Kiel Alevi Toplumu:Mazlumların yad edildiği, zalime/zulüme boyun eğilmediği, haksızlıklara karşı haykırış ayı olan Muharremdeyiz!
Bugünün başlayan Matem Orucu 12 gün sürecek. Kerbela çölünde zalim Yezit tarafından kuşatılarak günlerce aç susuz bırakılan ve ardından vahşi bir şekilde katledilen Hz. Hüseyin ve 72 can yoldaşı için tutulan, Matem Orucu bugün başladı. Alevi toplumunu acı ve hüzün eşliğinde tuttuğu yas orucu 12 gün sürecek.
”Mazlumların yad edildiği, zalime/zulüme boyun eğilmediği, haksızlıklara karşı haykırış ayı olan Muharremdeyiz” ifadelerinin yer aldığı açıklamanın tam metni şöyle:
‘Canlar, yarenler,
BU YIL YAS’I MATEM ORUÇLARIMIZI:
10 Ağustos Salı günü başlayıp, 21 Auğustos Cumartesi gününe kadar DERGAHIMIZDA Saat 20:15’de beraberce açıyoruz.
Muharrem Muhabbetlerimiz hergün Saat19:30’da başlayacaktır.
Dergaha LOKMA vermek isteyen Canlar, Dernek Yönetimimizden Barış Tut; 0174 3374693 Çetin Koçak; 01575 5163167 başvurabilirler.
Lütfen evlerimizden hazırladığımız veya pişirdiğimiz LOKMALARIMIZI Pandemi kurallarından dolayı getirmiyoruz.12 gün boyunca LOKMALAR HERGÜN DERGAH’ımızın yemekhanesinde
hazırlanacaktır.
ÖZELLİKLE PANDEMİ KURALLARINA SAĞLIĞIMIZ AÇISINDAN UYUYORUZ
Canlar, Yarenler,
Kerbela Hüseyinin sahrasıdır
Özgürlük Hüseyinin kavgasıdır
Mertlik, yiğitlik Hüseyi’nin dehasıdır
Dava insanlık davasıdır.
Bizler, Alevi inancına, yoluna, kimliğine sahip çıkan bireyler olarak, çok net ve Zeynep Ana kadar cesur olmamız gereken zamanlardan geçiyoruz. Yezid gibi açık düşmanlardan başka, Mervan gibi sinsi düşmanların ortalıkta cirit attığı, Hızır paşaların küçük çıkarları uğruna iş birliğine hazır beklediği, Yoluna sıtk-ı sadakatle bağlı yurttaşların sindirilmeye çalışıldığı, içeriden iş birlikçilerle manipüle edildiği bir dönem yaşıyoruz. Hala muaviyenin bıraktığı kötülük ateşi, semalarda kol geziyor. Cinsiyetçi bir yaklaşımla sapık ruhlu insanlar tarafından kadınlar tecavüze uğruyor, katlediliyor. İnsanın yaşam ve nefes alanı olan doğa/ormanlar katlediliyor. Kurdun, kuşun kuzunun hakkını isteyen Yurdum insanın yerini onları katleden, onları can olarak görmeyen bir anlayış yakıp/yıkıyor.
Yezit ve Emevi anlayışı ve bu zihniyet, hakimiyetini kurmuş, kurumlaştırmış ve kalıcı hale getirmiş. Görüntüde kimse Yezidin yolundayız demiyor.
Ancak söylem farklı olsa dahi eylemler yezitçe yapılıyor.
Onun içindir ki çağımızın yol sürenleri bundan öncekiler gibi matem tutmaya devam ediyorlar. Biliyorlar ki değişen coğrafyaların, geçilen asırların, medeniyetin, insanlığın, demokratlığın, mertliğin bu zihniyet açısından bir anlamı, önemi, değeri yok. İşte tam bu günlerde, biz Ali’ye Selman olanlar; fikirlerimiz net, duruşumuz net olmalı.
Hiçbir konuda şüpheye düşmeden, korkmadan; bu yolun talibi olmak dışında bir şansımız yok.
Bu yol ki; Kal-u Beladan beri bizim yaşam kanunumuzdur. ELİMİZİN, DİLİMİZİN, BELİMİZİN kilididir. İçtiğimiz suyun gözesi, paylaştığımız lokmamızın zerresidir. Bu yola sahip çıkalım canlar, çıkalım ki; Hakk da bize bu zor zamanlar geçirdiğimiz dünyada sahip çıksın, Hızır carımıza yetişsin, Zalimlerin zulmü son bulsun. Hz. Hüseyin gibi yiğit, Zeynep Ana gibi dik durup insanlık onuruna gururuna davasına sahip çıkmak için tüm Canları Muharrem ayında ŞAHI ŞEHİDİ İMAM HÜSEYİN aşkına, Kerbela da şehit olan Mazlumlar aşkına, katledilen kadınlar aşkına, yakılan/yıkılan doğanın aşkına, bu davaya sahip çıkmaya ve inancımızı hep birlikte yaşamaya davet ediyoruz.
Kerbela;
Geçmişi inkâr edebilirsiniz
Geçmişe karşı çıkabilirsiniz ama geçmişi yok edemezsiniz.
Eğer geçmişi yok ederseniz, geleceğinizi iyi kuramazsınız,
Çünkü geçmiş geleceğin ibretidir.
Çünkü tarih tekerrürden ibarettir.
Bu nedenle Kerbelayı anmak insanlığın gereği olmalıdır.
Kerbelada imam Hüseyin bir insanlık abidesidir.
İmam Hüseyin kerbelada; ileri sosyal demokrasi öncüsü ve şehididir.
Kerbelayı anarken; İmam Hüseyin’in şahsında bütün mazlumlar anılır,
Yezidin şahsiyetsizliğinde bütün zalimler lahnetlenir, kınanır.
Kerbela; Zalimin dört günlük Dünya saltanatı uğruna işlediği faciadır.
Kerbela, Hırsın, nefsin, ihtirasın ve doyumsuzluğun yol açtığı bir insanlık utancıdır.
Kerbela, Yezit zulmüyle eyleme dönüşmüş bir vahşet örneğidir.
Matem oruçlarımız/niyetlerimiz içinde hem örgütlü kötülüğe zalime karşı bir direnişi, karşı duruşu, ölüpte ikrarından dönmeyiş halini, hem de bu örgütlü kötülüğün panzehiri olan Alevi Kızılbaş ilkelerini izleyip, şiddetsiz eylemin ahlaki olarak üstünlüğe sahip olduğuna inanırlığını barındırır. Cümle cana tutulan Yasın ardından pay edilen aşura lokması ile de aynı kazanda farklı farklı tatlarla pişilir, olgunlaşılır hep birlikte bir kazandan yeniden bir tatta doğulur.
Tüm ırkların inançların kutsalı olan aşurenin kadimden bugüne süre gelen İnsanlığın en güzel geleneklerinden biri olan kutsallığımızın, kardeşliğin, dostluğun pekişmenin, paylaşmanın yardımlaşmanın kaynaşmanın , Savaşların kavgaların son bulmasının, kırgın ve küskünlüklerin gidermenin, gam kederlerin göz yaşların bitmesinin, bütün halkların kucaklaşmasının, bolluğun bereketinin artmasını, kinin kibirinin bitmesinin, doğanın evrenin bütün renkleri ve güzellikleri ile var olmasının, Hak ve Hakikatın yerini bulmasının, zalimlerin zulmuyeti ile tarumar olmadının, zindanların yok olmasının, dünyanın sınırsız olmasının, bütün dinlerin ırkların inançların renklerin bir arada yaşayıp yeniden var olmasının, bütün halkların dinlerin ınançların dillerin tadında bir Aşure olmasının, Aşuresini pişirip paylaşanın, pay alanın, Halk ve Hak aşkına dara duranın, Hak yolunda yol alanın, ikrarı ile yola bağlı kalanın, Musahibi ile yola varanın, haldaşına yoldaşına sırdaşına, kardaşına sadık kalanın , izine, özüne, sözüne, gözüne terazi olanın,
eline, diline, beline sahip olanın , fakire, fukaraya, yetime, yoksula, öksüze bir lokma yollayanın, yardıma ihtiyacı olana el uzatananın, Hak yar ve yardımcısı ola.
Lokması olanın, Lokması Şaha ere .
Şah ile yiyip yedire.
Yiyene delil yedirene aşk eyleye .
Muhabbet Demlerimiz dem olsun .
Demlerimiz daim olsun .
Demler tatlı Söz ile öz ile göz ile muhabbete bal olsun .
Gönüllerdeki kin kibirler boşalsın, Gönüllere dostluklarımızın aşkı muhabbetleri dolsun .
Hamlıktan, ervahlıktan, çiğlikten Kâmillik ile pişe, pişiririle.
Ehli ile dolsun has olsun ..
Hınzır paşalar bizim muhabbetlerimizde dem alsın, Can olsun.
Hak ve Hakikat’ın yolunu arayıp bulmayanın, Hızır Kılavuzu olsun .
Hizmetleri Pirin didarına yazılmış olsun .
Gerçeği görenlerin demine hüü, diyenlerin demine Hüü !!!
Aşk ile..
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler