DEM Parti yarın üç kentte sokağa çıkacak
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Kobanê davasında verilen hapis cezası kararını protesto etmek için yarın 3 kentte sokağa çıkacaklarını açıkladı. Birleşik mücadelenin önemine işaret eden Doğan, “Bu sesi hep birlikte yükseltmezsek, itirazımızı birlikte ifade etmezsek; Gezi’den Kobanê’ye, Can Atalay’dan Kavala’ya tüm eşitsizliklere ve adaletsizliklere karşı ortak ses çıkaramazsak korkarım bizi daha zor günler bekler. Ama ortak mücadele tarihi de göstermiştir ki bugüne kadar bu zor günleri yan yana gelerek ve sesleri çoğaltarak alt etmeyi başardık. O mücadele tarihinden esin alarak Adana, Diyarbakır ve İstanbul’da yapacağımız bu buluşmalara tüm duyarlı demokratik kamuoyunu; eşitlik, özgürlük ve adalet talebi olan herkesi davet ediyoruz” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Sözcüsü Ayşegül Doğan, Kobanê davasının ardından bileşen partilerin genel başkanları ve sözcülerinin katılımıyla gerçekleştirilen olağanüstü Merkez Yürütme Kurulu toplantısından çıkan kararları aktardı.
DEM Parti Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenleyen Doğan, yarın üç kentte eylem yapacaklarını duyurdu.
Doğan, “İlk etapta yarın ‘herkes için demokrasi’ diyerek Adana’da saat 17.00, Amed’de saat 16.00 ve İstanbul’da Esenyurt Meydanı’nda saat 17.00’de bir araya geliyoruz. Gezi’den Can Atalay’a hep birlikte ses çıkarmazsak bizi çok daha zorlu günler bekler. Bu buluşmalara, eşitlik ve özgürlük talebi olan herkesi davet ediyoruz. Bu buluşmalar sürecek. Bizim için bu dava yeni bir mücadele kavşağı” dedi.
Kobanê davasında verilen karar üzerine dün olağanüstü MYK toplantısı yaptıklarını ve toplantıya bileşen partilerin genel başkan ve sözcülerinin de katıldığı bilgisini veren Doğan, saatler süren toplantının ardından tahliye olan arkadaşlarını karşıladıklarını aktardı.
Kobanê davasına ilişkin hatırlatma yapan Doğan, Kobanê davasının bugün ortaya çıkan otoriter rejimin inşasının temellerinin ilk atıldığı zamana denk geldiğini söyledi.
“Bu bir kumpas davasıdır, bir rövanş davasıdır, bir intikam davasıdır” dediklerinde kamuoyu harekete geçmediği için bugün 400 yılı aşan cezalar verildiğini söyleyen Doğan, kararın “yumuşama”, “normalleşme”, “yeni anayasa” tartışmaları arasında verildiğine dikkat çekti. Doğan, kararın hukuken hiçbir karşılığı olmadığını belirtti.
Talimatlı yargının dahi, Erdoğan’ın her yerde propagandasını yaptığı ve davanın açılma gerekçesi haline getirilen Kobanê eylemlerinde yaşanan çoğunluğu HDP’li olanların ölümleriyle herhangi bir bağlantı kuramadığına dikkat çeken Doğan, mahkemenin bu konuda verdiği beraat kararını hatırlattı.
İçişleri Bakanı Yardımcısı Bülent Turan’ın sosyal medya hesabından yaptığı, “Hesabı sorulur demiştik” şeklindeki açıklamasına değinen Doğan şöyle konuştu: “İşte o yüzden biz herkes için demokrasi, herkes için eşitlik, herkes için özgürlük diyoruz ve bunun ısrarla altını çiziyoruz. İşte o yüzden biz Gezi’den Kobanê’ye, Can Atalay’dan Kavala’ya hiçbir ayrım yapmadan bir tutum ve pozisyon almak gerektiğini ifade ediyoruz. İşte o yüzden ortak mücadelenin öneminin altını çiziyoruz. O yüzden Kobanê davasında verilen karar ile Türkiye’de bir arada, eşit, adil bir yaşam beklentisine, mücadelesine ve umuduna dönük bir tuzak kurulmaya çalışıldığını söylüyoruz. Biz bu tuzağa şimdiye kadar düşmedik, düşmeyeceğiz. Hesap soracak birisi varsa o da biziz. Milyonlarca insan oy kullandı bu siyasetçiler için. Selahattin Demirtaş yalnızca Selahattin Demirtaş değildir, Figen Yüksekdağ sadece Figen Yüksekdağ değildir. Keza diğer siyasetçiler de milyonların iradesidir. Siz milyonlarca insanın iradesiyle ilgili böyle talimatlarla, bazı siyasi partilerin genel merkez koridorlarında onların talepleriyle kararlar veremezsiniz. Vermemelisiniz.”
Cumhurbaşkanının başdanışmanlarından birinin, “Milli yargımızla ne kadar gurur duysak az” şeklindeki açıklamasını hatırlatan Doğan, “Milli yargı mı olur?” sorusunu yönelterek, Kobanê davasında verilen 400 yılı aşkın cezanın siyasetçilerin yaptığı konuşma ve açıklamalara dayandığına işaret etti. Doğan, “Başka hiçbir neden yok. Bu, düşünce ve ifade özgürlüğüne ve insanların örgütlenme özgürlüğüne yönelik duyulan korkudur dediğimizde belki yeteri kadar karşılık bulmuyordu. Ama bakınız durum ortada. İnsanlar yalnızca konuştukları için, yalnızca örgütlenme özgürlüklerini kullanmak istedikleri için bu ülkede böyle bir çağda, üstelik IŞİD’e karşı mücadelede dayanıştıkları için bu cezalarla karşı karşıya kaldı” diye konuştu.
Kobanê davası kararının 10 Ekim Ankara Gar Katliamı, 5 Haziran’da HDP’nin Diyarbakır mitingindeki saldırı ve Suruç Katliamı davalarını cezasızlık politikasıyla bir kez daha baş başa bıraktığını vurgulayan Doğan, “Şayet biz Kürtler ve demokrasi güçleri olarak bunlara karşı cezasızlığın işlememesi için mücadeleyi yükseltmez ve sesleri çoğaltmazsak bu silsile halinde devam eder” dedi.
Duruşma zaptının basınla paylaşıldığını belirterek konuşmasına devam eden Doğan, 108 kişi hakkında açılan davada 73 kişinin dosyasının ayrıldığını, 35 kişi hakkında karar verildiğini hatırlattı.
Mahkemenin 302. maddeden yani “devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma suçu”ndan ceza istediğini ancak bu suçtan ceza vermeyerek, yeni bir suç türettiğine işaret eden Doğan, mahkemenin “TCK 39’uncu maddesine göre devletin birliğini ve bütünlüğünü doğrudan bozma girişimi söz konusu değil, fakat bir yardım etme durumu ortaya çıkmış” dediğini söyledi. Doğan, HDP’li siyasetçilerin yaptıkları konuşmalardan katlanan oranlarda cezalar almasını “bir partinin siyaset yapma felsefesinin yargılanması” olarak nitelendirdi.
Müzakere sürecinin intikamının alındığı değerlendirmesi yapan Doğan, “Muhalefet daha bir arada, daha ortak, daha birleşik bir mücadele verseydi ve beraber ses yükseltseydi bugün HDPli siyasetçiler içeride olur muydu? Bu sorulara dair düşünmeye tüm kamuoyunu davet ediyoruz. Çünkü hepimiz biliyoruz ki bu siyasetçileri içeride bunca yıl rehin tutmalarına izin vermeyecek tek güç bizim ortak mücadele gücümüzdür. Hepimiz biliyoruz ki Demirtaşları, Yüksekdağları özgürleştirecek tek güç herkes için eşitlik, özgürlük ve adalet talebini yükseltmek ve örgütlemektir. Yine hepimiz biliyoruz ki hiçbir mahkeme ve hiçbir iktidar, adil bir yargılama söz konusu olmadığı için milyonlarca insanın iradesi olarak gördüğü insanları, kendi adına söz söyleme ve eyleme yetkisi verdiği insanları bu kadar yıl haksız hukuksuz bir biçimde hapiste tutamaz” diye konuştu.
Kobanê davasında verilen kararı tanımamanın yan yana gelişleri artırarak ve mücadele ederek mümkün olduğunu söyleyen Doğan, “Yıllardır özgürlüklerinden, onları seçen insanlardan, sevdiklerinden zorla ayrılmış bu insanlara ve cezaevlerindeki diğer tutsaklara borcumuzdur” dedi.
Hapishanelerde süren direnişi hatırlatan Doğan, Gültan Kışanak’ın tahliyesinin ardından hapishane önünde yaptığı, “Türkiye’nin tahliyeye değil daha çok özgürlüğe, eşitliğe, demokrasiye ve adalete ihtiyacı var” sözlerini hatırlattı. Doğan, bunun sağlanabilmesi için de haksız ve hukuksuz bir biçimde yıllardır içeride tutulan, infazlarını doldurmuş olmalarına rağmen tahliye edilmeyen tutsakların hapishaneden çıkarılması gerektiğini söyledi.
Kobanê tutsaklarına verilen cezalara karşı yarın Adana, Diyarbakır ve İstanbul’da sokağa çıkma kararı aldıklarını duyuran Doğan, “Biz ilk etapta yarın ‘herkes için özgürlük, herkes için demokrasi’ diyerek buluşuyoruz 3 şehirde. Adana’da Barbaros Mahallesi temsilcilik önünde saat 17.00’de. Diyarbakır Dağkapı’da saat 16.00’da ve İstanbul Esenyurt Meydanında saat 17.00’de bir araya geliyoruz. Buradan bu çağrıyı yineliyorum: Bu sesi hep birlikte yükseltmezsek, itirazımızı birlikte ifade etmezsek; Gezi’den Kobanê’ye, Can Atalay’dan Kavala’ya tüm eşitsizliklere ve adaletsizliklere karşı ortak ses çıkaramazsak korkarım bizi daha zor günler bekler. Ama ortak mücadele tarihi de göstermiştir ki bugüne kadar bu zor günleri yan yana gelerek ve sesleri çoğaltarak alt etmeyi başardık. O mücadele tarihinden esin alarak Adana, Diyarbakır ve İstanbul’da yapacağımız bu buluşmalara tüm duyarlı demokratik kamuoyunu; eşitlik, özgürlük ve adalet talebi olan herkesi davet ediyoruz” çağrısında bulundu.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, eylemlerinin süreceğinin bilgisini de verdi, “Kobanê davası kararları bundan sonra bizim için yeni bir mücadelenin kavşağıdır. DEM Parti olarak bu konuda kararlıyız. DEM Parti’nin temsil ettiği değerleri, ulaşmak istediği Türkiye’yi bu tür kararlarla mahkum etmek, kriminalize etmek daha önce de denendi ancak başarılamadı. Bu bizim için yeni bir mücadele kavşağı ve bu kavşağı hep birlikte büyütmeye, bu kavşakta hep birlikte daha güçlü bir şekilde durmaya herkesi davet ediyoruz. Çağrımız vicdan sahibi herkesedir. Hak, hukuk, adalet ihtiyacı duyan herkesi Adana’da, Diyarbakır’da ve İstanbul’da DEM Parti’nin yapacağı halk buluşmalarında sesini yükseltmeye ve bizimle birlikte olmaya davet ediyoruz” dedi.
İstiklal ve Devlet Güvenlik Mahkemelerini hatırlatan Doğan, kararın 100 yıldır Kürtlerle ilgili yürütülen politikalar, ret, inkar, imha politikalarıyla eşgüdümlü olduğuna dikkat çekti. “Onların siyasete geri dönmelerini sağlayacak şey bizim dışarıda özgürlük eşitlik ve adalet için göstereceğimiz performanstır, göstereceğimiz çaba ve özgürlük azmidir” diye konuşan Doğan, basının sorularını yanıtladı.
Kaynak: Etha
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler