ERZİNCAN 1939 aylardan Temmuz
⌈Necati Şahin ⌉
ERZİNCAN
1939
aylardan Temmuz:
“ Suçlu ayağa kalk! “dedi
Hâkim Okur Bey sertçe…
Suçlu ayağa kalktı,
usulca…
Yargıç okudu birçok madde…
“Karar: 36 yıl!”
Suçlu oturdu.
Tümü 52 saniye…
52 saniyede
36 Yıl…
ERZİNCAN
1939
mevsim güz…
1 Eylül..
Radyo söyledi;
“Hitler Polonya’ya girdi!”
17 Eylül
Radyo söyledi;
“Sovyet de Polonya yolunda…
26 Aralık
Radyo söyledi;
“Büyük Savaş,
Varşova yerle bir,
ayakta bina kalmadı…”
27/28 Aralık gecesi…
Radyo henüz söylemedi:
Büyük Zelzele,
Erzincan yerle bir,
taş üstünde taş kalmadı…
Bir büyük taş da
O’nun, 36 Yıllığın beline düşmüştü Mapus damında…
İnledi!
Sanki
beli ikiye ayrılmıştı!..
Ranza yerde,
ranza ile taş arasında,
mengenede kalmıştı…
Şans işte!
Nihayet tutmuştu…
O, feryat figanda,
O, tufanda, dumanda
sağ kurtulmuştu…
“Ya 36 yıl!?
Savcı İzzet Akçal’ın,
Sesi, babacan, ağıtlı;
Seslendi mahkumlara o gece:
“ Erzincan sizlere emanet,
dağılın şimdi enkazlara!..
Namus sözü verin, Firar etmeyeceksiniz!”
“Namus Sözü” dedi
Mahkumlar Korusu….
Dağıldılar…
Ölenler ölmüştü,
yaralılar orada,
karın üstünde kalmıştı.
Eline bir çapa geçmişt
mapus bahçesinde…
36 yıllık
yanaştı bir enkaza,
toprak donmuştu.
Enkaz buz…
Çapaladı, çabaladı,
çabaladı, çapaladı…
Sesler geliyordu
canhıraş…
Çapaladı seslere doğru canhıraş…
Bir ses inliyordu!
Bu sesi dinledi,
bu ses tanıdık geldi…
Çıkaramadı sesi…
Kaç zaman çapaladı,
kaç zaman çabaladı, bilemedi…
Gün söküyordu,
sese yaklaşmıştı,
ses de yavaşlamıştı…
O yorgun,
kollar da gevşemişti…
“Ya Hızır, yardım et, az kaldı sese…”
“Ha gayret!” dedi kendine,
“Dayan, geliyorum,” dedi ses’e…
Donmuştu toprak,
buzdu enkaz,
topraktan duman tütüyordu havaya.
Enkazdan alevler
yükseliyordu semaya…
Gözleri dumandan yandı,
Acı…
Yüreği de yangın yeri,
daha acı…
Attı elini sese…
Tuttu elini ses…
“Sağ ol kardeş, sağ ol!”
Tanıdıktı ses,
çıkaramadı…
Çekti sesi beline,
süründü, yüzükoyun güne…
Kar ile yıkadı sesin yüzünü…
“Allah gönderdi seni,
sağ ol yiğidim, kurtardın beni!.. “
“Aaaa! Tanıdım sizi Reis’im,
geçmiş olsun Hâkim Okur Bey’im!”
“Tanıdınız mı beni?
Nasıl yani yiğit kişi?”
“ Cinayetten, 36 yıla mahkûm etmiştiniz beni,
oradan tanıdım sizi!”
Hâkim Okur Bey
sustu…
Donmuştu!
Dondu kaldı…
Mahkûm ceketini çıkardı,
sardı sarmaladı Hâkim Bey’i,
oturttu bir tahta üstüne…
Daldı girdi yine enkaza,
can çıkardı art arda…
Çoğu can, çocuktu…
Hâkim Okur gözlüyordu,
gözleri yaşlı…
Aradı çocuklar arasında,
Oğlu Yiğit’i…
Yiğit yoktu…
“Ah! Evladım” dedi, çöktü yere…
Yiğit ses verdi babasına,
Enkazın diğer yamacından…
Bir “idamlık” girmişti enkaza öbür yamaçtan…
“İdamlık” kurtarmıştı,
Oğul Yiğit’i…
“Bir idamlık yiğit,” dedi minnet ile…
Bir “36 yıllık” kurtarmıştı kendisini.
“Bir 36 yıllık yiğit,” minnet ile…
Radyo söyledi:
“Hitler, Varşova’yı
yerle bir etti,
Stalin Polonya yolunda…”
ERZİNCAN ’dan kara haber
henüz ulaşmamıştı…
İnönü, henüz Erzincan’a gelmemişti…
Bir ana,
Reisicumhurun göğsüne başını henüz dayamamıştı…
40 bin canın Hakk’a yürüdüğü henüz bilinmemişti…
Yüz bin canın yaralı,
Yüz binlerce canın ağıtlı,
Yaslı olduğu henüz yayılmamıştı…
Mahkûmların,
çoğu çocuk,
binlerce cana,
can oldukları
henüz duyulmamıştı…
“ERZİNCAN,
Ne güzel bağlar,
Oturmuş bir gelin ağlar!..”
Erzincan’da,
Ne güzel bağın
ne de ağlayan gelinin,
kalmadığı kara haberi
henüz yayılmamıştı…
Hâkim Okur ile Savcı İzzet’in,
dram yaşayan Erzincan’da
yiğit mahkûmların tanığı da oldukları
henüz yazılmamıştı…
36 yıllık baktı semaya…
Bir kuş uçuyordu,
Erzincan üstünde.
Konacaktı,
konacak bir dam,
konacak bir dal da
kalmamıştı…
Uçtu,
Gitti başka diyara…
Necati Şahin
(ZELZELE DESTANI – Kahraman Mahkumlar, Kitabımızdan bir kesit)
*
ERZİNCAN
2024
13 Şubat…
ALTIN’ı alınmış
Toprak…
Toprak,
On milyonlarca ton,
Zehirli…
Aktı ERZİNCAN’a…
Altında 9 Can…
Gerekli mi Altın Can’a?(14.02.2024)
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler