”Bugün günlerden 29 Ekim 2023. Cumhuriyetin ilan edilişinin 100. Yıl dönümü. Halkımıza kutlu olsun” başlığıyla yapılan açıkalamanın devamında, Alevilerini Laik – Demokratik Cumhuriyeti inşa etmek için mücadele edecekleri belirtilerek, şunlar kaydedildi:
”Aleviler olarak Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde çok acılar çektik. Saray iktidarlarının sürekli zulmüne ve soykırımlarına maruz kaldık. Ancak, Anadolu halklarına uygulanan sömürüye ve bu halklara yönelik uygulanan zulme karşı hiçbir dönemde sessiz kalmadık ve direndik. Zulme ve sömürüye karşı direndik, teslim olmadık ancak, devamlı olarak kırıldık, katliamlara uğradık. İnkar edildik, yok sayıldık, asimile edildik, sürgünlere yollandık. Yol ulularımız katledildi. Pirlerimiz idam edildi .
Bütün bunlardan dolayı biz hep Rızalığa dayalı bir yaşamı ve düzeni savunduk. Dolayısıyla Cumhuriyet fikrine en başta evet dedik. Cumhuriyet ilan edildiğinde heyecan duyduk, mutlu olduk. Bugün hala ille de Cumhuriyet ve inadına Cumhuriyet diyoruz. Ancak, sadece Cumhuriyet demenin yetmediğini yaşayarak gördük.
Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra üzerinde yaşadığımız ülkenin her karış toprağında yaşayan herkesin Cumhuriyeti olmasını beklerken ne yazık ki olmadı. Yine ve yeniden tekçiliğe dayalı bir sistemi esas aldı. Egemen ve hakim anlayışların dışında kalan herkes baskıya ve şiddete maruz kalmaya devam etti. Bu dönemde yine biz Aleviler, bizim gibi horlanan dışlanan diğer halklar gibi ayrımcılığa uğradık, inkar edildik ve hatta defalarca soykırıma uzanan katliamlar yaşadık. Hayal kırıklığına uğradık. Demek ki tek başına Cumhuriyet demek yetmiyormuş. Hilafet kaldırıldı, Şeyhülislamlık kaldırıldı ama bugünkü gerici ve şeriatçı ve hatta ırkçı kuşatmanın karargahı haline gelen Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. Bu dönemde palazlandırılan cemaatler ve tarikatlar aracılığıyla laiklik, daha yaşam bulamadan, ayağa kalkamadan ayaklar altına alındı. Bu gerici ideolojiler demokrasi fikrine en başından beri sıcak bakmadı . Geldiğimiz aşamada yönetim yine saraya ve tek adama teslim edildi. Laiklik , Demokrasi, Adalet, Eşitlik gibi kavramlar katledildi.
Cumhuriyet temel ilkelerinden ve olmaz ise olmazlarından koparıldı. Cumhuriyet adeta yetim ve öksüz bırakılarak gerici ve tekçi bir anlayış tarafından esir alındı.
Cumhuriyeti ikinci yüzyılında demokrasi ile laiklik ile, eşit yurttaşlığa ve adalete dayalı bir rejim ile buluşturmak temel görevimizdir. Biz Aleviler olarak Laik ve Demokratik Cumhuriyeti inşaa etme mücadelesinin ön saflarında olmaya devam edeceğiz.
Yaşamın her alanına sirayet etmiş olan gerici ve şeriatçı kuşatmaya karşı aklı ve bilimi savunacağız. Halkları kutuplaştıran, düşmanlaştıran politikalara ve yürütülen kirli savaşlara karşı kardeşliği ve barışı savunmaya devam edeceğiz. Biz Aleviler, inkar ve imha politikalarına karşı eşitliği, özgürlüğü ve eşit yurttaşlık anlayışını savunmaya devam edeceğiz.Tek adam rejimine karşı demokrasi, şeriata karşı laiklik, erkek egemen kültüre karşı kadından yana pozitif ayrımcılık demeye devam edeceğiz.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, tarihimizle yüzleşip, birinci yüzyılında başaramadığımız ne var ise başaracağız. Kimsenin dilinden, kültüründen, inancından, milliyetinden, renginden, cinsiyetinden dolayı horlanmadığı, yok sayılmadığı, öldürülmediği, çocuklarımızın sokaklarda özgürce koşabildiği, ülke gelirlerinin adil ve eşit bir şekilde paylaşıldığı, Doğanın talan edilmediği, ülke kaynaklarının halka ait olduğu bir Cumhuriyeti bütün halkımız ile birlikte temelden inşa edip yeniden kuracağız. Laik ve demokratik Cumhuriyet fikrine sıkı sıkıya bağlı kalarak, eşit ve adil bir düzenin kurulması için sonuna kadar mücadele edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.
Yaşasın Laiklik, yaşasın Demokrasi, yaşasın Adalet, yaşasın bilim, kültür ve sanat, Yaşasın tam bağımsız Türkiye, Yaşasın Laik ve Demokratik Cumhuriyet!”