FEDA/ DAKB: TECRİTE, FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!
Demokratik Alevi Federasyonu ( FADA) ve DAKB , ailesi ve avukatlarıyla 36 aydır görüştürülmeyen Abddullah Öcalan’a ve devrimci tutsaklar yönelik uygulanan tecrite karşı 17 Şubat’ta Almanya Köln kentinde düzenlenencek kitlesel mitinge ilişkin açıklama yaptı. ”Köln’de 17 Şubat’ta yapılacak olan mitinge katılmaya, söyleyecek sözümüzü haykırmaya çağırıyoruz” ifadelerini yer aldığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
”Uluslararası komplonun üzerinden 26 yıl geçti. Nato gladyosu tarafından esir alınıp Türkiye’ye teslim edilen Sayın Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999 yılından beri 25 yıldır İmralı’da tecrit altındadır. Ailesi ve avukatlarıyla 36 aydır görüştürülmüyor, kendisinden hiçbir haber alınamıyor.
Kürt sorunu, Alevi sorunu gibi kadim sorunların çözümsüzlüğünün sonucu Sayın Abdullah Öcalan’a yaşatılan bu tecriti ve işkenceyi kabul etmiyor, insanlık suçu olan işkence ve izolasyonu kınadığımızı ifade etmek istiyoruz. İmralı’da sürdürülen tecrit özgür insana, demokratik değerlere, ortak yaşama saldırıdır. Kürt ve Alevi sorununu çözemeyen, inkâr, asimilasyon ve soykırımda ısrar eden zihniyet ve siyasetin saldırısıdır. Tutsakların haftada bir ailesi ve avukatlarıyla telefon görüşmesi, ailenin ayda bir tutsağı ziyaret etmesi Anayasa’ nın emri hükmü olup, Ceza İnfaz Yasası’ nın tüm mahkumlara tanıdığı haktır. Sayın Abdullah Öcalan, Kürt ve Alevi sorununun diyaloğa dayalı barışçıl, demokratik çözümünü savunduğu, Türkiye halklarını, her inançtan ve dinden toplum kesimlerini ortak yaşamda buluşturmanın siyaseti ve perspektifine sahip olduğu için uluslararası komployla esaret altına alınmış, ağır tecrit altında tutulmaktadır.
Sayın Öcalan’ın demokratik ulus ve demokratik konfedaralizm olarak formüle ettiği ve tanımladığı sistem, tamda Alevi inancının devlet ve iktidar dışı hakikatinin kendisidir. “El ele el Hakk’a” düsturuyla dikey olmayan Ocaxlar sistemi; demokratik konfederalizmin ete kemiğe büründüğü sistemdi.
“72 milleti bir biliriz.” söylemi çokluk içinde birliği ifade eden demokratik ulusu tarif eden söylemdi.
O nedenle herkes ve her kesimden önce tarih boyunca zalime karşı mazlumların hak savunuculuğunu yapan biz Aleviler tecrite, izolasyona karşı hakkın ve hakikatin yanında olmalıyız. Keza dünya kadın hareketlerinin “Jin jiyan azadî” diyerek tüm dünyada erkek egemenlikçi sisteme karşı mücadelesine de Sayın Öcalan’ının kadın özgürlükçü paradigması esin kaynağı olmuştur. İnancımız nasılki eril, dişil ayrımına gitmeyerek cümle varlıkları bir ve eşit hak sahibi görüyorsa, kadın özgürlükçü paradigma cümle canlarla ikrarlaşmak anlamına gelmektedir.
İmralı’da tecrit kırılmadan, Kürtler fiziki ve siyasi soykırımdan kurtulamayacak, Alevi ve inanç sorunu çözümsüz kalmaya devam edecektir. Kürt ve Alevi sorununun çözümü, Türkiye’ nin demokratikleşmesi, savaş yerine barışın, inkâr yerine özgür yaşamın hayat bulmasının tecritin kırılmasıyla direkt ilişkisi vardır. Bu temelde tüm Alevi canları Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecridin kırılması, fiziki özgürlüğünün sağlanması talebi ile Almanya Köln’de 17 Şubat’ta yapılacak olan mitinge katılmaya, söyleyecek sözümüzü haykırmaya çağırıyoruz.
Gelin canlar Xizir ayında mazlumların haldaşı ve yoldaşı olalım diyoruz.”
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler