Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Ayasofya’yı camiye dönüştürme kararına gelen tepkilere, Aleviler’den gelen tepkide eklendi

Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine yönelik Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle Danıştayda dava açmıştı. Davayı duruşmalı inceleyen Daire, 2 Temmuz’daki duruşmada tarafları dinledi.
Duruşmanın ardından dosyayı inceleyen Danıştay 10. Daire kararını verdi. Daire, Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti.
Kararın ardından AK Partı Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan imzası ile Ayasofya Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlanarak ibadete açıldı. Karar, Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı. Cumhurbaşkanlığı Kararını twitter’a yazdığı “hayırlı olsun” mesajıyla paylaştı.
Ayasofya‘nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlanarak ibadete açılması kararı uluslararası tepkilere neden oldu. Karara Alevi kurumlarıda tepki gösterdi .
RUS ORTODOKUS KİLİSESİ : ÇOK ÜZÜCÜ
Rus Ortodoks Kilisesi, Türkiye’de Danıştay’ın Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesi yönündeki kararı iptal etmiş olmasını üzüntüyle karşıladıkları açıklamasını yaptı.
Rus Ortodoks Kilisesi’nin basınla ilişkilerden sorumlu yetkilisi Vladimir Legoyda, Danıştay’ın kararına ilişkin olarak, “Rus Ortodoks Kilisesi ile diğer Ortodoks kiliselerinin endişelerine kulak verilmemiş olması çok üzücü” dedi.
Ayasofya’nın ibadete açılması kararın ardından Yunanistan’dan ilk tepki, Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni’den geldi.
Mendoni, “Erdoğan’ın bu milliyetçi davranışı, ülkesini 600 yıl geriye götürdü” dedi.
Kültür Bakanlığı’ndan yapılan ve Bakan Lina Mendoni’nin imzasını taşıyan açıklamada da, “Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyasi iradesinin sonucu olarak alınan karar, bu anıtın ünik ve ekümenik doğasını tanıyan medeni dünyaya karşı açık bir provokasyondur” ifadelerine yer verildi.
‘AB İLE İLİŞKİLERİ ETKİLEYECEK’
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ise söz konusu kararı kınadıklarını belirterek, “Bu karar tarihi yapıyı dünya mirası olarak gören herkesi gücendirdi. Ayrıca karar sadece Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkileri değil Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri de etkileyecektir” dedi.
UNESCO Genel Sekreteri Audrey Azoulay’ın örgütteki Türkiye temsilcisine bu konuda endişesini ilettiği belirtildi. Azoulay açıklamasında, “Ayasofya, mimari bir başyapıt ve aynı zamanda yüz yılllardır Avrupa ile Asya arasındaki etkileşimlerin eşsiz bir tanığı. Müze statüsü, mirasının evrensel niteliğini yansıtıyor ve onu diyoloğun güçlü bir sembolü haline getiriyor” ifadelerini kullandı.
ABD: HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADIK
Ayasofya kararının ardından açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanlığı ise, ”Ayasofya’nın statüsünün değiştirilmesi kararından hayal kırıklığına uğradık. Türkiye’nin Ayasofya’nın herkesin erişebileceği bir yer olmaya devam etmesini sağlamak için atacağı adımları öğrenmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.
UNESCO:  DERİN ÜZÜNTÜ İÇİNDEYİZ
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Ayasofya’nın müzeden camiye dönüştürülmesi kararını “derin üzüntüyle” karşıladığını açıkladı.
Bugün alınan kararın, statüdeki değişimin yapıtın evrensel değerine nasıl etki edeceği sorusunu gündeme getirdiğini belirten UNESCO temsilcisi Azoulay, böyle bir değişimin önceden UNESCO’ya bildirilmesi gerektiğini ve ilgili komite tarafından bunun değerlendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Azoulay, Türk makamlarının kendileriyle diyaloğa geçmeleri çağrısında da bulundu.
UNESCO Genel Sekreteri Audrey Azoulay’ın örgütteki Türkiye temsilcisine bu konuda endişesini ilettiği belirtildi. Azoulay açıklamasında, “Ayasofya, mimari bir başyapıt ve aynı zamanda yüz yılllardır Avrupa ile Asya arasındaki etkileşimlerin eşsiz bir tanığı. Müze statüsü, mirasının evrensel niteliğini yansıtıyor ve onu diyoloğun güçlü bir sembolü haline getiriyor” ifadelerini kullandı.
AABK EŞİT BAŞKANI HÜSEYİN MAT: HDEFLERİ CUMHURİYET İLE HESAPLAŞMAK
AABK Eşit Başkanı Hüseyin Mat, sosyal medya üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesine ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlanarak ibadete açılmasına tepki gösterdi. Mat, yazılı açıklamasında Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi kararına ilişkin şunlar ifade etti:
Genel tutum itibariyle…
Hace Bektaş Veli Dergahı’nı kültür bakanlığına,
Ayasofya’yı diyanete bağlamak,
Azınlık haklarını inkar etmek,
İnanç özgürlüğünü tanımamak, ibadethanelere saygı duymamak, tarihi eserlere değer vermemek, uluslararası anlaşmaları kabul etmemek, AİHM kararlarını uygulamamak devletin sahip olduğu egemen kimliği ve egemen inancı zorla dayatması anlamına gelir. Bu bir “tekçilik” politikasıdır.
Türk İslam sentezinin bakış açısıdır.
Bizler, meseleye inanç özgürlükleri, azınlık hakları, kutsal mekanlara ve ibadethanelere saygılı davranma anlayışı üzerinden bakmalı ve uluslararası anlaşmaları esas almalıyız.
Peki bunların amaç ve hedefleri???
Her zamanki gibi gündem değiştirmek.
Her zamanki gibi bir çıkmaza düştüklerinde ya da kendi çıkarları söz konusu olduğu zaman bir karar çıkarmaları gerektiğinde gündem değiştirip dikkatleri, tartışmaları başka yöne çeviriyorlar.
Ekonomik veriler berbat, iç ve dış siyasette tükenmiş bir AKP var. Dağılan oy potansiyelini diri ve bir arada tutmaya çalışıyor. Kısacası iktidarını ve gücünü korumak istiyor.
Siyasi İslamcıların en büyük hayali saltanat ve halifeliktir. Danışta’yın gerekçeli kararı, ” Ayasofya’nın Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı mülkiyetinde bulunduğu, cami olarak kullanılması için toplumun hizmetine sunulduğu belirtildi.” bu niyeti açıkça ortaya koyuyor.
Hedef gerekçeli kararda da anlaşıldığı gibi Cumhuriyet ile hesaplaşmak.
AKP bu kararla, Erdoğan’a halifelik yolunu açmış ve kutsal bir ulviyet kazanması konusunda önemli bir çıkışı da yakalamıştır. Zaten çevresinin ve kemik tabanları olan şeriat özlemcileri bunu sürekli dillendiriyorlardı.
Laik ve cumhuriyetçi kesimler, muhalefet bile muhafazakarların tepkisi ve oy kaybı korkusu ile hareket etmeye devam ediyorlar. Ayrıca millet ittifakı dağılır edişesi ile susuyorlar. Yani bugune kadar bildiğimiz siyasi tutumları devam ediyor.
Hak ve özgürlükleri esas alan, din ve vicdan özgürlüğü çerçevesinde, birey hak ve özgürlükleri temelinde uluslararası hak, hukuk, adalet kapsamında devletlerin uluslararası düzeyde attıkları imzalar neyi gerektiriyorsa öyle hareket edilmelidir.
Herkes için: hak, hukuk ve adalet..
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir