKSEL GÜRAN: NARİN’İ NEVZAT ÖLDÜRDÜ
Aranın ardından duruşma anne Yüksel Güran’ın ifadelerine geçildi. Narin’in kaybolduğu gün kuran kursuna gitmek için evden çıktığını ve bir daha görmediğini söyleyen Yüksel Güran, saati hatırlamadığını öne sürdü.
‘NARİN’İ SEN Mİ ÖLDÜRDÜN’
Mahkeme başkanı ve Yüksel Güran arasında geçen diyalog şöyle:
Mahkeme başkanı: Nevzat Bahtiyar’ın eşinin ifadesine göre, akşam 19.00 civarında gidip ‘kim kızımı götürdüyse bari mezarı olsun’ demişsiniz. Doğru mu?
Yüksel Güran: “Hayır, doğru değil. Narin’in kaybolacağı aklımızın ucuna bile gelmemişti. Ben öğlen oraya gitmediğini bilmiyordum. Narin’in camiden sonra bir yere gitmediğini düşünmemiştim. Hediye’yi aradım, kızların daha gelmediğini söyledi. Aklıma halası geldi, onun kapısını çaldım. Caminin inşaat olması nedeniyle çok korktum, kafasını bir yere mi vurdu diye. Daha sonra Narin’i akşam 18.00 sıralarında gördüklerini söyleyince rahatladım. Her tarafı aramaya başladık. Nevzat’ın eşi de benimle birlikte Narin’i aramaya başladı. Bütün köy Narin’i arıyorduk. Sonra kim jandarmayı aradı bilmiyorum. Sonra dünya başımıza yıkıldı.
Mahkeme başkanı: Yani Narin’i sen öldürmedin mi?”
Yüksel Güran: Yemin ederim öldürmedim, ben kızımı nasıl öldüreyim.
Mahkeme başkanı: Salim mi öldürdü?
Yüksel Güran: Hiç aklıma gelmedi.
Mahkeme başkanı: Nevzat mı öldürdü?
Yüksel Güran: Belli olmuyor mu?
‘NARİN’İ ENES ÖLDÜRSE ENES’İ TESLİM EDERDİM’
Mahkeme başkanı: Jandarma, neden Enes’i koruduğunu düşünüyor?
Yüksel Güran: Ben lavaboya gittim. Sonra komutan bize geleceğini söyledi. İkinci gün tekrar geldi. Komutan, Enes’e diye küfür etti. Ankara’da bir mafya ile beni tehdit ettiler. O yüzden çocuklarıma bir şey olacak diye korkuyorum.
Mahkeme başkanı: Narin’i Enes öldürse, Enes’i teslim eder misin?
Yüksel Güran: Yemin ederim, teslim ederim. Engelli kızım bana bir gün “anne” diyemedi. 5 oğlum 1 kızım vardı, Narin başkaydı, hepimiz ona ölüyorduk.
Yüksel Güran sorgusunda Salim Güran’ın aile işlerine karışmadığını, Nevzat Bahtiyar’ın kendilerine iftira attığını söyledi. Nedeninin sorulduğunda ise Nevzat Bahtiyar’ın “Allah’tan korkmadığı” yanıtını verdi.
Diyarbakır Barosundan avukatlar da Yüksel Güran’ı sorgulamaya başladı. “Nevzat Bahtiyar’ın evine giderken eşi ile karşılaştınız mı” sorusuna Güran, Yüksel Güran: “Ben Narin’i arıyordum, o da arkamdan gelip beni teselli ediyordu” yanıtı verdi. Güran’a “‘Hanginiz kızımı götürdü’ diye bir söyleminiz oldu mu” sorusuna ise “hayır” yanıtını verdi.
‘HİÇBİR ÇOCUK NARİN KADAR SAHİPLENİLMEDİ’
Diyarbakır Barosunun eski başkanı Nahit Eren, “Sizin avukatlarınız dışında herkes Narin için burada bana göre Narin’i ailesi öldürdü herkes Narin için bir şeyler yapmak istedi. Ben senin vicdanına sesleniyorum. Ben Narin’in otopsisine girdikten sonra bütün Narinler için buradayız. Türkiye’de hiçbir çocuk bu kadar sahiplenilmedi. Daha önce yapamadık. Şimdi burada müşteki olarak bulunmalıydın. Anne söyler baba söyler köylü söyler, biz bunu savcılıkta çözeriz. Sana gelmişler eşarp sende. Mor eşarp ile gelmiş demişsin. O eşarp nerede” diye sordu. Anne Güran, “O eşarp bende mor eşarp. Benzediğini söyledim” dedi. Nerede bulduğu yönündeki soruya ise evde bulduğu yanıtını verdi.
Av. Eren, son olarak Güran ailesinin evinde kime ait olduğu tespit edilemeyen kan örneğine dikkat çekti. Av. Eren, “Merdivenden alınmış. İnsan kanının kime ait olduğu tespit edilemedi çünkü zaman geçti. Merdivenlerde bulunan bir kan örneğini diyorum, taştakini demiyorum” dedi. Bunun üzerine Yüksel Güran, “Tahir Kaya’nın burnu kanamış, baya kan dökülmüş, hiç haberim bile yoktu o kandan” yanıtı verdi.
Gazeteci Emrullah Erdinç’in duruşma salonundan aktarımına göre Arif Güran’ın avukatı Yüksel Güran’a soru sormadı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Yüksel Güran’ı sorgulamaya geçti. Güran, sorgulama sırasında Nevzat Bahtiyar’a dönerek “Bu çocuklarımın üzerine atıyor -suçu-” dedi. Bütün suçu çocuklarının üstüne atıldığını söyleyen Yüksel Güran’a Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, “Nevzat neden öldürsün” diye sordu. Güran, “Bir ara Narin geldi elinde 20 lira vardı. Ben ‘kim verdi’ dedim. ‘Nevzat abi verdi’ dedi. Sonra aklıma geldi Bu adam delirmiş kızımı öldürmüş. Bu şerefsiz evimize gelmedi” yanıtını verdi.
Yüksel Güran, sorgusunun sonunda “Narin’in katilini istiyorum” dedi.
MAHKEME BAŞKANI: NARİN NE GÖRDÜ
Ardından mahkeme başkanı son bir soru daha soracağı söyledi. Mahkeme başkanı, “Narin, görmemesi gereken başka bir şey görmüş olabilir mi? Köy yerinde vakit boldur, biz de köyde büyüdük. Köye yabancı araç gelince takip edilir, dedikodu yapılır. Narin, 5 dakika içerisinde öldürülmeden önce Nevzat’tan ya da Salim’den bir şey görmüş mü” diye sordu anne Yüksel Güran ise “Hayır, hiçbir şey duymadım” yanıtını verdi.
MAHKEME BAŞKANINDAN SALİM GÜRAN’A: KAYIT PROGRAMINI TELEFONUNDAN NEDEN SİLDİN
Salim Güran, olay günü saat 18.30’da tarlada olduğu sırada telefonda Narin’in kaybolduğunu öğrendiğini, 20.18’de olayın ciddi olduğunu fark ederek jandarmaya haber verdiğini söyledi. Mahkeme başkanı ile Salim Güran arasında şu diyalog geçti:
Mahkeme başkanı: Ses kaydı alan programı telefonuna neden indirdin?
Salim Güran: Toplantı için, bende unutkanlık var o yüzden indirdim.
Mahkeme başkanı: Narin kaybolduktan sonra o program sana lazım neden sildin?
Salim Güran: Ben silmedim.
Mahkeme başkanı: Narin kaybolduğu gece saat 00.00’da silmişsin.
Salim Güran: Ben o programdan anlamıyorum.
Mahkeme başkanı: Sen de çok zekisin, sen bu salondaki herkesi suya götürüp susuz getirirsin. Asıl o tarihte işine yarayacak o programı sildin.
Salim Güran: Ben silmedim.
Mahkeme başkanı: O programı devre dışı bırakman çok şüpheli bir hareket.
Salim Güran: Eskortlarla görüşmüştüm, o yüzden sildim.
Mahkeme başkanı: Belki binden fazla eskort ile görüşmüşsündür, onu bilemem ama asıl silmen gerekeni silmemişsin, çünkü eskort mesajların duruyor.
MAHKEME BAŞKANI: SAVCILIK SANA KUMPAS MI KURUYOR
İddianamedeki baz kayıtlarına ilişkin sorularıyla devam eden mahkeme başkanı, Salim Güran’ın fırsat bulup 22.47’de Narin’in cansız bedeninin bulunduğu yere gittiğini söyledi. Mahkeme başkanı bunu reddeden Güran’a “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı sana kumpas mı kuruyor? Sen neden Narin’in öldürüldüğü yere gece gittin” sorusunu yöneltti, Güran ise “Gitmedim, bilmiyorum” dedi.
‘İDDİANAMEYE GÖRE ARACINIZDA DNA VAR’
Mahkeme başkanı: Narin’in ağzındaki köpük senin eline bulaştıysa, oradan araca DNA geçmiş olabilir mi?
Salim Güran: Kesinlikle hayır.
Mahkeme Başkanı: Toparlayalım, iddianameye göre aracınızda DNA var, Arif’in evine girmişsiniz, olay yerinde gece 8 dakikalık keşfiniz var, tanıkları yönlendirdiğiniz iddia ediliyor.
Salim Güran: Hayır, hayır, yönlendirmedim.
Mahkeme başkanı: WhatsApp mesajını sildiniz ama eskort mesajlarını bıraktınız.
Mahkeme başkanı: Ses kayıt programı dosyaya girdi. Defalarca farklı saatler vermişsiniz, Narin’in kaybı ile ilgili. Neden?
Salim Güran: Herkes başka bir şey söylüyordu.
Mahkeme başkanı: Tamam, hepsi 17.30 sonrası. Peki, 16.00 nereden çıktı?
Salim Güran: Hatırlamıyorum.
Mahkeme Başkanı araya girdi: Nevzat seni kaçta aradı?
SAVCI:JANDARMANIN BULAMADIĞI TERLİĞİ MUHAMMET’İN BULMASINI SEN Mİ AYARLADIN
Savcı araya girerek Salim Güran’a sorular yöneltti.
Savcı: DNA’yı kabul etmiyorsun, sana rapordan bir cümle söyleyeceğim: “Araçtan çıkan DNA ile Narin’in olay günü kıyafetlerinden elde edilen DNA uyumlu.” Anlatabildim mi bu cümlenin derinliğini?
Salim Güran: Yok öyle bir şey.
Savcı: Muhammet Kaya yeğeniniz değil mi?
Salim Güran: Evet.
Savcı: Muhammet Kaya’yı Narin kaybolduktan sonra gördün mü?
Salim Güran: Yüzlerce kişi oradaydı, büyük ihtimalle oradaydı.
Savcı: Ertesi sabah Muhammet Kaya bir terlik buluyor. Jandarma değil, Muhammet buluyor ve arabada 1 buçuk saat saklıyor. Bu işi sen mi ayarladın?
Salim Güran: Kesinlikle hayır.
Savcı: Gece Narin kızımızın olduğu yerden sinyal veriyorsun. Nevzat 1 taş koyduğunu söylüyor, geri kalan 2 taşı sen mi koydun?
Salim Güran: Hayır, ben gitmedim.
Eren, mahkeme salonunda Salim Güran’ın ses kayıtlarının dinletilmesini istedi. Eren’in talebi teknik olarak mümkün olmadığı iddiasıyla reddedildi.
GÜRAN’DAN AV. EREN’E: NEYİN PEŞİNDESİN
Av. Eren, Salim Güran’ın telefon görüşmelerini reddetmesi üzerine ses kayıtlarını işaret etti. Av. Eren’in çapraz sorular yönelttiği Salim Güran, Av. Eren’e “Sen neyin peşindesin” dedi.
Salonda bulunanlar Güran’a tepki gösterirken, mahkeme başkanı üslubunu düzeltmesini istedi.
AVUKATI SALİM GÜRAN’IN DİNLENMESİNİ İSTEDİ
Salim Güran’ın avukatı, dinlenirse üslubunun düzeleceğini belirterek Salim Güran’ın dinlenmesini istedi.
‘DOSYADA 12 ÇELİŞKİLİ İFADE VAR‘
Eren’in ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatının sorularına geçildi. “Nevzat’ın eşi diyor ki, ‘birbirlerine kardeşim derlerdi’, Narin kaybolduktan sonra da bizi aramıza almadılar” sözü hatırlatılarak, “Ne samimi arkadaşı? Siz 2 Eylül’de tutuklanıyorsunuz, 8 Eylül’de Narin bulunuyor. Dosyada 12 tane çelişkili ifade var. HTS’yi kabul etmiyorsunuz. Sinirlenmeyin” denildi. Israrla “bilemiyorum” yanıtı veren Salim Güran, silah taşıyıp taşımadığı sorusuna şu yanıtı verdi: “Beylik silahım var. Nevzat yalan söylüyor, bir akşam az kalsın kardeşini öldürüyordu. Vahşidir o.”
SALİM GÜRAN’IN AVUKATI DOSYADAN ÇEKİLDİ
Salim Güran’ın avukatının Salim Güran’a sorusuyla duruşma devam etti. Nevzat Bahtiyar’ın kendisine yönelik sözleri hatırlatılan Salim Güran, Sosyal medyada, gelen vuran vuruyor, giden vuruyor” dedi.
Güran’ın avukatı Seda Toğrul, “Ben de bir anneyim” diyerek dosyadan çekildi.
Duruşma baba Arif Güran’ın beyanıyla sürdü.
BABA GÜRAN: ARAYIP KÜÇÜK KIZ SESİ DİNLETİYORLARDI
Mahkeme başkanı konuşmakta ve ayakta durmakta güçlük çeken baba Arif Güran’a baş sağlığı diledi, beyanını oturarak vermesini istedi. Baba Güran, Narin’in neden kaçırıldığını düşündüğünü şöyle anlattı: “İnsanlar telefonla arayıp küçük kız sesi dinletiyorlardı. Bunları duyunca kızımı aramaya başladım. Ben kimseye zarar vermem, melek değilim ama biri bana zorbalık yaparsa ben de karşılık veririm, ama kavgacı değilim. Arama köpeklerinin kanala yoğunlaştığını söylediler. İnsanlar çok kalabalıktı. Yaklaşık 2 buçuk kilometre köyün arkasına gittim, sonra köyün alt kısmına indim. Köpeklerin mısır tarlasına doğru yoğunlaştığı bilgisini verdiler, hızlıca yürüdük. Sonra Muzaffer amcamın oğlu beni aradı, bir trafik kazası olduğunu, Narin’e benzediğini söyledi. Az da olsa benzettim, gidip bakmak istedim. Komutanımla hastaneye gittik, gözümle görmek istedim.”
‘KİMSE İNANMADI‘
Nevzat Bahtiyar ile araç meselesinden dolayı kavgalı olduklarını söyleyen Güran’a “Bu olaydan dolayı bu adamın sana kin beslediğini mi düşünüyorsun”diye sordu. Arif Güran, “İlk söylediğimde kimse inanmadı 50 bin TL için çocuk öldürmezler dediler ama böyle bir konumuz oldu. Defalarca söyledim benim kızım tepeye çıkmamış, senaryo üzerinden ‘senin abin 18.30’da köyden süratle geçti kızını götürmüş olabilir’ dediler. Delil istedim, yaklaşık 6 akşam jandarmada durdum herhangi bir zorluk görmedim İlk gün de söyledim. Komutanım kamera benim evimi net görüyor dedim” ifadelerini kullandı.
MAHMEKE BAŞKANI: DEVLET ISRARLA SÖYLEDİĞİNİZ KAMERA KAYITLARINA BAKMADI MI
Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Devletin sizin bu ısrarla söylediğiniz kameraya bakmadığını mı söylüyorsunuz” sorusunu yöneltti, Arif Güran, “Bizim bakmaya yetkimiz yok dediler” yanıtını verdi. Mahkeme başkanı “Belki de bakmışlardır”dedi, Arif Güran, “Güneş vuruyor diyorlar Kızımın en son görüldüğü saatler o kamera 18.30 sıralarını gösteriyor”diye yanıtladı. Mahkeme başkanı ise “Oraya drone getirmeyi akıl eden devlet o Dara-2 kamerasını mı akıl edemeyecek” diye tepki gösterdi.
Arif Güran, “Sizden rica ediyorum ortaya çıksın Belki Nevzat Bahtiyar suçsuz da olabilir. Saat kaç olursa olsun o kameralara baksınlar” dedi. Mahkeme başkanı da söz konusu kamera kaydını Cumhuriyet Başsavcılığına soracaklarını belirtti.
Mahkeme başkanı ve Güran arasindaki diyalog şöyle devam etti:
Mahkeme başkanı: Bu cinayeti Nevzat’ın üzerine atalım diye karar aldınız mı?
Arif Güran: Biri benim kızımı öldürecek ben gidip anlaşma mı yapacağım? Benim ruhum mantığım gitti.
Arif Güran: Herkes bir şeyler söylüyor. Hala da söylemeye devam edecekler Bir insanın vicdanı varsa bir baba kızını öldüren kişi ile daha sonra onunla yan yana oturur mu?
Arif Güran: Eğer benim kızım Güranlar tarafından Nevzat’a verildiyse bu insan parayla silah zoruyla gidip bunu yaptıysa olaydan sonra bunlar oldu bana yaptırdılar deseydi gelip söyleseydi Nevzat benim başımın tacı olurdu.
BABA SANIKLARDAN ŞİKAYETÇİ
Diyarbakır Barosundan bir avukat, “Bu olayda Nevzat dışında başka kimseden şüphelendiniz m” diye sordum. Arif Güran, “İlla ki artık herkesten şüpheleniyordum Yeğenim 3 defa bir yere gidip geldi ona bile nereye gidip geliyorsun diye sordum” dedi. Avukat, “Son sorum Dosyada 4 sanık var hepsinden şikayetçi misin” diye sordu araya giren mahkeme başkanı şunu söyledi: “Cevap verdi ya zaten şikayetçi hepsinden.”
Duruşma devam ediyor. Salim Güran’ın avukatı ile Güran arasindaki diyalog şöyle:
Arif Bey, Güran ailesinde sözü geçen Salim mi, Hüseyin Güran mı yoksa Ali Rıza Güran mı?
Arif Güran: “Asla değil. Salim tarla ile uğraşıyor. Benim bir kepçem var; bir oğlum kepçede çalışıyor, diğerini operatör yapmışım, boş insanlarla gezmesinler diye. Salim’in bende hükmü yok, sadece köyün arazilerine bakıyor. İşlerim biraz ters gittiği için bir kere Salim’den 160 bin istedim, bana gönderdi.
Salim Güran’ın avukatı Salim ile hiç kavganız oldu mu?
Arif Güran: Bizim balkonumuz birbirine bakıyor; bazen o gelir çay içer, bazen ben giderim. Bugün Salim’in bana bir art niyeti olsaydı, ben söylerdim, şu an karşımda.
Salim Güran’ın avukatı: O zaman Salim’in kızınızı öldürmesi için bir sebep var mı?
Arif Güran: Benim ailem yapmaz.
Salim Güran’ın avukatı: Eşinizden şüphelendiniz mi?
Arif Güran: Hayır. Eşimle severek evlendim. 22 yıllık eşim bir şey yapsa sesi titrer. Kimse benim kızımdan üstün değil ama eşimin sesini biliyorum.
Arif Güran eşinden ve ailesinden şüphelenmediğini söyledi ancak dört sanıktan da şikayetçi olduğunu beyan etmişti.
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler