Kemal Kılıçdaroğlu, İstifa Etsin mi? Etmesin mi?
Ali Kadir Tanriverdi
Düzgün Baba, olarak bilinen dağın olduğu toprakta dünyaya gözlerini açmıştır. Bu dağ Kızılbaş inancı ve kültürü için önemli bir inanç merkezidir.
JAR (Ziyaret), olarak bilinen bu dağın eteklerindeki köylüler yüz yıllardan bu yanı dualarını ederlerken, “Düzgün Baba üzerine yemin ederim…” ile başlarlar. Bu yemin sözleri edildiğinde başka kimse sorgulamaz ve kuşkuda duymazdı. Halen itikat sahipleri bu yeminleri ederler ve bu senetten daha geçerlidir.
İşte Kılıçdaroğlu, böyle bir coğrafyanın kültüründen mayasını almış bir şahsiyettir.
Munzur baba, Düzgün babanın ve daha birçok inanç merkezlerin halen var olduğu Kızılbaş inancın merkezidir.
Kılıçdaroğlu’nun geldiği Dersim, aynı zamanda da çepeçevre hakim ve farklı inançlara çevrilmiş durumda.
Bu inanç ve hakim ulus tarafından, diğer ulus ve inançlar tarafından yok sayılan ve yok edilmek istenilen bir sorunlu coğrafyadan geliyor.
Bu söylediklerimiz abartı değildir, tamamen inanç ve kültürüyle ayrıcalıklıdır.
Semavi dinlerinden olmayan aykırı ve değişik inanç ve kültüre sahiptir.
Bu topraklar hakim inanç ve uluslar tarafından hep kem gözlen bakılmış, hakim inanç tarafından da hedef haline gelmiştir.
Kızılbaş İnancı, Osmanlı imparatorluğunda döneminde kılıçtan geçirilmiş, Cumhuriyet döneminde ise, süngüden geçirildi, kurşuna dizildi, sürgünler yaşadı, asimle edildi. İşte kısaca tarif ettiğim bu acılı coğrafyanın dili olmuş olsa da konuşsaydı. Zulüm gören o, topraklar konuşmuyor ama biz, o acılı toplumun torunları olarak dile getiriyoruz.
Sevgili Kılıçtaroğlu’da, bu acılar diyarın evladıdır.
Kılıçtan ve süngüden geçirilen, Kızılbaş inancın, kültürün bir evladı, gelmiş Cumhuriyetin en üst makamına aday olmuş.
Aday olurken ne demiş, “Yoksulluğa son vereceğim, aç çocuk yatmayacak, kimse sokakta yatmayacak…işsizlere maaş bağlanacak vs. vs.”
Türkiye toplumu, bu sözlere alışkın değildi. yeni şeyler duymaya başladılar. Halk alkışladı ve sahiplendi. Kılıçtaroğlu, toplum üzerinde bir sevgi ve saygı kazandı. En gerici kesim dahi, “Gelsin…” dedi.
Ezilmiş, hor görülmüş, ötekileştirilmiş, derisi yüzülmüş, idam edilmiş Kızılbaş inancın ve kültürüne ait bir şahsiyet, yürüyor gericiliğe karşı. İşte tamda burada sahiplendi aleviler ve Kürtler. Bundandır ki, yürüyüşlerine sahip çıktık ve çıkmaya devam ediyoruz.
Yarı yolda bırakmak bizim inancımıza aykırıdır. Yakışmaz bize. Mazlumları, ayağa kaldırdı. Kime karşı? Yezide karşı. Kime karşı; hırsızlık edenlere, talan ve soygunculara, zorbalara karşı.
Her kes duysun ve bilsin ki; Sevgili Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçiminde KAZANMIŞTIR.
Ve yine her kes duysun ve bilsin ki, CHP içerisinde Kılıçtaroğlunu, sattılar, yarı yolda bıraktılar.
Bu ülkeyi aç bırakan, bu toplumu kutuplaştıran, komşu halklarla düşmanlaşan, kendi coğrafyasında ki halklara karşı savaşan, başka ulus ve inançları kabul etmeyen, 1 Euro’yu 30 Türk lirasına getiren bu şahsiyete istifa et demiyorlar. O yüreği kendilerinde görmüyorlar ama söz konusu mazlum bir inancına ait olan dürüst bir insan için, “İstifa et” diyorlar.
R. T. Erdoğan, devletin bütün imkan olanakların, medya ordusunu yanına alarak, her türlü yalan ve iftira ile kolik aroğluna saldırdı.
Kılıçdaroğlu ise mutfaktan, sıradan bir vatandaş gibi seslendi. Yüzde 48’in gönlünü kazandı. Elbette bu rakam devletin gerici, karanlık kesimin vermiş olduğu rakamdır. Yani neredeyse kırk milyon insan Kılıçdaroğluna güvendi ve inandı.
Şimdi siz,Kılıçdaroğlu istifa edin diyen çakma “CHP” lere soruyorum; şimdiye kadar oylarınız %24 civarı değil miydi?
Kılıçdaroğlu, bütün entrika ve hilelere karşı dik durmuştur…
Tarih tanığımdır. Ve mutlaka bir gün bugünün arşivleri açılacak. Belki o vakit biz olmayacağız ama tarih bizi doğrulayacaktır.
Son olarak diyorum ki; Kılıçdaroğlu istifa etmemeli.
Soyanlar, hırsızlar istifa etmelidir.
Kılıçdaroğlu milyonlarca insan güvenmiş ve oy vermiş. Neden istifa etsin?
CHP, kurultaya gidilmeli ve kurultayda rakip adaylar kazanırsa zaten bırakıp gidecektir. Kılıçdaroğlu başkaları gibi diktatör değildir. Zaten diktatör olsaydı şimdi Cumhurbaşkanı olmuştu.
Biz Alevi-Kızılbaşar ve biz Dersimliler sonuna kadar, sevgili Kılıçdaroğlunun yanında olduğumuzu beyan ediyoruz.
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler