Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

 Arif Yeşilyurt Yazdı: Engelsiz Yaşam

''Toplum, engelleri kaldırdıkça bir bütün olur, adeta tek bir bedenin uyumlu bir şekilde hareket etmesi gibi. ''

Engelsiz yaşamı ne kadar dile getirsem de, bazen insanlar duvar gibi sessiz ve duyarsız kalıyor.

Bu belki de konuyla ilgili eksik bilgi, çekinceler veya dokunma korkusundan kaynaklanıyordur. Ancak bugün, size bu konuda daha fazla bilgi vermek istiyorum.

Önyargılar, insanoğlunun ruhuna vurulmuş görünmez zincirlerdir. Bu zincirleri kırmak, özgürlüğü, saygıyı ve farkındalığı herkese getirmek demektir. Herkes bir gün engelli olabileceği gerçeğiyle, bu mücadele sadece belli bir kesimin değil, insanlığın ortak sorumluluğudur.

Engelsiz yaşam nedir, bir insanın ruhu nasıl kanat çırpar özgürlüğe? Peki, bunun için verilen mücadele, neden bir ömre bedel? Hayatın önündeki engelleri kaldırmak, tüm insanlık için neden bu kadar kutsaldır, anlatayım…

Engelsiz bir yaşam için mücadele etmek, aslında insan ruhunun özgürlüğü için savaşı vermek gibidir. Her birey, tıpkı bir nehir gibi, engellere takılmadan, kendi yatağında özgürce akmalıdır. Her bireyin eşit haklara ve fırsatlara sahip olması, adaletin gökyüzünde parlayan güneşi gibidir; ışığı tüm insanlara eşitçe ulaşmalıdır.

Engelli bireylerin bağımsızca yaşamlarını sürdürebilmesi, onların hayat nehrinde güçlü bir akışla ilerlemesini sağlar. Eğitim, sağlık ve istihdam gibi temel hizmetler, bu yolculuğun duraklarıdır; her biri, onların hedeflerine daha hızlı ulaşmalarına olanak tanır.

Toplum, engelleri kaldırdıkça bir bütün olur, adeta tek bir bedenin uyumlu bir şekilde hareket etmesi gibi. Fiziksel ve sosyal engeller, insanların önüne dikilmiş dağlar gibidir, ve bu dağlar yıkıldığında herkesin yolu açılır. Her birey, o yolun bir yolcusu, ve engelsiz bir yaşam herkesin potansiyelini gerçekleştirebileceği bir dünya demektir. Bu dünya, sınırsız bir ufuk gibidir; herkesin hayallerini taşıyan bir yelkenli ile özgürce gezdiği bir deniz.

Önyargılar, insanoğlunun ruhuna vurulmuş görünmez zincirlerdir. Bu zincirleri kırmak, özgürlüğü, saygıyı ve farkındalığı herkese getirmek demektir. Herkes bir gün engelli olabileceği gerçeğiyle, bu mücadele sadece belli bir kesimin değil, insanlığın ortak sorumluluğudur.

Erişilebilirlik ve eşit fırsatlar, insanlığın ortak bahçesini sulayan bir pınardır. Bu pınardan herkes içtiğinde, toplumun tüm bireyleri daha sağlıklı, daha güçlü bir yaşam sürebilir. Kapsayıcı bir toplum inşa etmek, sadece engelli bireyler için değil, yaşlılar, hamileler, hatta geçici engeller yaşayan herkes için bir koruyucu kalkan gibidir.

Toplumsal dayanışma ve empati, bireylerin arasındaki farklılıkları birer renk olarak kabul eder. Bu renkler, yaşamın büyük tablosunu güzelleştirir, zenginleştirir. Engelsiz bir yaşam modeli, bireylerin hak ve özgürlüklerini güvence altına alarak, insanlığın geleceğini daha adil ve sürdürülebilir kılar. Bu model, sadece bugünün değil, yarının da mimarıdır; hepimizin ortak hayalini gerçek kılacak bir köprüdür.

HİÇ BİR İNSAN ENGELLİ DEĞİLDİR.

SADECE İNSANI ENGELLEYEN İNSANLAR VARDIR.

GELİN CANLAR BİR OLALIM!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir